7/24

7/24 Tefeci

Bankalar bir taraftan kaşıkla verirken diğer taraftan  kazanla almaya devam ediyorlar, Bu arada ülke ekonomisine zarar vermeye ısrarla  devam ediyorlar. Geçim sıkıntısı içinde yaşayan insanların  "Kredi Kartları ve Bireysel Kredi  Krizi" her an patlayabilir; ha patladı, ha patlayacak...

Bütün ilgililer ise bu kriz konusunda meşhur üç maymunları oynamaya devam ediyorlar! Ne zamana kadar? Görüldüğü kadarıyla, her halde milletin milyarlarca dolarının hortumlanmasına sebebiyet veren bir önceki "banka krizleri" benzeri krizler gerçekleşinceye kadar!.. Bu gerçeği bizden başkaları da görüyor ve "kral çıplak!" diyor; ama?

Bankaların kredi kartı ve bireysel krediler de aşırı faiz uygulaması, yasal takip sürecine düşen borçların bir gün içinde iki hatta üç, dört katına çıkması   beni, Türkiye de bankaları   tefecilerle aynı kefeye koymaya  yöneltiyor.

Tefecilik ilk çağlarda alacaklının kullandırdığı para için borçludan anapara dışında aldığı her miktardaki ücreti ifade ederdi. Faizin oranı ne olursa olsun, yapılan iş tefecilik sayılırdı.

Her türlü faizin tefecilik sayıldığı günler geçmişte kaldı. Bugün kredi işlemleri ticari bankaların kontrolü  altında. Ama dünyada tefecilik hâlâ ölmedi; adı değişti. Ülkemizde ise son derece yaygın. Banka halktan para toplayan ve topladığı parayı şahıs ve şirketlere kredi olarak dağıtan kuruluştur. Banka fon toplama ve dağıtma yetkisini devletten alır. İşte bu husus banka ile tefeci arasındaki en büyük farkı oluşturuyor. Çünkü tefeci yasadışı para ticareti yapar; banka ise para ticaretini alenen ve resmen yapar. Bu durum tefeciliğin tarifini değiştirdi ve tefeci aşırı faizle borç veren kimse yani banka   demek oldu. Diğer taraftan, "tefeci faizi" deyimi, kreditör kuruluş tarafından tatbik edilen, makul haddin üzerindeki faiz oranını ifade etmekte. Bu noktada bankalarımızın kredi kartı ve bireysel krediler e uyguladığı faiz oranını "tefeci faizi"nden başka bir şekilde deyimlendirmek için sözlükleri karıştırmak gerekiyor

 

Etiketler : Hakan Dikmen