Atatürk Üniversitesini kim temsil etmeli

Üniversite giriş sınavları nedeni ile hafta sonu sokağa çıkma yasağı varken evde oturup şöyle bir rektör adaylarını ve Atatürk Üniversitesini kim temsil etmeli diye kendi kendime sesli düşündüm. Hemen hemen herkesin merak ettiği bir konuyu düşünmeye herkesin merak ettiği soruyu ben de alengirli bir şekilde dile getireyim istedim.

Atatürk Üniversitesini kim temsil etmeli?
Malumunuz Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) geçen hafta rektör adaylığı noktasında başvuruların başlandığını açıkladı.
8 Temmuz’da son bulacak başvurular için heyecanlı bekleyiş başladı.
Sadece Erzurum'un değil Türkiye'nin gözbebeği olan bölgenin en önemli değeri ülkemizin de gururu olan Atatürk Üniversitesi’ni temsil edecek rektör adayları arasında birçok isim gündeme taşınmaya başlandı.
Adaylığa niyeti olmayanlar bile kulislerde adı geçince heyecanlanıyor. İstemem yan cebime koy edasında.
Gazete ve sosyal medyada adı geçince “acaba bende aday mı olsam” diye de hesap ediyordur.
Öyle ya reklamın iyisi-kötüsü olmaz
Liyakat-yetenek-bilimsel başarı ise hak getire.
Her şey o kadar rutinleşti  ki!
Rektörlük seçimleri de buna dâhil oldu.
Oysa rektörlük makamı çok kıymetli çok değerlidir.
O makama gelecek kişi aynı zamanda üniversitenin kaderini belirleyecektir
Vezir etmek var rezil etmek te!
Türkiye’de şöyle bir araştırma yapın-bakın.

Başarılı olmuş, çıtasını yukarı çıkarmış, kariyerini ikiye katlamış ve de unvanı yurt dışına taşmış üniversitelerin başında iyi-sağlam rektörler ve ekipler var. Son atamalara bakıldığın da çoğu rektörün yayını yok.                                                  

Konu hakkında bir açıklama yapan Özyeğin Üniversitesi Kurucu Rektörü  Erhan Erkut, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından altı üniversiteye atanan rektörlerle ilgili "6 rektörün endeksli dergilerdeki toplam makale sayısı 3. Dört yeni rektör sıfır makaleli! " dedi.
Prof. Dr. Erhan Erkut, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla yayımlanan kararla altı üniversiteye yapılan rektör atamalarının liyakatsiz olduğunu söyledi.
Dünyanın saygın üniversitelerinde yardımcı doçent bile olamayacak kişilerin rektör yapıldığını belirten Erkut, "Bu YKS gürültüsü arasında son yapılan rektör atamaları kayboldu. 6 rektörün endeksli dergilerde toplam makale sayısı 3. Dört yeni rektör sıfır makaleli! Biz liyakat dedikçe makalesiz rektörler gelmeye devam ediyor. Sonra neden ilk bilmem kaçta üniversitemiz yok" diye yazdı.
"Bu ülke için üniversiteler bu kadar mı değersiz?" diye soran Erkut,  "Atanabilir bulduğunuz akademisyenler arasında hiç mi endeksli dergilerde 5-10 makalesi olan yok. Acınası bir durum" ifadelerini kullandı.
Meslektaşlarına da seslenen Erkut, "Eğer düzgün bir üniversitede Prof. olmak için yeterli sayı ve kalitede yayınınız yoksa size gelen rektörlük teklifini kabul etmeyip araştırmalarınıza ağırlık vermenizi öneririm. Kalifiye olmadığınız işi kabul etmek iyi bir kariyer adımı değildir" tavsiyesinde bulundu.
"Üniversitenin birincil işinin insanlığın bilgi dağarcığını genişletmek" olduğuna dikkat çeken Erkut, "Bu kurumun başına gelecek kişinin araştırma faaliyetlerini yönetmeyi, araştırmayı destekleyecek bir sistem kurmayı bilmesi gerekir. Kendisi yayın yapmamışsa bu biraz zor olur" dedi.
Atatürk Üniversitesi ’nin geçmişine baktığımızda bunu görmek mümkün.
Polemik yapacak değilim.

Ama bir dönem koca üniversite FETÖ’cülerin eline düşmüş, hiçbir bilimsel başarıya imza atılmamış, kaynak yaratılmamış seviye yerlerde sürünmüştür.
AÜ ‘nün tarihinin en buhranlı ve sıkıntılı sürecini yaşamıştır.

Tercih edilen üniversite yerini “olsa da olur olmasa da olur” anlayışına terk etmiştir.

AÜ eğer rektör tercihi noktasında gerekli hassasiyeti yaşamazsa fetö’cü yıllarda olduğu gibi yerinde saymaya devam eder.

Şimdi yeniden bir heyecan yaratma zamanı.

Şimdi yeniden ayağa kalkma zamanı.

Şimdi yeni hedefler ve yol haritası belirleme zamanı.

Bir kere daha  üniversite kendi özgül ağırlığını kazanmalı.

Özetle AÜ yeni dönemde rektörle yeni bir  sayfa açacak.

Bu sayfanın üzerine ya yeni tarihi başarılara imza atacağız yada öylesine idarede edip gün geçireceğiz.

Var olan sorunları sıkıntıları herkes iyi biliyor.

Rektör adayları çözüm olmaya mı gelecek yoksa siyaset edebiyatı yapıp dert yanmaya mı ona karar vermeli.

Emekli olmadan “bir de rektör olayım egomu tatmin”  edeyim diyen varsa vay halimize!

Rektörlük koltuğu güç alınacak yer değil güç katılacak yerdir.

Rektör olmak için Prof. Dr. olmak yetmiyor
Rektörlük siyasi makam değil kurumsal makam olduğunu ve bu makama aday olacak kişilerin siyasetten uzak durması gerektiğini, siyaset arenasında yol alan birilerinin aday olmasının rektörlük makamına zarar vereceğine, akademik erdem ’in bunu gerektirdiğine inananlardanız. İyi bir karakter, huzurlu ve mutlu bir kişilik, gülen bir yüz, kendisi ile barışık bir ruh, tarafsız ve güçlü bir irade, başarıya odaklanmış bir beyin hepsinden çok önemli...