Köşe Yazıları Düzenleme Tarihi : 25 Aralık 2020 20:58 Haber Girişi : 25 Aralık 2020 21:00

ERKEN SEÇİM OLUR MU?

ERKEN SEÇİM OLUR MU?
Bu aralara herkesin kafasında bu soru var. Tartışmalar sohbetler de bu minvalde. Muhalefet partileri de son günlerde ?Erken Seçimi? yoğun olarak dile getiriyor. Peki bu talebin veya beklentinin vatandaşta karşılığı var mı ya da ne kadar var?

Son Dakika Seçim Anket Haberleri - Nerina Azad Tarafsız ve güvenilir Kurd  ve Kurdistan haberleri - Peşmerge, Barzani

Bu aralara herkesin kafasında bu soru var. Tartışmalar sohbetler de bu minvalde. Muhalefet partileri de son günlerde “Erken Seçimi” yoğun olarak dile getiriyor. Peki bu talebin veya beklentinin vatandaşta karşılığı var mı ya da ne kadar var?

Türkiye’de vatandaşın gündemi nedir diye bakacak olursak özellikle son dönemde kesinlikle ekonomiyi ilk sıraya yazarız. Ekonomi uzun zamandır belki de vatandaşın gündeminde ilk sırada yer almıyordu. Şimdilerdeyse herkesin gündemi de sohbeti de malum ekonomi. Vatandaş ekonomik olarak iflasın eşiğine geldi artık. Karnı aç olan insan ne düşünebilir ki?

Hani bazen arabanız yakıt uyarısı verir ya! Kendinizi en yakın benzinciye atmak zorunda kalırsınız. Ya da motor uyarısı verir. İkmal yapmanız gerekir ya. Sonra gidebildiğiniz kadar gidersiniz ve araba teklemeye başlar sonunda da olduğu yerde durur. Bu durumda benzinciye ne kadar yakınsanız o kadar şanslısınızdır. Şimdi Türkiye tam da bu durumda. Hem de içi hallerinden hiç memnun olmayan yolcularla dolu. Dolayısıyla en kısa zamanda en yakın benzinciye gitmek durumundadır. Benzinciye gitmez veya gitmemek de direnirse muhtemelen arabada sadece yakıt sorunu değil farklı sorunlar da ortaya çıkar ve artık araba kullanılamaz hale gelir. Çok basit bir şekilde giderilebilecek sorun belki de içinden çıkılamaz sorunlar yumağına dönüşür.

Evet Türkiye’de bir erken seçim havası var. Her ne kadar iktidar kanadı kendince haklı olarak gündemlerinde erken seçimin olmadığını söylese de kazın ayağı hiç de öyle değil. Yolun sonunda seçim görünüyor. Zaten bunu kelime aralarındaki nüanslardan anlamak da zor değil. Yalnızca uygun zamanı bekliyorlar yani bekleyecekler diye düşünüyorum.

Ama dedim ya her şeyden önce vatandaşta bu hava var. Kim bilir belki pandemi olmasaydı bu yıl dahi erken seçim yılı olabilirdi. Şimdi ne olacak? Özellikle aşı ile pandemi hafifleyecek ve yaz ortalarında çok büyük oranda etkisini kaybedecek. Bu arada iktidar da Siyasi Partiler Kanunu ve ilgili kanunlarda bazı teknik değişiklikler yapacak. Ve özellikle ilkbaharda “Erken Seçimin” ayak sesleri hissedilmeye başlanacak. Sonuç olarak önümüzdeki sonbaharda Ekim-Kasım aylarında bir erken seçim yaşanacak gibi duruyor.

Genel tabloya baktığımızda iyi gitmeyen birçok şey var. Dolaylı veya direkt 10 milyon aşkın işsiz var. Bunların aileleri çoluk çocukları var. Hukukla ilgili farklı sıkıntılar var. TUİK’in değil ama halkın enflasyonu almış başını gitmiş. Eğitimde farklı sıkıntılar var. Siyaset deseniz başta dil ve üslup sorunu olmak üzere güven sorunu var, iletişim sorunu var ve bir de masa sorunu var elbette.  Toplumda adalet anlayışı ve beklentisi azaldı. Toplumun gençlerin yarınlara ait umutları azaldı. Genç işsizlik %30’larda. Vatandaşa göre ortada bir pasta var ve bu pastayı da yalnızca bir kesim paylaşıyor.

Ayrıca AK Partide gözle görülen hem mental hem de fiziksel bir yorgunluk ve bir güç zehirlenmesi var. Dünyanın kendi etrafında döndüğünü ve hayatın sadece kendisi ve çevresinden ibaret olduğunu zanneden bir güruh var. Evvelce yoktu sonradan peydah oldu. Bu basiretsiz ferasetsiz ilkesiz çapsız güruha bir de aynı tip bürokrasi eklenince vatandaş boğuldu. İnsanları dışlayan ötekileştiren bir yapı var artık. Bizden olmayan veya bizi eleştiren, yanlışımızı söyleyen kim olursa olsun davaya ihanet etmiş sayılmaya hatta vatan haini damgası yemeye başladı. Ama asıl bunlar yüzünden dava niteliğini ve niceliğini kaybetmeye yüz tuttu da haberleri yok.

Erken seçimle alakalı en önemli sebep AK Partinin kendi varlık sebebidir. AK Partinin ilk girdiği seçim olan 2002 seçimlerine baktığımızda kimse kusura bakmasın ama şimdiki duruma benzer bir tablo vardı. Evet insanlar şimdilerde yazar kasa atmıyor ama intihar ediyor, şiddet uyguluyor, toplumun sosyo-psikoloji travma geçiriyor ve ötekileştirilmişlik duygusu yaşıyor.

Artık Türkiye’de birileri kazandığı paranın hesabını bilmezken birileri bir lokmayı nasıl bulurum bu gece nasıl aç kalmam, çocuğum boğazından bir lokma ekmeği nasıl geçiririm ne yaparım diye hesaplar içerisinde. Başarabildikleri ölçüde. Başaramayanların vah haline!!Duygusal buhranlarda insanlar. İşte şiraze böyle kayınca da kaçınılmaz son gelmiş oluyor maalesef..

Ak Parti bu ve benzer sıkıntıları çözmek adına vatandaştan vekâlet aldı? Peki 18 yılda çözebildi mi ya da ne kadarını çözebildi? Demek ki çözememiş en azından büyük bir kısmını!! Çözebilmiş olsaydı bugün bunlar konuşulmaz alternatif aranmazdı. Tabi bunu görmek istemeyenler olabilir. Ama gerçekten çok büyük sıkıntı var. Çünkü vatandaş toplumda siyasette ekonomide artık sınıfsal farklılıkların oluştuğunu veya oluşturulduğunu düşünüyor. Bu sınıfsal kategoride kendisini de en alt katmana koyuyor. Koyuyor derken eldeki veriler insanımızı buna itiyor. Artık ekonomik olarak her gün fakirleşen, her gün işsizliğin kucağına düşen, ekonomik ve siyasi olarak kendini ikinci hatta üçüncü sınıf vatandaş olarak görmeye başlayan insanların sayısı hiç de az değil. Toplumsal ve sosyal patlamalar artma potansiyelinde. Kadın cinayetleri, aile içi şiddet, hırsızlık, yağma ve hatta intiharlar pandemiye rağmen artma eğiliminde. Kimse kusura bakmasın ama bu memlekette çöpten ekmek toplayan insan da var gece yatağa aç giren insan da var çocuğuna bir şey alamadığı için bebeğine süt veremediği için canına kıyan insan da var. Sadece belli bir mutlu azınlık hayatından memnun. Bu böyle oldukça da erken seçim beklenen bir son olacaktır.

Bu sorunların çözümüne yönelik herhangi bir hareket yok. An itibari ile iktidar özellikle gelir dağılımındaki adaletsizliği ve zirve yapan yoksulluğu çözemezse insanını insanca yaşatamazsa seçimleri zamanında yapamaz.