Erzurum Haber Girişi : 20 Şubat 2020 22:29

Erzurum’da içme suyu arıtımında Alümiyum kullanılıyor mu ?

Erzurum’da içme suyu arıtımında  Alümiyum kullanılıyor mu ?
Erzurum'da içme suyu arıtımında alümiyum kullanılıyor mu? Eğer kullanılıyorsa bunun sağlık yönünden bir zararı var mı? Bu sorunları cevabını bulmak ve musluğumuzu açtığımız da rahat rahat su içebilmek için bu soruya cevap arıyoruz.

Erzurum'da içme suyu arıtımında Alüminyum ku ile ilgili görsel sonucu

Alüminyum ciddi sorunlar yaratabilen çevresel toksik bir maddedir. Canlı hayatın da düşmanıdır. Yapılan araştırmalar sonucu yayınlanan birçok makalede Alzheimer Hastalığı, Parkinson De- mentia ve Osteomalacia gibi birçok hastalığın alüminyum ile bağıntılı olduğu ileri sürülmektedir. Konu ile ilgili makaleler alüminyum’un çevreye ve dolayısıyla da sağlığa ne denli zararlı olduğunu açıkça vurgulamaktadır.

Alüminyum çevremizde en yaygın bulunan elementlerden biri olmasına rağmen son zamanlara kadar insanlar ve çoğu diğer biyolojik türler tarafından kullanılabilir olmamış ve zararsız olduğu düşünülmüştür. Bu da evrimsel düşüncede bu maddeye ilişkin koruma mekanizmalarına çok az ihtiyaç duyulmasını getirmiştir. Nisbeten, son zamanlarda meydana gelen asit yağmurlarıyla biyolojik ekosistemlerdeki alüminyum miktarlarında etkili artışlar olmuştur. Ve bu artışların balık ve bitki türleri üzerinde zararlı etkiler yarattığı gözlenmiştir

Genellikle doğal sulardaki alüminyum konsantrasyonları ihmal edilebilir düzeydedir. Bunun nedeni normal hava koşullarında alüminyumun çözünmemesine bağlıdır. Yalnızca Ph değeri düşük olan sularda kayda değer alüminyum miktarları bulunmuştur.

Bununla birlikte, bazı yerlerde belli göl ve akarsularda oluşan asidifikasyon ciddi su kalite problemlerine neden olmaktadır. Asidifikasyonla birlikte, Alüminyum topraktan çevreye hareketlenme göstermektedir. Alüminyumu asit giderici mide tabletlerinden, kutu içeceklere, besinlerden ve musluklarımızdan akan suya kadar bir çok kaynaktan alıyoruz.

Avrupanın kuzeyindeki ve Kuzey Amerika'daki pek çok tatlı suyun şu anda asidik özellik göstermesi ve bunların alüminyum konsantrasyonlarının 100-800 mg/lt arasında değişmesi bu konudaki araştırmaların artmasında önemli rol oynamıştır

Avrupa ve Amerika'da bilim adamları yukarıda belirtilen tüm bu kaynakları alüminyumdan arındırmak için çalışmalar yapmaktadırlar.

Konunun bizi en çok ilgilendiren yanı ise Erzurum içme suyu arıtma tesislerinde sularımıza kendi ellerimizle kattığımız alüminyum sülfat ve suyun içinde

işleme tabii tutulduğu beton yapılardan geçen alüminyumun sağlığımız açısından zararı nedir?

1988 yılında Amerika Çevre Koruma Kurumu (USEPA) tarafından yapılan bir araştırmada, arıtma işleminde alüminyum sülfat kullanılan arıtılmış suda % 40-50 olasılıkla alüminyum konsantrasyonunun ham sudakinden daha yüksek olduğu bulunmuştur .

Arıtılmış sudaki yüksek alüminyum konsantrasyonları, ham suyun alüminyum konsant-rasyonunun yüksek oluşuna ya da alüminyum tuzlarıyla arıtılan sularda aşırı dozlamaya, zayıf koagulasyona, ham suyun pH değerinin düşük olmasına klorlamaya veya bunu takip

eden yetersiz filtrasyona bağlanabilir

Alüminyum tuzları iyi bir kogagulant maddedir. Bu tuzlar koagulasyon ve flokulasyon işlemleri sonucu su içinde kendiliğinden çökemediğinden askıda bulunan partikülleri yumaklar haline getirerek birleştirir ve çöktürülerek filtrelenmesine olanak sağlar. Bu kullanım kolaylığı onu geçmiş yıllarda arıtma işleminde en çok kullanılan kimyasal maddelerden biri durumuna getirmiştir. Ancak 90'lı yıllara gelindiğinde birçok gelişmiş ülke arıtma tesislerini alüminyumdan arındırma konusunda yoğun çabalara girmiş ve tesislerde alüminyum tuzlarına alternatif olarak organik koagulantların kullanılmasına olanak veren dönüşümler yapmışlardır.

Bu arındırma çalışmaları sırasında aşağıdaki sonuçlara varılmıştır. Tesis çıkış suyunda kalıntı alüminyum miktarı mevcut limitlerin içinde dahi olsa, mikro-flok halinde içmesuyu şebekesine ulaşan partiküllerin şebekenin ölü noktalarında birikmesine ve bu alanlardaki semt sakinlerinin musluklarından alüminyum solüsyonları akmasına genellikle engel olunamamaktadır. Bu nedenle tesislerde kullanılan alüminyum tuzu dozunu azaltmak veya arıtılmış sudaki kalıntı miktarlarını daha sıkı kontrol etmek soruna kalıcı bir çözüm getirememiştir.

Ülkemizde de Erzurum, İstanbul ,Ankara başta olmak üzere birçok kentimizin sularının arıtılmasında alüminyum tuzları kullanılmaktadır. Temiz su olduğu ileri sürülerek kullanıma verilen bu suyun nedenli sağlıklı olduğu, şebekelerin hangi bölümlerinde kimler tarafından alüminyum solusyonu içildiği ise meçhuldur.

Ayrıca, son zamanlarda alüminyum zehirlenmesinin, çocuklardaki aşırı hareketlilik ve öğrenme bozukluğuna neden olabileceği sudaki alüminyum seviyelerinin Diyaliz Dementia hastalığının ortaya çıkmasında önemli bir faktör olduğu ileri sürülmektedir.

Bu konunun toplumun sağlığı açısından sorumluluk duyan bir anlayışla ele alınması, içmesuyu arıtma tesisleri, depo ve boru yapımında kullanılan çimentonun seçiminde alüminyum oranının düşük olmasına dikkat edilmesi, arıtma tesislerinde alüminyum tuzları yerine organik koaqulantların kullanılmasının teşvik edilmesi gerekmektedir.

Erzurum’da yaşayanların gelişmiş ülkelerde yaşayanlar kadar temiz ve sağlıklı su kullanmaya hakkı olduğuna ve içmesuyu arıtımı konusunda Erzurum koşullarını da gözardı etmeden araştırıcı ve sorumlu anlayışlarla soruna çözüm bulunabileceğine inanıyoruz.

      HABER   /UĞUR AKYOL

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.