İnsanlık bugün yine dolar karşısında değer kaybetti.

İnsanlık bugün yine dolar karşısında değer kaybetti.

 

İnsan hayatında para vazgeçilmez. Günümüzde paran yoksa hayatın yaşanamayacağını kanaati ön plana çıkmıştır. Para varsa veya para değerindekilere sahip olunmuşsa, sende değerlisindir. Para ve mülkle kişiler değerlendirmeye tabi tutulmaktadır. Hani bazen “Paran kadar konuş” derler ya. Para insanı gururlandırır ve güvenle hareket etmesini sağlar.

Bazı insanların birbirleriyle konuşmadıklarının sebebini araştırdığımızda, mal-mülk ve çıkar arzusu vardır. Akrabaların ve hatta kardeşlerin birbirleriyle aralarının iyi olmadığına baktığımızda altında miras, mal-mülk çıkar kavgalarıdır. Kardeş kardeşi öldürmesi, insanların birbirinin canına kıyması paradır.

Gelişmemiş yada gelişmekte olan, Dünya ülkelerin de yaşayan  insanların zor duruma düşümeleri, para için değil midir?  Silah satarak para kazanmak, petrolle ekonomisini güçlendirmek için canlara kıymıyorlar mı? Yerinden yurdundan etmiyorlar mı? Ellerini kana bulamıyorlar mı?

Gençlerimizin evlenmeyi geciktirmelerinin sebebini araştırdığımızda altında parasızlık bulunmaktadır. Evlenince geçinemeyeceğini, sıkıntılar çekeceğini, çocuklarına iyi bir gelecek kuramayacağı kaygısı içinde hayatın devam etmeyeceğini düşünmektedir. Bu nedenle mutluluklarını ileriye atmaktadırlar. Bu da ekonominin iyi olmadığının bir göstergesi kabul edilmektedir.

Kadınlarımızın çalışma hayatına girmesi için öncelik tanınır teşvikler verilir. Amaç kadınlarımızda aileye ve ekonomiye katkı sağlasınlar. Çalışma hayatına girmeden kendilerine güveni azdır. Hatta kadınlarımız evlendikten bir zaman sonra çalışmaya başladığında kendilerine güvenleri artar. İnsanlarımızın değimiyle “Ayaklarının üstünde dursun” diyoruz ya. Sonradan kendine güveni gelen ve ayaklarının üstünde duran kadınlarımız eşlerine rest çekebilmektedirler. Bunun örneklerini görmekteyiz. Hatta boşanmalarda artmaktadır. Nedeni, eşinin ekonomik baskısında kurtulmasıdır. Boşanmaların çoğunluğunun da sebebi  parasızlıktır.

Siyasilerimiz bizlere iş, para ve ekonomik değerler vaadinde bulunduğunda, oylar oraya akmaktadır. Bizimde siyasilerden isteklerimiz, hep maddi çıkar sağlayacak isteklerdir. Verilen sözler yerine getirilmediğinde kızgın ve kızgınlığımız kendini tekrar oy vermeme tehdididir. Burada da ekonomi önem arz etmektedir. Ekonomiyi güçlendiren oyları götürüyor değil mi?

Manevi alanda da para geçerlidir. Ekonomik gücün iyi değilse İslam’ı yaşamada aksaklıklar ortaya çıkabilmektedir. Hayır, işlemekte parayladır. Camilerimizin şehirlerimizi süslemesi ve kendini göstermesi de paranın gücüdür. Fakirlere ve muhtaçlara yardım da ekonominin bir göstergesidir. Para insanı azdırmadığı müddetçe…

İnsan; ekonomik bağımsızlığını kazanıp geleneksel gruplardan çağdaş topluma yaklaştıkça İslami değerlerin, adetlerin, geleneklerin, törelerin gücü zayıflamış, kültürel değerler yok olmaya yüz tutmuş, buna karşılık onu denetleyen yasaların sayısı artmıştır. Bunun sonucu mahkemelerdeki dosyaların sayıları da artış göstermiştir. Birçok suçların ekonomik yaşantıdan kaynaklandığı gerçeğini kimse saklayamaz.

Ekonomi ile birlikte bilimsel, teknolojik ve toplumsal gelişmelerin sağladığı yararları gölgeleyecek bazı sorunları da beraberinde getirmiştir. Refah toplumu seviyesine ulaşan bireyler, sahip olduğu maddi bolluğa karşılık, anlamsızlık ve yabancılaşma gibi duyguları yaşamaya başlamışlardır.

Çağdaş ve ekonomik değeri fazla olan toplumlarda incinmek ve diğerlerini incitmek daha kolaydır. İncinmemek için toplum içine girmekten kendini alıkoyduğunda, yalnızlıktan korunmak için alkol, uyuşturucu madde, kumar, bağımlılık yapan hale getirilen diğer araçlara kendini vermektedir. Aşırı bağımlılar ise kendi sorumluluklarını başkalarının üstlenmesini beklerler. Her insanın kendine düşen bir sorumluluğu vardır.

İnsan tek başına sorunlarla baş edemez. Birlikte yapılan işlerde başarı vardır. Bir fabrikayı tek başına bir kişi götüremediği gibi, büyük işler birçok insanın bir araya gelmesiyle başarılır. Kişi; çevresindekilerle birlikte kendini başarılı ve güvende hisseder fakat kişilere güvenmediği zaman ise kirpi gibi soğukta kalır ve ısınamaz.  Kirpiler soğukta ısınmak için sırt sırta verirler ama dikenleri birbirlerine batar. Ayrılınca da üşürler. İnsanın kişisel çıkarları öne aldığında, bir araya gelmek mümkün değildir. Ekonomik güç birlikte gösterilir.

Ekonominin zengin olabilmesi için, zengin hayallere ihtiyaç vardır. Hayalleriniz zengin değilse ekonomiyi güçlendiremezsiniz. Bu da birlikte olmayı, birlik olmayı, yardımlaşmayı, istihdam sağlama ile mümkündür. İşverenle çalışanın el ele vermesidir. Birlikte ki güç ekonomiye güç katar.

İnsanları sevebilmek, onlarla baş edebilecek yöntemleri geliştirebilmeyi gerektirir. Tek başına sinsice yaşanan duygular, insanların bize, bizimde onlara ulaşabilmemizi engeller. Geleceğe güvenle bakmamız için birbirimize güvenmeliyiz.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.