KIRMIZI HARFLİ ZAFERLERİYLE  ” dünya tarihinde Azerbaycan adına eşsiz “ZAFER tarihimizi” yazmakta..

[20:28, 26.10.2020] Hakan Yazar: "KIRMIZI HARFLİ ZAFERLERİYLE  ” dünya tarihinde Azerbaycan adına eşsiz “ZAFER tarihimizi” yazmakta..


“O tarihi gün geldi, Azerbaycan devleti  kendi topraklarında kendi sivil vatandaşını korumak için ayağa kalktı ve sayın Aliyev barış sürecini durdurdu, işgal altındakı Azerbaycan topraklarını işgalden kurtarmak için Azerbaycan askerine emir Verdi ve bu gün haklı ve adalete dayalı büyük vatan savaşımızda Kudretli Azerbaycan Ordusu bütün dünyaya “KIRMIZI HARFLİ ZAFERLERİYLE  ” dünya tarihinde Azerbaycan adına eşsiz “ZAFER tarihimizi” yazmakta..

Öncelikle, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan'ın bir yıl önce "Dağlık Karabağ Ermenistan'dır", diyerek çözüm sürecini kendi diliyle baltaladı ve buna karşılık olarak bütün bunları anlamsız kıldığına işaret eden sayın Aliyev, AGİT Minsk Grubu eş başkanı ülkelere, eş başkanlara, Avrupa Birliği temsilcilerine defalarca Ermenistan'a baskı yapmaları ve yaptırım uygulamaları gerektiğini söylediğini ve Ermenistanın artık savaşa hazırlandığını defalarca vurgulamıştı.
Aliyev, kendisine kulak verilmediğini belirterek şunları söyledi:
"Azerbaycan halkı ve cumhurbaşkanının bu durumu kabülleneceğini mi düşünüyorlar? Kutsal kentimiz Şuşa'nın Ermenilerin elinde kalacağını kabülleneceğimi mi düşünüyorlar? Şuşa'da sözde yönetimin başkanı 'yemin töreni' düzenlemişti. Şimdi yas töreni düzenleyecek. Fare gibi saklanıyor. Ortaya çıksın. Ermenistan başbakanı Şuşa'da dans ediyor ve bizim bunu kabülleneceğimizi mi zannediyor? Yanılıyor. Bunu hiçbir zaman kabüllenmeyeceğiz. Sözde yönetimin parlamentosunu Şuşa'ya taşımak da ne demek? Bu da Azerbaycanlılara hakaret etme girişimidir. Cebrail'e Ermenistan'dan yeni yol çekmek ne demek? Bu, orada yasadışı yerleşim yapılacağı anlamına geliyor. Lübnan'dan ve başka yerlerden Ermenileri getirerek bizim tarihi şehirlerimize yerleştiriyorlar. Tüm uluslararası konvansiyonları ihlal ediyorlar. Bunlara bir söz söyleyen oldu mu? AGİT Minsk Grupu, Avrupa Birliği bir açıklamada bulundu mu? Bulunmadı. Dediler ki, bu bizi ilgilendirmiyor. Umursamıyorlarsa, şimdi de umursamasınlar. Bazı ülkeler bize iftira atıyor, bazı Avrupa ülkeleri bizi itham ediyor. Gitsinler aynaya baksınlar."
Peki, bu 30 yıllık süreçte Ermenistanı korkutan durum neydi?
Eğer Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü tanınırsa, Dağlık Karabağ “de facto” bağımsızlığından ve Ermenistan da “Büyük Ermenistan” iddialarından vazgeçmek zorunda kalacaktı. Dağlık Karabağ’ın “de facto” bağımsızlığı “de jure” olursa, o zaman Azerbaycan kendi topraklarının büyük bir kısmını kaybedecek ve toprak bütünlüğü bozulmuş olacaktı. Ancak Azerbaycan Cumhurbaşkanı sayın Aliyev”in de belirtdiği gibi Azerbaycan halkı hiç bir zaman bu işğalle barışmayacak ve mutlaka kendi toprak bütünlüyünü ister barış, isterse de savaş yoluyla uluslararası hukuk ve adalete dayalı olarak Ermenistandan geri alacaktır, söylemişti.
Ermenistan-Azerbaycan çatışmasının ne zaman ve nasıl sonuçlanacağı konusunda zihinlerde bir takım soru işaretleri bulunmaktaydır. Ermenistan-Azerbaycan çatışmasının çözümü ile ilgili şöyle belirlemek mümkündü: “Kalıcı ateşkes veya savaş”.
1994’te “Azerbaycan topraklarının %20’sinin Ermenistan tarafından işgal edilmesiyle sonuçlanan ateşkes”in sağlanmasına rağmen o tarihten itibaren her iki devlet arasında “ne savaş, ne de barış” gibi belirsiz bir durum söz konusuydu,.. 
Son dönemde, çatışmaya çözüm yolu bulunamadığı için savaş faktörü daha ağırlık kazanmaktaydı.
Peki, Azerbaycan'la Ermenistan arasında olan çatışmayı körükleyen esaslı sebepler neler oldu? 
1.    Paşinyanın 1 yıl önce, Karabağ Ermenistandır demesi.
2.    Şuşa'da sözde yönetimin başkanı 'yemin töreni' düzenlemesi
3.    Sözde yönetimin parlamentosunu Şuşa'ya taşıması
4.    Cebrail'e Ermenistan'dan yeni yol çekmesi
5.    Lübnan'dan ve başka yerlerden Ermenileri getirerek bizim tarihi şehirlerimize yerleştirmeleri
6.    27 Eylül tarihinde Cenevre Konvensiyonun bütün konvensiyonları ve bütün uluslararası hukuk ve adalet kurallarını çiğneyerek Azerbaycan sivillerine karşı silahli terror eylemi gerçekleştirmesi artık Azerbaycan Cumhurbaşkanı sayın İlham Aliyev ve tüm Azerbaycan halkının sabrını taşıran son nokta oldu…
Azerbaycan-Ermenistan arasında 27 eylül, 2020 tarihinde tansiyon yükseldi. Savaş hali ilan edildi, Ermenistan'ın Azerbaycan'a düzenlediği Az?rbaycanlı sivillere saldırı sonucu ölü ve yaralıların olduğu belirtildi. Saldırıların devam etmesi üzerine Ermenistan ve Dağlık Karabağ için sıkı yönetim ve seferberlik, Azerbaycan Meclisi de "savaş hali" ilan etti. Azerbaycan Savunma Bakanlığı, Ermenistan silahlı kuvvetlerine karşı savaş faaliyetlerini ve sivil halkın güvenliğini sağlamak amacıyla cephe hattı boyunca karşı saldırı kararı alındığını duyurdu.
“Böylelikle, o gün, bu gün deyerek Azerbaycanın cesur, reşadetli Ordusu sahada içgalci Ermenistanı susdurdu ve susdurmaya devam ediyor”.. 
“Bu gün, Azerbaycan kendi haklı davasında bütün uluslar arası hukuka ve adalete dayanarak kendi topraklarında ermenilerle savaşmaktadır”. 
Son olarak, Ülker PİRİYEVA altını çizerek belirtdi ki, Ermenistanın bu yaptıkları planlı bir saldırıydı. Önceden hesaplanmış ve kurgulanmış barbarca plandı. Ermenistan bunu devam ettirmek isteyebilir. Açık ve net söylüyoruz Ermenistan haddini bilmelidir. Gerektiğinde, Azerbaycan ordusunun gücü bunu fazlasıyla göstermeye yeterlidir. Son birkaç gündür verdikleri kayıpları kendi vatandaşlarından ne kadar gizleyebileceğini sanmaktadır. Elbette ki, nsanlık açısından üzücü olan bugünkü Ermenistan yönetimi en büyük kötülüğü kendi vatandaşlarına yapmaktadır.. 
“Bu haklı davada Türkiye Azerbaycanın her zaman yanındadır..”
Artık herkes bilmelidir ki, Azerbaycan Devleti olarak yapılan her saldırı uluslararası hukuktan aldığımız dayanakla misliyle karşılık bulacaktır!
Azerbaycan Cumhurbaşkanı sayın İlham Aliyev”inde belirtdiği gibi, “Ermenistanın koyduğu 7ilkeye karşılık olarak sadece bir ilke koyuyorum, Ermenistan işgal ettikleri Azerbaycan topraklarını derhal boşaltmalıdır.

ZAFER BİZİMDİR, KARABAĞ AZERBAYCANDIR!”
Başkomutan, Sayın İlham Aliyev'in de açıkca belirtdiği gibi, neden Azerbaycan halkı sabretmeliydi. Sabretmeliydi ki, bir 30 sene daha beklesin? Hayır tabii ki!
Azerbaycan kendi arazi bütünlüyünü yeniden berpa edecek ve tarihi Azerbaycan toprağı olan Dağlık Karabağda – Şuaşada üçrenkli Azerbaycan Bayrağı dalgalanmalıdır ve dalgalanacaktır. 
İleri Azerbaycan Askeri
Karabağ Azerbaycandır!
[20:29, 26.10.2020] Hakan Yazar: Türk Düşüncesinde son iki asırda 1850-1920 arası, 1920-1950 arası ve 1950 sonrası olmak üzere bölümlere ayırsak  sanırım eksik olmaz.
Birinci dönem İmparatorluğun yıkılmaya başladığı, her yandan ateş çemberiyle sarıldığı, etnik gurupların ayrılık türküleri söylediği dönemde kurtuluşu; batıcılıkta, Osmanlıcılıkta, İslamcılıkta 
gören dönemin sancılarını yüreklerinde hisseden, kendilerine göre göre  çözüm üretmeye çalışan insanların dönemidir.

İkinci dönem Birinci kuşağın oluşturduğu yeni isimlerin aralarına katıldığı genç Cumhuriyeti yönetmek, yükseltmek, yüceltmek çabasına giriştiği dönemdir.

Üçüncü dönem özellikle 50 sonrası yetişen kuşaklardır. Bunlar Cumhuriyetin ilk yıllarıyla kavga ederek büyüyen, o dönemi eleştiren ama yerine ne koyacaklarını bilemeyen, dünyayı izimler penceresinden okumaya çalışan, devletin kurumlarını ele geçirmeye çalışan ve yeni bilgi üretemeyen sadece dünün maddi ve manevi eserlerini haraç mezat fiyatına satan mirasyedi çeyrek aydınlar olma özelliğini taşımaktadırlar. Kavgayı seven sözde gazeteciler, yeni firkler üretmeyen akademisyenler, hala kendi iç dünyasında barışamamış yöneticiler....