25. Şanghay İşbirliği Örgütü Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi'ne katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, dönüş yolunda gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan, "Kürtler bizim kardeşimizdir. Kimse kardeşliğimize pusu kuramaz" dedi. Suriye'de kalıcı barışı desteklediklerini, Türkiye'nin bu süreçte kararlılıkla ilerleyeceğini belirtti. "Süreci kim baltalarsa bedelini öder" diyen Erdoğan, terörle mücadele yerine artık kalkınmaya odaklanacaklarını vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şanghay İşbirliği Örgütü Zirvesi dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Zirvede Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile ekonomik iş birliği konularını görüştüklerini belirten Erdoğan, Türkiye'nin Doğu-Batı ayrımına hapsolmayan, küresel diyaloğa açık bir vizyona sahip olduğunu söyledi. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşmesinde Ukrayna savaşı, enerji iş birliği ve İstanbul'da yeni bir barış zirvesi ihtimalinin değerlendirildiğini açıklayan Erdoğan, "Hem Sayın Zelenski hem Sayın Putin'in yaklaşımlarını olumlu buldum. 'Türkiye'de İstanbul sürecinin devamı olabilir' dediğimizde, 'niye olmasın' noktasındaydı" ifadelerini kullandı.
ABD Başkanı Donald Trump'ın çabalarını "makul ve makbul" olarak nitelendiren Erdoğan, "En doğru yaklaşım budur. Bunu da bırakmayı düşünmüyoruz" dedi. Gazze'deki sivil kayıplara ilişkin konuşurken "Filistin'in sesinin kısılması doğru değildir. Bu sesi kısmak, susturmak mümkün değildir" diyen Erdoğan, BM Genel Kurulu'nda Filistin'in sesinin yükseleceğini belirtti.
Suriye konusunda "Suriye'nin bütün renkleriyle bir ve bütün olmasını isteriz" diyen Erdoğan, "Kürtler nerede yaşarsa yaşasın bizim kardeşimizdir. Kimse bizi birbirimizden ayıramaz. Kimse bizim ebedi kardeşliğimize pusu kuramaz" vurgusunu yaptı. Terör örgütünün silah bırakmasının ardından TBMM'de kurulan komisyonun çalışmalarına dikkat çekerek, "Her kim bu süreci baltalamaya çalışırsa, bunun faturasını öder" dedi. Ekonomi konusunda ise "Hayat pahalılığıyla olan samimi mücadelemiz gerçekten sonuç veriyor. Bu olumlu döngüye döndük, Allah'ın izniyle bu devam edecek" ifadelerini kullandı. Erdoğan'ın açıklaması şu şekilde:
Değerli basın mensupları, kıymetli arkadaşlar, sizleri en kalbi duygularımla muhabbetle selamlıyorum. Çin Devlet Başkanı Sayın Şi Cinping'in şeref konuğu olarak, Şanhay İşbirliği Teşkilatı Zirvesine iştirak ettik. Zirveye katılımımız hem teşkilatla hem de köklü bağlarımız olan Asya ülkeleriyle ilişkilerimize addettiğimiz önemin bir nişanesidir. Şu rakamlar oldukça dikkat çekici; Teşkilat üyesi 10 ülkenin nüfusu 3,8 milyara ulaşmış, ekonomik büyüklüğü ise 30 trilyon dolara yaklaşmıştır. Teşkilatın 1996'dan bu yana dinamik bir dönüşüm içerisinde olduğunu görüyoruz. Ekonomik ve ticari alanlardaki iş birliğini ön plana çıkararak bir hüviyet kazanıyor. Teşkilat aynı zamanda, küresel ve bölgesel sorunların çözümünde rol oynamayı da kendine şiar edinmiştir. "Şanhay Ruhu" başlığı altında sıralanan "eşitlik", "istişare", "karşılıklı güven ve fayda", "farklılıklara saygı", "ortak kalkınma" gibi ilkeler, 2019 yılında ilan ettiğimiz Yeniden Asya Girişimimizin temel yaklaşımlarıyla da örtüşüyor. Bölgemizde ihtilafların barışçıl yollarla çözülmesi için en fazla gayret eden ülkelerin başında geliyoruz. Teşkilatın, ülkemiz dahil diyalog ortaklarıyla irtibatı artırma çabasını bu bakımdan isabetli buluyorum.
Değerli basın mensupları, zirvede ülkemizin çok taraflı diplomasi geleneği, bölgesel güvenlik ile sürdürülebilir kalkınma politikamız hakkında hitapta bulunduk. Konuşmamda Gazze'deki soykırımı gündeme getirdim. Çin Devlet Başkanı değerli dostum sayın Şi Cinping ile ilk gün heyetlerimizin de katıldığı verimli bir görüşmemiz oldu. Görüşmede ikili ilişkiler ve yatırım konularını ele aldık. Ticaret ortağımız Çin ile ekonomik ilişkilerimizi daha dengeli ve sürdürülebilir hale getirmek istiyoruz. Çin tarafıyla istişarelerimizi sürdürüyoruz. Çin Komünist Partisi Merkez Komitesi Üyesi Sekreteri Sayın Say Çi ve heyetiyle bu minvalde verimli bir görüşmemiz oldu. Dışişleri Bakanım, 3 Eylül'de düzenlenecek anma programına katılacak. Sayın Şi'nin yanı sıra zirve boyunca pek çok mevkidaşımla bir araya geldim. Sırasıyla Pakistan Başbakanı Sayın Şahbaz Şerif, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev, Ermenistan Başbakanı Sayın Nikol Paşinyan, Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Sayın Vladimir Putin, İran Cumhurbaşkanı Sayın Mesud Pezeşkiyan ile gündemimizdeki konuları ele aldık. Yine zirveye katılan birçok devlet ve hükümet başkanıyla temaslarımız oldu. Bu görüşmelerde de ikili iş birliği konularıyla birlikte, İsrail'in Filistin'e yönelik saldırılarını da değerlendirdik. Ziyaretimizin hayırlara vesile olmasını diliyor, şimdi sözü sizlere bırakıyorum.
SORU / Peoples Daily'de yayınlanan makalenizde bir Çin atasözüne atfen "Tuhaf zamanlardan geçerken" ifadesini kullandınız. Çin Devlet Başkanı Şi Cinping bulunduğumuz coğrafyadaki akıl almaz hukuksuzluklara, kilitlenen uluslararası topluma dair nasıl bir yaklaşım içinde? Doğu'nun lokomotifi Pekin, NATO üyesi, Batı'ya entegre bir ülke olan Türkiye'nin, dünyanın "normalleşmesi" hedefinde oynadığı rolün ve potansiyelinin farkında mı? Çin, Türkiye'nin bölgesel önem ve etkisinin farkında. Bu nedenle Türkiye'yi önemli bir aktör olarak görüyor. Çin ile ilişkilerimizi geliştirmenin gayreti içerisindeyiz. Ekonomik ilişkilerden dijital teknolojilere, enerjiden sağlığa birçok alanda iş birliği fırsatlarını değerlendiriyoruz. Biz, dünyaya yalnızca Doğu-Batı ekseninde bakmıyoruz. Ufku soğuk savaş ayazında buz tutmuş bir ülke değiliz. Doğu ile Batı arasında ayrışmanın değil, yeni köprüler kurmanın gerekli olduğunu devamlı söylüyoruz. Her platformda insanı merkeze alan politikalarımızı savunuyoruz. Savunmaya da devam edeceğiz. Uluslararası sistemlerin tıkandığı bir dünyada, normalleşmenin ancak ve ancak hakkaniyet temelinde çözümlerle sağlanacağına inanıyoruz. Geçmişten ders alıyor, geleceği doğru okuyor ve bu vizyonla yolumuzda ilerliyoruz. Biz diyalog kanallarını açık tutmanın önemine inanıyoruz. Biz, adil ve müreffeh bir dünyanın inşa edilebileceğini düşünüyoruz. Nitekim "daha adil bir dünya mümkün" derken hep bunu ısrarla işledik, işlemeye de devam ediyoruz. Bu istikamette yolumuza devam etmenin de gayreti içerisindeyiz. Çin'in, uluslararası camianın önemli bir parçası olarak, bizim bu çabamızı desteklemesini bekliyoruz. SORU / Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'le yaptığınız görüşmede, son dönemde yaşanan küresel gelişmelerle ilgili hangi başlıklar öne çıktı? Ukrayna savaşı, enerji iş birliği, savunma sanayii ve Karadeniz'deki denge politikaları bağlamında, bu görüşme için "ikili ilişkilerde daha yakın iş birliği dönemi" tanımını yapabilir miyiz? Putin'in Ukrayna'da barış için özellikle İstanbul'da dörtlü bir zirve konusunda nasıl bir yaklaşımı var? Rusya'nın Gazze konusunda tutumu nedir, görüşmede bu konu gündeme geldi mi? Rusya Devlet Başkanı Sayın Vladimir Putin ile ikili görüşmemizde Ukrayna-Rusya savaşının adil bir barışla sonlandırılması için yapılabilecekleri ele aldık. Enerji alanında iş birliği, özellikle bu görüşmede ele aldığımız konuydu. Türkiye olarak en başından beri, Ukrayna-Rusya savaşının müzakereler yoluyla sonlandırılabileceğini her daim ele alıyoruz. İstanbul'da gerçekleşen müzakereler bu yolun açık olduğunun en net ispatıdır. Müzakerelerin seviyesinin aşamalı olarak yükseltilmesi, bizim arzu ettiğimiz bir yoldur. Barış umudunu çözüm odaklı ve somut sonuçlara dönüştürmek lazım. Bunun için de liderler seviyesinde bu işi ele almak durumundayız. Sayın Putin'in son Alaska zirvesinden hangi neticelerle döndüğünü, o görüşmelerde neler düşündüğünü değerlendirdik. ABD Başkanı Sayın Donald Trump ile yaptığı görüşme çok önemliydi. Bu konularda Sayın Putin'in düşüncelerini aldığımız gibi, Ukrayna Devlet Başkanı Sayın Volodimir Zelenski ile de ayrıca telefon diplomasisi yöntemiyle bazı görüşmelerimiz oldu. Onunla gerçekleştirdiğimiz bu temaslarda da Sayın Zelenski'nin Sayın Putin'e bakışını görme fırsatını yakaladık. Alaska zirvesinin neticelerini de tekrar değerlendirme imkanını yakaladık. Hem Sayın Zelenski, hem Sayın Putin'in yaklaşımlarını olumlu buldum. "Türkiye'de İstanbul sürecinin devamı yönünde bir girişim olabilir" dediğimizde, kendisi bu konuyla ilgili "niye olmasın" noktasındaydı. Ancak henüz buna hazır değiller.