Hüseyin Baş'tan Murat Çalık'a cezaevi ziyareti: Vicdanen ve hukuken kabul edilemez
Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Hüseyin Baş, 154 gündür tutuklu bulunan Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık'ı İzmir Buca Kırıklar Cezaevi'nde ziyaret etti. Ziyaret sonrası yaptığı basın açıklamasında, Çalık'ın sağlık durumunun cezaevi koşulları için uygun olmadığını belirten Baş, süreci "vicdanen ve hukuken kabul edilemez" olarak nitelendirdi.
Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Hüseyin Baş, 154 gündür tutuklu bulunan Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık'ı İzmir Buca Kırıklar Cezaevi'nde ziyaret etti. Ziyaret sonrası yaptığı basın açıklamasında, Çalık'ın sağlık durumunun cezaevi koşulları için uygun olmadığını belirten Baş, süreci "vicdanen ve hukuken kabul edilemez" olarak nitelendirdi. İzmir'in Buca ilçesindeki Kırıklar Cezaevi'nde tutuklu bulunan İstanbul Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık'ı ziyaret eden Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, cezaevi çıkışında açıklamalarda bulundu.
Çalık'ın sağlık durumunun cezaevi koşullarına elverişli olmadığını belirten Baş, süreci "siyasi bir cezalandırma" olarak tanımladı ve hukukun temel ilkelerine aykırı bir tutum sergilendiğini savundu. Ziyaret sonrası basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Hüseyin Baş, Murat Çalık'ın moralinin yüksek, direncinin sağlam olduğunu ancak sağlık açısından ciddi sorunları bulunduğunu belirtti. Baş, "Bir insanın morali yüksek olması, sağlıklı olduğu anlamına gelmez" diyerek Adli Tıp raporuna dikkat çekti.
Raporda, Çalık'ın geçmişte kanser tedavisi gördüğüne ve nüks ihtimalinin bulunduğuna vurgu yapıldığını hatırlattı. "Murat Çalık'ın tutuklu olması ne vicdanen ne hukuken kabul edilebilir bir şey değil" Hüseyin Baş, Murat Çalık'ın 154 gündür tutuklu olduğuna dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı: "Sayın Murat Çalık'ın tutukluluğunun 154. günü. Kendisini ziyaret ettik. Morali iyi, direnci yüksek ama sağlığı elverişli değil. Bir insanın direncinin yüksek, moralmen kendisini güçlü tutuyor olması onun sağlıklı olduğu anlamına gelmiyor.
Ve tıbbi olarak kesin bir raporla ortaya konmuş, çok elverişsiz sağlık koşullarına rağmen burada tutuklu bir şekilde soruşturması yürütülüyor. Yani son derece empati yetisini yitirmiş, insanlık namına kabul edilemeyecek, merhamet ve vicdanın asla kabul etmeyeceği bir biçimde, burada hiç olmaması gereken bir kişi tutuklu olarak bulunuyor. Suçsuz olduğundan emin. Ortaya konulabilecek yeni bir delilin olmadığı bir halde zaten tutuklama gerçekleştiriyorsunuz. "Yeterli suç şüphesi var" iddiasıyla, "delilleri toparladık" iddiasıyla... Kaçma şüphesi yok; bir belediye başkanı. Delil karartma ihtimali yok; kimin delilini, nasıl karartabilir? Zaten tutuklamanız, elinizde yeterince delil olduğunu iddia etmek gibi bir şey. Sayın Murat Çalık'ın burada hâlen tutuklu olması ne vicdanen ne hukuken kabul edilebilir bir şey değil.
Kendisi ama bütün bunların yanı sıra gerçekten direnci yüksek bir vaziyette. Şu ifadeleri de çokça tekrarladı, beni de bir siyasi olarak derinden etkiledi: "Biz vatan için, millet için, devletimiz için bugüne kadar mücadele ettik. Topluma hizmet etmeye çalıştık. E bugün buradayız. Bunu da hizmetin bir parçası, bir bedeli olarak görüyoruz." Dışarı çıkacağına olan inancı gayet yüksek bir biçimde mücadelesini sürdürüyor. Dediğim gibi, psikolojik durumu yerinde ama... O bir baba, aynı zamanda o bir evlat, o bir eş. Yani siz burada tutuklama gerekçeniz soruşturma sürecinin sağlıklı ilerlemesine ilişkin bir süreç ama birçok insanın hayatının kararmasına sebep oluyorsunuz." "Kimseden vicdan ve merhamet dilendiğimiz yok" Hukuk kurallarına uygun hareket edilmesi gerektiğini hatırlatan Baş, "İzmir'in Buca ilçesinde, İstanbul'un Beylikdüzü Belediye Başkanı tutuklu bir halde.
Yani neresinden baksanız, kel alaka durumlar. Dolayısıyla bir an önce vicdana, hukuka... Şimdi bunları söylediğim zaman da yanlış anlaşılıyor. Bizler Türkiye'de siyaset yapan insanlar olarak ve Murat Bey için de aynı şeyi söylüyorum: Kimseden vicdan ve merhamet dilendiğimiz yok. Biz herkesten hukukun sınırları içerisinde, kanuna uygun, hukuka riayet eden kararlar vermesini bekliyoruz. Yoksa hiç kimse, "Biz bir yanlış yaptık ve bizi görmezden gelin" demiyor. Dolayısıyla bizim de yargılanmamız söz konusu. 4 Eylül'de duruşmamız olacak; sözüm ona "Cumhurbaşkanına hakaret" iddiasıyla... Kimseden merhamet beklediğimiz yok. Sadece kanunun gereklilikleri, hukukun temel ilkeleri ve normları hayata geçirilsin, bizim için yeterli. Bugün Sayın Murat Çalık'la da aynı durum söz konusu, aynı durum geçerli. Hukukun temel ilkesine baktığınız zaman, kişinin tutuksuz yargılanması esastır. Ve "Yüz suçlu mu dışarıda, bir suçsuz mu içeride?" sorusunun hukukun temel ilkelerindeki cevabı: "Varsın yüz suçlu dışarıda dursun, bir masumun hayatını karartmayalım"dır.
Bu temel ilkedir. Ben hukuk fakültesi okudum, hukuk fakültesi mezunuyum. Benim okuduğum hukuk normlarıyla bugün izlediğim hukukun zerre kadar alakası yok. Bu nasıl bir hukuk, bu nasıl bir yargılama süreci, ben anlamış değilim. Dolayısıyla vicdanen kabul etmemiz mümkün değil ama kimseden vicdan beklemiyoruz. İnsani duygularla kabul etmemiz mümkün değil ama kimseden merhamet beklemiyoruz. Murat Bey için biz adalet istiyoruz" ifadelerini kullandı. "O zaman iddianameyi hazırlayın" Murat Çalık'ın sağlık durumunun elverişsiz olduğunu yineleyen Baş, "Murat Bey'in sağlık durumları elverişsiz. Buradaki bir hastanenin raporu var.
Bu hastanenin raporuna rağmen Adli Tıp, rapor önünde olmasına rağmen, "Cezaevinde kalabilir" diyor. Altına not düşmüş, diyor ki: "Gerekli kontroller gerekli aralıklarla yapılarak kalmasında fayda görülmüştür." Yani Adli Tıp şunu söylüyor: "Evet, bu hasta. Ve bu hasta riskli bir hasta. Geçmişinde kanser var. Kanserin nüks ihtimali var. Burada bir risk var." Ama diyor ki: "Cezaevinde durabilir." Ya bu kadar açık, aşikâr bir durumda nasıl "cezaevinde durabilir" diyorsunuz? Dolayısıyla bunlar vicdanen kabul edilebilir şeyler değil ama biz, dediğim gibi, Murat Bey'de de aynı vakarı gördüm. Kimseden merhamet dilenilmiyor. Hukukun temel normlarının, ilkelerinin hayata geçirilmesi, kanuna uygun çerçevede süreçlerin yürütülmesi bekleniyor. Hasta bir kişi…
Tutukluluk süresi yargılamaya geçecek. O zaman iddianameyi hazırlayın. Madem öyle, işin bu tarafı var. 154 gündür tutuklu ve kanser nüks ihtimali olan bir insandan bahsediyoruz. O zaman iddianameyi hazırlayın. Ama hiçbir şey ortada yok" dedi. "Morali yüksek, direnci çok yüksek" Murat Çalık'ın inancının ve direncinin yüksek olduğunu belirten Baş, "Bu bir siyasi cezalandırma gibi dışarıdan görülüyor, algılanıyor. Bir an önce bunların inşallah geri dönüleceğini, normale döneceğini umut ediyoruz, inanıyoruz. Buradan inşallah hem Adalet Bakanlığı, hem Sayın Cumhurbaşkanı, hem soruşturmayı yürüten savcılar –belki gözlerinden kaçıyordur– bunları inşallah duyarlar, dikkate alırlar ve gerekli uygulamaları yaparlar diyorum. Hepsine çok geçmiş olsun diyorum tekrar. Ve başta Beylikdüzü seçmeni, kendisini seçen vatandaşlar, İstanbul vatandaşları ve bütün Türkiye'ye, Türk vatandaşlarına çok selamları var. Ama dediğim gibi, kimse üzülmesin. Sapa sağlam oradan çıkacak Allah'ın izniyle. Morali yüksek, direnci çok yüksek. Dediğim gibi, biyolojik olarak engelleri var. İnşallah o inançlı tutumuyla birlikte buradan da en az hasarla çıkmış olacak diyorum" şeklinde konuştu.