Türkiye'de diş hekimliği alanında uzun süredir biriken yapısal sorunlar, ÖSYM'nin DUS sınavını 2026'dan itibaren yılda yalnızca bir kez yapacağını açıklamasıyla yeniden tartışmaların odağına yerleşti. 22 Kasım Dünya Diş Hekimleri Günü kapsamında bir değerlendirme yapan Sahim-SEN Genel Başkanı Özlem Akarken, bu kararın meslek üzerindeki etkilerinin çok daha derin olduğunu vurgulayarak, "Bu karar, sorunun sadece görünen yüzüdür. Genç diş hekimleri bugün belirsizlik, işsizlik ve ağır ekonomik yüklerin arasında sıkışmış durumdadır" ifadelerini kullandı. Türkiye'de diş hekimliği alanında uzun süredir biriken yapısal sorunlar, ÖSYM'nin 2026 yılı itibarıyla DUS sınavını yılda yalnızca bir kez düzenleyeceğini duyurmasıyla yeniden ülke gündeminin üst sıralarına taşındı. Eğitimden istihdama kadar birçok başlıkta zaten ciddi bir baskı altında bulunan genç diş hekimleri için bu karar, mevcut krizi derinleştiren yeni bir kırılma noktası olarak değerlendiriliyor. Özellikle son yıllarda kontrolsüz fakülte artışları, kamuya yeterli kadro açılmaması ve istihdam planlamalarının bilimsel veriler yerine ihtiyaç dışı yaklaşımlarla şekillenmesi, mesleğin temel dengelerini bozan bir tablo ortaya çıkardı. 22 Kasım Dünya Diş Hekimleri Günü vesilesiyle mesleğin güncel fotoğrafına bakıldığında, DUS'un yılda bire düşürülmesi; eğitim sürecinden mezuniyet sonrası planlamaya, ekonomik şartlardan psikolojik yüklenmelere kadar geniş bir çerçevede genç diş hekimlerinin geleceğini doğrudan etkileyen bir sorun olarak öne çıkıyor.
Bu karar kapatılamayacak kadar önemli bir sorun yaratıyor Ani yapılan duyurunun hem sınava hazırlanan adaylarda hem de yeni mezunlarda ciddi bir belirsizlik yarattığını belirten Sahim-Sen Genel Başkanı Özlem Akarken, "DUS'un yılda bir kez yapılması, genç diş hekimlerini bir yıl boyunca beklemek zorunda bırakan, uzmanlık hedefleyen gençlerin mesleki gelişimini geciktiren, ekonomik ve psikolojik bir yük haline dönüşen çok ciddi bir problemdir. Bu karar, sorunun yalnızca görünen yüzüdür. Meslektaşlarımız belirsizlik, işsizlik ve ağır ekonomik baskı altında ezilmektedir." dedi. Uzmanlaşma baskısı gerçekçi değil, sistem bunu kaldıramaz Diş hekimliği mesleğinde yaşanan istihdam sorunlarının gençleri zorunlu olarak uzmanlaşmaya yönelttiğini belirten Akarken, bu talebin hem dünyada benzeri olmadığını hem de Türkiye koşullarında sürdürülemez olduğunu vurgulayarak, "Ne devlette ne özelde bu kadar uzman hekim yeterli olamayacak ve eğitimlerini de iyi alamayacaklardır. Plansız uzmanlaşma talebi, mevcut akademik kadrolarca da karşılanamaz. Böyle devam ederse, bugün mezun diş hekimlerinde gördüğümüz işsizlik, yarın uzman diş hekimlerinde de yaşanacaktır." ifadelerini kullandı. Diş hekimliğinde pratisyenlik yoktur, temel unsur diş hekiminin kendisidir SAHİM-SEN, diş hekimliği mesleğinin yapısal niteliğine dikkat çekerek, "diş hekimliğinde pratisyenlik" diye bir kavramın bulunmadığının altını çizdi. Sendikaya göre toplumun ağız ve diş sağlığını koruyan temel unsur, doğrudan diş hekiminin kendisidir. Bu nedenle her diş hekimliği fakültesi mezununun tüm tedavi süreçlerini gerçekleştirebilecek yetkinlikte, donanımlı ve kapsamlı bir eğitimle yetiştirilmesi gerektiği vurgulanmaktadır. Özlem Akarken, bu konuda yaptığı değerlendirmede, mevcut eğitim modellerinin ve istihdam politikalarının güncel ihtiyaçlar doğrultusunda yeniden ele alınması gerektiğini ifade etti. Akarken, "Meslektaşlarımızı gereksiz yönlendirmelerle tüketen bu düzen artık sürdürülebilir değildir. Eğitimden istihdama kadar tüm süreçler bilimsel verilere göre yeniden yapılandırılmalıdır" diyerek mesleğin geleceğine yönelik kaygılarını dile getirdi. Devlet acil müdahale etmeli, bütün paydaşlarla birlikte planlama yapılmalıdır Diş hekimliği alanında yaşanan sorunların çözümünün ancak tüm paydaşların katılımıyla yürütülecek kapsamlı bir planlamayla mümkün olabileceğini vurgulayan Özlem Akarken, ''Diş hekimliği alanında yaşanan tüm bu gelişmeler yalnızca meslek mensuplarını değil, toplum sağlığının bütününü ilgilendiriyor. Bu çerçevede YÖK'ten Sağlık Bakanlığı'na, akademisyenlerden liyakatli diş hekimi yöneticilere, TDB'den meslek örgütleri ve sivil toplum kuruluşlarına kadar tüm kurumların ortak bir çalışma masasında buluşması gerekiyor. SAHİM-SEN olarak genç diş hekimlerinin yanında durmaya, onların haklı mücadelesini desteklemeye ve DUS'un mutlaka yılda iki kez yapılması için gerekli girişimlerde bulunmaya devam edeceğiz" dedi.