Tarih: 14.10.2025 12:40

Salgınlar Artıyor: Korunmanın Anahtarı Mikrobiyotamızda

Facebook Twitter Linked-in

Son yıllarda grip, soğuk algınlığı ve çeşitli virüsler her zamankinden daha hızlı yayılıyor. Mevsimsel geçişlerin düzensizleşmesi, stresli şehir yaşamı ve yetersiz beslenme alışkanlıkları bağışıklık sistemimizi zayıflatıyor. Oysa vücudumuzun en güçlü savunma hattı, dışarıda değil içimizde gizli: mikrobiyota. Next Microbiome Baş Bilim İnsanı ve Mikrobiyolog Ali Rıza Akın, "Salgınlardan korunmak sadece maske takmak veya kalın giyinmekle olmaz; esas koruma mikrobiyotamızı güçlendirmektir. Sağlıklı bir mikrobiyota, enfeksiyonlara karşı en doğal kalkanımızdır." diyor. Bağışıklığın Merkezi: Bağırsak Mikrobiyotası Bilim insanlarına göre bağışıklık sistemimizin yaklaşık %70'i bağırsakta yer alıyor. Bağırsak duvarı, milyonlarca savunma hücresinin görev yaptığı canlı bir ordu üssü gibidir. Mikrobiyota dengesi bozulduğunda, bu ordu zayıflar ve en küçük virüs bile kolayca etkili olabilir. Kışa Girmeden 3 Bilinçli Adım            •          Lifli ve doğal gıdalara yönelin: Brokoli, lahana, mercimek ve fermente ürünler (boza, turşu, şalgam) dost bakterileri besler.            •          Bilimsel takviyelerden destek alın: Yeni nesil probiyotikler – örneğin çiğnenebilir Akkermansia – ağız ve bağırsak mikrobiyotasını aynı anda güçlendirerek bağışıklığı iki cephede destekler.            •          Uyku düzenine dikkat edin, antibiyotik kullanımını sınırlayın: Çünkü bağışıklık sistemi dinlenirken yenilenir. Gereksiz antibiyotikler ise dost bakterileri yok eder. Bağışıklığın Kapısı Ağızdan Açılır Akın'a göre, "Bağışıklık sisteminin ilk teması ağızda başlar. Ağız mikrobiyotası dengede olduğunda, vücut genelinde bağışıklık düzeni de daha güçlü olur." Çiğnenebilir Akkermansia gibi takviyeler, probiyotiklerin ağızda daha uzun süre kalarak hem oral mikrobiyotayı hem de bağırsak florasını desteklemesini sağlar. Türkiye'de Mikrobiyota Bilinci Yükseliyor Ama… Farkındalık artsa da üç temel eksik öne çıkıyor:            •          Probiyotik çeşitliliği algısı hâlâ sınırlı.            •          Yanlış beslenme dost bakterilerin sayısını azaltıyor.            •          Bilgi kirliliği, doğru bilimsel verilerin önüne geçebiliyor. Akın'a göre bu tabloyu değiştirmek mümkün: "Sağlıklı bir mikrobiyota bilinci, salgınların arttığı dönemlerde en güçlü koruma yöntemidir."




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —