Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu, partisinin Bitlis'teki halk buluşmasında yaptığı konuşmada, "Biz, itiraz edenleriz. 2025 yılında bu asgari ücrete itiraz ediyoruz. Bu emekli maaşlarına itiraz ediyoruz. Partili cumhurbaşkanlığına itirazımız var. Partili cumhurbaşkanı, partili vali yaptığı için itirazımız var" dedi. Ağıralioğlu ayrıca, "Öcalan ile PKK ile konuşanlar konuşsun; biz kardeşliğimiz üzerine kalkınmış bir ülke konuşacağız. Onlar faiz konuşsun, biz üretim konuşacağız. Onlar memlekette öbür seçimi kazanmayı konuşsunlar, biz milletimizin geleceğini kazanmayı konuşacağız" çıkışında bulundu. Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu, partisinin Bitlis programı kapsamında Tatvan'da düzenlenen halk buluşmasına katıldı. Burada partililer tarafından coşkuyla karşılanan Ağıralioğlu'na başkanlık divanı üyeleri de eşlik etti. Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Ağıralioğlu, konuşmasında özetle şunları söyledi: MİLLETİMİZİN ALEYHİNE BÜYÜK PUSULAR, TERTİPLER VAR! "Memleketin başında belalar var. Hepsini kaldıracak kadar kudreti vardır milletin. Partili olmadan, partililerden birini bulmadan nefes alınamaz bir siyasal zemin var. Etrafımızda düşman var. Sınırımızda hareketlenmeler var. Gazze'de açlıktan ölen çocuklar var. Bir pet şişe düşüremiyoruz. Pamuklara saramıyoruz. Bizimle aynı zamanda, aynı anda yaşıyorlar. Yaralarına sargı bezi kavuşturamıyoruz. Limanlarımızdan gemi kaldıramıyoruz. Başımızda büyük belalar var. Particiliğe kurban etmeyeceğimiz kadar mühim sorunlarımız var artık. Cumhurbaşkanımız öyle yaptı, Devlet Beyimiz böyle dedi, Cumhuriyet Halk Partililer şöyle dedi, belediyede kayyım oldu… Böyle dediydi, demediydi, öyle olduydu, böyle olduydu. Arada bu dedikodu siyasetinin arasında yitip giden bir gelecek var. Göçmen yükümüz var. Sınırlarımız kevgire döndü. Suriye'de İsrail'in azgınlığına yeni hesaplar var. Yunanistan'da adalarda ve Güney Kıbrıs Rum kesiminde milletimizin aleyhine büyük pusular, tertipler var. Avrupa ve Amerika ile ilişkilerimizde büyük tehditler var. Terörsüz Türkiye diye yaşadıklarımız da dahil memlekette başımızda büyük gayeler var. Mazeret yok. Anahtar Parti o yüzden var.
HÜKÜMET TAŞLAMIYORUZ… Kaybedecek zaman yok. Tayyip Bey'i sevdi bu millet, 23 yıl oy verdi Tayyip Bey'e bu millet. Her şeyi yapma kudreti de verdi ona bu millet. Sonra Devlet Bey eksik kaldı diye kalan eksikliğini de sen ne istersen yap ben arkanda duracağım diye her şeyi yapma sistemi diye uydurdukları Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adı altında ona verilmiş avanslar var. Yapılanlar budur. Kalana bakacağız. Parti kötülemesi yapmıyoruz, hükümet taşlamıyoruz. Fırsatımız var ama buna hevesimiz yok. Milliyetçi Hareket Partisi ile laf yarıştırmıyoruz. Hiç öyle bir derdimiz yok. CHP, AK Parti arasında bir münakaşa var. Bununla kaybettiğimiz her zamanı evlatlarımız için ziyan sayıyoruz. İTİRAZIMIZ VAR; BU DEVRANI DEĞİŞTİRECEĞİZ! Biz, itiraz edenleriz. 2025 yılında bu asgari ücrete itiraz ediyoruz. Bu emekli maaşlarına itiraz ediyoruz. Bu çocuklarımızın işsizliğine itiraz ediyoruz. Yüksek enflasyona itiraz ediyoruz. Bu faize itiraz ediyoruz. Çeyrek takamıyoruz düğüne gidince çeyreklerin parasına itiraz ediyoruz. Milletinizin mayasını bozdunuz. Millet yemek ısmarlayamayacak hale geldi. Her gün bir zam haberiyle uyanmaktayız, itirazımız var. Verirken yüzde 20 verip, alırken yüzde 50 ile bizden zamlı vergiler alınmasına itirazımız var. Bu devranı değiştireceğiz. Bu memlekette israfa son vereceğiz. Partili cumhurbaşkanlığına itirazımız var. Bu partili cumhurbaşkanlığı, devleti de partinin malı yaptığı için itirazımız var. Partili cumhurbaşkanı, partili vali yaptığı için itirazımız var. Partili kaymakam yaptığı için itirazımız var. Partili milli eğitim müdürü yaptığı için mecburen itirazımız var. Partili sosyal yardımlaşma, partili bayındırlık, partili sağlık her taraf partili. Partiden adam bulmadan yaşanamaz bir memleket haline getirdi itirazımız var. İlla iktidar partisinden adam bularak yaşamaya itirazımız var. ORTA DOĞU MİSAFİRİMİZ HALİNE GELDİ İyi olacak dediğimiz her şey kötü oldu. Bana yetki verin, bütün dertlerinizden sizi kurtaracağım diye aldığı yetkinin 8. yılının karnesi kötü oldu. Hiçbir dediği olmadı Cumhurbaşkanımızın. Doları hallederim dedi, dolar bizi halletti. Faizi hallederim dedi, faiz bizi mahvetti. Uluslararası sorunlarını da çözerim, Orta Doğu'yu bir barış adasına çeviririm dedi. Orta Doğu olduğu gibi savaş alanı haline geldi. Orta Doğu olduğu gibi bizim misafirimiz haline geldi. Halledemedi. Yürütmeyi etkin hale getiririm dedi, en ufak işimizi bile Cumhurbaşkanı yapmak zorunda kalıyor. Bitlis'te yapacağınız bir işin kararını Bitlis'te veremiyorsunuz. Milletvekiline söylüyorsunuz, bakanınıza söylüyorsunuz, bölgenin bakanlarına söylüyorsunuz onlar, Cumhurbaşkanı'na sormadan bir şey yapamıyor. Dolayısıyla bu yapılandan çıkardığımız dersler bizim şudur. Partili cumhurbaşkanlığına son verilmelidir. Devlet bu parti cenderesinden kurtarılmalıdır. Yargı siyasetin gölgesinden kurtarılmalıdır. TÜRKİYE'DE PKK DİYE BİR TEHLİKE YOKTUR, BİTMİŞTİR! Bizim onca derdimiz varken bizim dertlerimizle uğraşmak yerine uydurmuşlar bir terörsüz Türkiye. Milletin öyle bir gündemi yoktur. Türkiye'de terör diye bir gündem yoktur. Türkiye'de
PKK diye bir tehlike yoktur. Bitmiştir. Bitmiş PKK'yı muhatap alıp yeniden sanki memleketin böyle bir gündemi varmış gibi sabah akşam bunu konuşturuyorlar. İşsizliği, pahalılığı, altın fiyatlarını konuşmayalım diye!.. ASIMIN NESLİ İŞSİZ! Tayyip Bey konuşmayı seviyor. Asım'ın nesli diye konuşuyor. Asım'ın nesli diyor Cumhurbaşkanı. Sayın Cumhurbaşkanı Asım'ın nesli madde bağımlılığının pençesinde. Asım'ın nesli kumar bahis tezgâhlarında, Asım'ın nesli işsiz. Asım'ın nesli diyorsun umutsuz. Sayın Cumhurbaşkanı, Asım'ın nesli memleketi terk etme hevesinde. Asım'ın nesli aile kuramıyor. Asım'ın nesli kullandığı madde bağımlılığının tesiriyle anasını babasının canına kast ediyor. Ne Asım nesli? Sokaklarınızı bekleyeceksiniz. PKK'nın elinde bırakacak silah kalmadı ama ellerinde uyuşturucu silahı var. Bizi vuruyorlardı. Artık bizi mermiyle değil, evlatlarımızın geleceğinden vuruyorlar. Ellerinden uyuşturucuyu alacaksınız. PKK İLE BU NAMUS BORCUNU NASIL KİRLETİRSİNİZ? Çocuklarımızın katilleriyle ne konuşuyorsunuz siz? Çocuklarımızın katilleriyle bize hangi geleceği planlıyorsunuz siz? Siz Kürt'e Öcalan'ı nasıl değdiriyorsunuz? PKK'ya Kürtlerin temsilcisi muamelesi nasıl yapıyorsunuz? Kürt deyince PKK demek; Öcalan deyince Kürt demek; Kürt'e küfürdür! Kendi milletinize ne ihtiyacı varsa duymak, ne sorunu varsa çözmek borcunuz varken siz bu borcunuzu milletinize namus borcu gibi ödemek zorundayken PKK ile bu namus borcunu nasıl kirletirsiniz? Siz milletinize borcunuzu Öcalan üzerinden nasıl konuşursunuz? Milletinize borcunuz varsa, milletinizin derdi varsa bunu kendi milletinizle oturup konuşmak yerine Kandil'de çocuklarımızı öldüre öldüre yaşlanmış bu teröristlerle nasıl konuşursunuz? Biz size aşımıza aş katın. Ekmeğimizi büyütün. Soframıza bereket olun. Çocuklarımızın geleceğini kurtarın. Sınırlarımızı bekleyin. Adaleti hızlandırın. Torpilsiz, rüşvetsiz yaşanacak bir memleket kurun diye oy verdik. Biz size verdiğimiz oyu memleketi ayağa kaldırın diye verdik. Devlet millet düşmanlarıyla oturun diye vermedik. Çocuklarımızın katilleriyle oturup bize vereceğiniz hakları pazarlık edin diye vermedik size oy. İLKESİZ SİYASETTEN YORULDUM! Artık iktidarı uyarmak hakkından çekiliyoruz. Ben yoruldum! Sadakat testine tabi tutulmaktan yoruldum. Her yaptıklarını doğru zanneden siyasetten bir seçim beraber olduğuna öbür seçim hain deme hevesine düşmüş ilkesiz siyasetten yoruldum. Bir seçim dost dediğine öbür seçim düşman diyen; bir seçim düşman dediğiyle dost olabilen ilkesiz siyasetten yoruldum ben. Ben bugün huzurunuza 30 yıldır ne diyorsam aynı şeyi diyen bir evlat olarak geldim. Memleketi ayağa kaldıracağız. YSK bize 161. partisiniz dedi. Gece gündüz sizin için evlatlarınız için koşturan benim arkadaşlarım 161. partiyi 10 ayda 7. parti haline getirdi. Daha yılımız olmadı. Kasım ayında 1. senemizi idrak edeceğiz. 1. senemize ilk beşte girmek istiyoruz. 161 parti olarak başladığımız yarışı 1. senede ilk beşe girerek önümüzdeki seçimde de bu ihtiyarların elinden memleketi alarak inşallah yaşlanmışlarımızı dinlendirmeye söz vererek geçireceğiz. Cumhurbaşkanımıza Allah sağlık sıhhat versin. Devlet Bey'e de sağlık sıhhat versin. Ömürleri uzun ve güzel olsun. Devleti bizim alıp hazinesini nasıl doldurup, ülkeyi nasıl gürül gürül hale getirdiğimizi görsünler. Siyaset ciddiyetle buluşsun. Milletini zengin etmek için iktidara gelenler iktidarda kendi zengin olup milletini fakir bırakmasın isterim. 15 MİLYON FAKİRİ NE ARA ÜRETTİRİN? Sayın Cumhurbaşkanı geldiğinde 2002'de diyordu ki 2 buçuk milyon sosyal yardımlaşmadan istifade eden fakir buldum bu memlekette. Şimdi ne diyor? 17 buçuk milyon fakire bakıyorum diyor. 23 yıldır iktidardasınız. 15 milyon fakiri ne ara ürettin Sayın Cumhurbaşkanı? Keşke sen 23 yıl önce verdiğin her sözü tutsaydın. Keşke sen 2017 referandumunda bana yetki verin, memleketi abat edeceğim dediğin her şeyi yapsaydın, biz de partiyi kurmak zorunda kalmasaydık. Senin hedef diye tutturduğun bolluk bereket içinde yaşattığın memlekette senin yedi ceddine rahmet dileyip gezseydik. Sen ve arkadaşların sözünü tutamadığın için parti kurmak zorunda kaldık Sayın Cumhurbaşkanı. DİYARBAKIR'A GELİNCE KÜRTÇÜ, YOZGAT'A GİDİNCE TÜRKÇÜ DEĞİLİM Her yerinde her karışında aynı şeyi söyleyebildiğiniz yerin adı vatandır. Ben bu bizim ucuz siyasetçiler gibi Diyarbakır'a gelince Kürtçü, Yozgat'a gidince Türkçü, İzmir'e gidince Atatürkçü değilim. Ben memleket evladıyım. Diyarbakır'da da memleketimin, milletimin evladıyım. Hakkâri'de de milletimin evladıyım. İzmir'de de... Burada ne diyorsam orada onu diyorum. Bir tane lafım yoktur ki orada deyip burada diyemediğim. Oy şirinliği yapmıyorum. Haktan hakikatten asla ayrılmayacağız. Ne kalmışsa ömrümüz; devlete millete kurban olsun. O yüzden benim için Diyarbakır'da olan sözümle İzmir'de, Yozgat'ta, Trabzon'da olan sözüm aynıdır. MİLLETİMİZİN GELECEĞİNİ KAZANMAYI KONUŞACAĞIZ Öcalan ile PKK ile konuşanlar konuşsun; biz kardeşliğimiz üzerine kalkınmış bir ülke konuşacağız. Onlar zam konuşsun, biz tasarruf konuşacağız. Onlar faiz konuşsun, biz üretim konuşacağız. Onlar memlekette öbür seçimi kazanmayı konuşsunlar, biz milletimizin geleceğini kazanmayı konuşacağız. Onlar bu seçim bizim yanımızda kim oluru konuşsunlar, biz millet gelecek yüzyılda ne bulacak onu konuşacağız.