9044,64%-7,81
37,64% 0,04
40,49% -0,51
3679,50% -0,62
5959,84% 0,14
Uzmanlar, çevrimiçi ortamlarda sıklıkla yanlış veya eksik bilgilerle karşılaşan dijital çağın çocuklarına erken yaştan itibaren nitelikli cinsel eğitim verilmesi gerektiğini belirtiyor. Türkiye’de okullarda cinsel eğitim verilmiyor ancak internet kullanımının yaygınlaşması, günümüzde daha çok çocuğun çevrimiçi ortamlarda cinsellik temalı bilgi ve içeriklerle karşılaşmasını beraberinde getiriyor. Uzmanlar, çevrimiçi ortamlarda sıklıkla yanlış veya eksik bilgilerle karşılaşan dijital çağın çocuklarına erken yaştan itibaren nitelikli cinsel eğitim verilmesi gerektiğini belirtiyor. Kültürel normlar, önyargı, ayıp-utanç algısı veya çeşitli tabular çoğu zaman cinsel eğitimin öneminin göz ardı edilmesine yol açıyor. Netflix platformunda yayınlanan ve cinsel eğitimin önemini merkeze alan “Sex Education” dizisinin gördüğü ilgi, cinsel eğitimin gerekliliği tartışmasını tüm dünyanın gündemine getirdi. Dizi ülkemiz gençleri arasında da popülerliği yakaladı. Dizide cinsellik hakkında rahatlıkla konuşulması, uzmanlar tarafından verilen bilgilendirici seminerlere yer verilmesi, ailelerin çocuklarıyla çocukların da aileleriyle karşılıklı olarak bu konuyu konuşmaya açık olması dikkat çekiyor. Bu bağlamda Dijital Medya ve Çocuk olarak, cinsel eğitim ve medya ilişkisine dair akla takılan sorulara yanıt bulmaya çalıştık.
Çocuk hakları perspektifinden cinsel eğitime yönelik doğru medya içerikleri neden gereklidir? Her bireyin olduğu gibi çocukların da “Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Bildirisi” kapsamınca bilgilenme, haber alma, ifade etme hakkı vardır. Fakat Türkiye’de kurumsal cinsel eğitimin verilmemesi sebebiyle, çocuklar cinselliğe yönelik ilk bilgilerini akranlarından, ailelerinden ve medya içeriklerinden alıyorlar. Cinsel eğitim alanında uzmanlaşmamış kişiler aracılığıyla edinilen bilgiler, çocukların hayatları boyunca cinsel yaşamları üzerinde olumsuz etkiler bırakabiliyor. Sanal ortamda, doğru ve yanlış bilgiyi ayırmak her zaman kolay olmuyor. Uzmanlaşmamış kişilerin bu alanda içerik üretmesi çevrimiçi ortamlarda bilgi kirliliği yaratabiliyor. Dijital dünyada, yanıltıcı ve saldırgan cinsel içeriklerin fazlalığı ise göze çarpıyor. Dijital medya içeriklerinin özellikle cinsellik alanında çoğunlukla yanlış veya eksik olması, ebeveynlerin medyadan korkmasına ve çocuklarını bu alandan uzaklaştırmasına sebep oluyor. Çocuk hakları bildirisi madde 17 kapsamınca da desteklendiği gibi “Taraf Devletler, kitle iletişim araçlarının önemini kabul ederek çocuğun; özellikle toplumsal, ruhsal ve ahlaki esenliği ile bedensel ve zihinsel sağlığını geliştirmeye yönelik çeşitli ulusal ve uluslararası kaynaklardan bilgi ve belge edinmesini sağlarlar.” Çocukları bu haklarından mahrum bırakmak yerine özellikle bu maddede de bahsedildiği gibi çocuk bakımından toplumsal ve kültürel yararı olan, yaşa uygun doğru ve nitelikli cinsel eğitim içeriklerinin dijital medyada arttırılması ve teşvik edilmesi bu çerçevede büyük önem taşıyor.