• BIST 100

    10580,26%1,36
  • DOLAR

    36,60% 0,03
  • EURO

    39,97% 0,04
  • GRAM ALTIN

    3444,42% 0,42
  • Ç. ALTIN

    5548,78% -0,28

AĞIRALİOĞLU: VEKALETİ BOŞA DÜŞÜRDÜLER

Anahtar Parti Lideri Yavuz Ağıralioğlu, “Geçen seçim hükümetin aldığı vekalet fakirliğinize sebep olacak şekilde mali disiplini bozdu. Dolayısıyla millet fakirliğe razı edildi. 2023 seçimlerinde hükümet vekaleti

POLİTİKA 12.03.2025 16:34:00 71 0
AĞIRALİOĞLU: VEKALETİ BOŞA DÜŞÜRDÜLER

Anahtar Parti Lideri Yavuz Ağıralioğlu, “Geçen seçim hükümetin aldığı vekalet fakirliğinize sebep olacak şekilde mali disiplini bozdu. Dolayısıyla millet fakirliğe razı edildi. 2023 seçimlerinde hükümet vekaleti bu hassasiyetle aldı. Şimdi vekaleti boşa düşürdüler. Yani 6'lı masa gelseydi, DEM iktidar olsaydı, HDP'liler iktidara gelseydi, dedikleri her şeyin kaç fazlasını söylediklerinin hesabını vermek zorunda kalabilirler milletlerine. Çünkü millet onlara vekaleti şöyle verdi; Tamam fakirliğe razı oluyoruz, devlet millet düşmanlarının cumhurbaşkanlığı makamını belirlemesine razı olmuyoruz. Şimdi tam tersi oldu. Vekalet boşa düştü. Kemal Kılıçdaroğlu'na diyorsunuz ki, Demirtaş'ı bırakacak, Öcalan'ı muhatap alacak, Öcalan'ı serbest bırakacak. Açıkla diyorsunuz. Seçim döneminde icbar ediyorsunuz. Şimdi demek ki siz Kemal Kılıçdaroğlu'nun sizden önce bırakacağından korkmuşsunuz. O demektir. Böyle davranıyorsunuz” dedi. Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu, NOW TV canlı yayınında İlker Karagöz’ün sunduğu Çalar Saat programına katıldı. Ağıralioğlu, burada yaptığı konuşmada özetle şunları söyledi: 30-35 YILLIK PROJE “Biz 90'larda duyardık bunları, bu konuşulanlar 90'larda uçuk kaçık senaryolar gibi birtakım makalelerde konuşulurdu. Öcalan yakalanacak, Öcalan siyaset yapacak, Büyük Kürdistan kurulacak, Büyük Kürdistan'sa da İsrail'in güvenlik programının bir parçası olacak, güvenlik şemsiyesi olacak. Dört parça Kürdistan denilen Irak'ta, İran'da, Suriye'de ve Türkiye'de dört parça planlanan, sonra da birleşmesi üzerine kurgulanan bir senaryo, 90'larda yazılır, çizilirdi. Bu 30-35 yıllık proje. Bunun evveli de vardır. Bu Büyük Orta Doğu Projesi diye bir şeye dönüştü sonra. Orta Doğu'da bütün ülkelerin sınırlarını alt üst edecek birtakım düzenlemeler yapıldı. Şimdi bu işler konuşulurken geldiğimiz yer, sınırlarımızın altında bir terör devletine silah yığınağı haline getirmiş, aslında bir askeri yığınak haline getirmiş. Bizi bu anlaşmaya kim mecbur etti? Mazlum Abdi denilen adamla Golani'yi kim oturttu? Bu anlaşmanın himaye edeninin Türk devleti olması gibi bir plan kurgulanıyorsa, ne vaat edildi bu süreç içerisinde? HAKLARIMIZI HANGİ HAT ÜZERİNDEN KORUYACAĞIZ? Biz PYD silahı bıraksın diyoruz. PKK en zayıf olduğu zaman, devlet en güçlü olduğu zaman, PKK bitmişken, devlet de bu iradeyi göstermişken, PKK silah bıraksın çağrılarıyla içine dahil olduğumuz bu sürecin Orta Doğu'daki yeni dizaynın bizim razı olduğumuz tarafı gibi olduğunu düşünüyorum. Problem şu olduğunu zannediyorum. Bir federasyon ya da özel bir yönetim ya da adı konmamış izi uzun vadede devletin bizim devletimizin de belası olabilecek bir sürecin başı bu. Yani bu anlaşmanın içerisinde gizlenmiş olan şey, Suriye'de bütünleşmiş Suriye falan derken, biz aslında bir federasyona onay vermiş oluyoruz şu anda. Yani biz buna mutabık kalır, bu süreci böyle yönetirsek, yakında Suriye'nin Iraklaştırılma sürecinin de itiraz edene olamayacağız. Biz oradaki

varlığımızı nasıl koruyacağız? Biz Afrin dahil 30 km içeriye girdik. PKK uluslararası organizasyonların terör listesindedir. Dolayısıyla meşru haklarımızı kullanıyoruz biz. Şimdi PKK kendini tasfiye edince PYD terör listesinde olmadığına göre biz haklarımızı hangi hat üzerinden koruyacağız? Yani biz mesela sınır ötesi operasyonlarımızı ne gerekçeli yapacağız? MİLLETİN DAHA FAZLASINI BİLMEYE HAKKI VAR Tayyip Bey ihtiyatlı görüyorum. Tayyip Bey henüz topa çok sert girmedi. Kenarında duruyor mevzunun. Mesela Milliyetçi Hareket Partisi böyle demese AK Parti'den herhangi bir kurmay bu sözlerin binde birini söyleyemezdi. Milliyetçi Hareket Partisi bunları söylemeye imtiyazı olan partidir. Milliyetçi bir parti böyle söylüyorsa, halkları etrafında planlanan bir iletişim stratejisi ise bu. Milliyetçi Hareket Partisi burada toplumsal tepkiyi absorbe edecek yerde duruyor. Terörle mücadele 40 yıl evlatlarını bedel ödeyerek kurban vermiş bir milletin daha fazlasını bilmeye hakkı var. Siz böyle yaparak bizi neyden koruyorsunuz izah etmek zorundasınız. VEKALET BOŞA DÜŞTÜ Geçen seçim hükümetin aldığı vekalet fakirliğinize sebep olacak şekilde mali disiplini bozdu. Bu altılı masa kazanırsa bunlar Öcalan'ı serbest bırakacaklar, Demirtaş'a hürriyet verecekler, memleketi bölücülerle pazarlık konusunda oturtacaklar, pazarlık konusu yapacaklar, devlet millet bölücülerle ele geçecek. Dolayısıyla millet fakirliğe razı edildi. Vekaleti alırken 2023 seçimlerinde bu hükümet vekaleti bu hassasiyetle aldı. Şimdi vekaleti boşa düşürdüler. Yani 6'lı masa gelseydi, DEM iktidar olsaydı, HDP'liler iktidara gelseydi, dedikleri her şeyin kaç fazlasını söylediklerinin hesabını vermek zorunda kalabilirler milletlerine. Çünkü milletler onlara vekaleti şöyle verdi, tamam fakirliğe razı oluyoruz, vatansızlığa razı olmuyoruz. Tamam fakirliğe razı oluyoruz, devlet millet düşmanlarının cumhurbaşkanlığı makamını belirlemesine razı olmuyoruz. Tamam fakirliğe razı oluyoruz, teröristlerin meclise teröristlerin meclise muhatap alınmasına, devletin teröristlerle konuşmasına, önümüzdeki dönem Öcalan'ın çıkarılması dahil birtakım laflara bunları asla duymak istemiyoruz, razı olmuyoruz. Propagandasında seçmen AK Parti'ye, Cumhur İttifakı'na oy verdi. Şimdi tam tersi oldu. Vekalet boşa düştü. Vekalet boşa düştü. Şimdi bu aldığınız vekaletle cevabını vermek zorunda olduğunuz şey şudur. KILIÇDAROĞLU’NUN SİZDEN ÖNCE BIRAKACAĞINDAN KORKMUŞSUNUZ Kemal Kılıçdaroğlu'na diyorsunuz ki, Demirtaş'ı bırakacak, Öcalan'ı muhatap alacak, Öcalan'ı serbest bırakacak. Açıkla diyorsunuz. Seçim döneminde icbar ediyorsunuz. Şimdi demek ki siz Kemal Kılıçdaroğlu'nun bırakacağından korkmamışsınız. Sizden önce bırakacağından korkmuşsunuz. O demektir. Böyle davranıyorsunuz. Yahut efendim sizin bilmediğiniz şeyler var. Siyaset bu kadar kısa zamanda böyle keskin dönüşleri yaparsa izah edeceksiniz. Siz altı ay önce görmediğiniz neyi gördünüz de bizi neden kurtarıyorsunuz da söyleyeceksiniz bize. Böyle yaparak hangi hamlenizle toplumsal güvenliğimiz anlamında devlet millet varlığımız konusunda siz neyi engellediniz bize izah edeceksiniz. Efendim bunu 20 sene sonra anlarsınız. 20 sene sonra anlamak istemiyoruz. Hemen anlamak istiyoruz. Bedelini şimdi milletinize ödettiğiniz, 40 yıldır da evlatlarınızın kanları üzerinde bu kadar fedakârlık yaparak vatanlı milletini beklemişliğin

hassasiyetini taşıyan milletinizi ifade edeceksiniz. Sizi bunu yapmaya mecbur eden nedir? Öcalan'ı muhatap almanıza sebep olan nedir? PKK sizin yenemeyeceğiniz bir kuvvet merkezi haline mi gelmişti? Öcalan'ı Kürt'e niye değdirdiniz? Kürtlerin hakları mevzu olunca Öcalan'ı nasıl mevzu ederek Kürtlerin haklarının sanki lideri buymuş gibi böyle bir algıya sebep oldunuz. PKK'nın kütle ne alakası vardır? Bunu şöyle algılanmasına sebep olacak şekilde muhatap kabul etmek Kürde en büyük küfürdür. Dolayısıyla bu muhataplıkları meşru kabul etmedik biz. Asla doğru bulmuyoruz muhataplıkları. CUMHURBAŞKANI MEVZUNUN KENARINDA DURUYOR Şimdi bu görünüyor ki Suriye'ymiş mevzu. Şimdi burada da hesabını şöyle verecekler bu işin. Bizim kaygılarımız var. Ellerinde şimdi bir sopa var. Biz yaparsak bir hikmeti var. Siz yaparsanız vatan hainisiniz. Biz konuşursak devlet-millet varlığı için konuşuruz. Sizin arkanızda birtakım şebekeler var. Siyaseti bu alana sıkıştırdınız mı buradan keyfilik çıkar, buradan kontrolsüzlük çıkar, buradan denetimsizlik çıkar. Buradan siyasete ilkesizlikten itibarsızlık bulaşır. O yüzden ben bu söylediklerini şöyle tereddütle karşılıyorum. Hükümetin siyasi siciline bakıyorum. Geçmişte yapılanlardan ders çıkarmış bir siyasi hassasiyet görsem, derim ki ya o biraz ihtiyatlı oluyor, değiller. En ihtiyatlı yine Sayın Cumhurbaşkanı. Yine mevzunun kenarında duruyor, bakıyor ne olup ne olmayacağına. Şimdi bu arada bizim tereddütlerimiz de AK Parti kurmayları konuşuyorlar. Kurmayların konuştuklarına bakıyoruz. Anayasa konuşuluyor. Anayasada vatandaşlık tanımı konuşuluyor. Resmi dil konuşuluyor. HÜDA-PAR kendi kendine bir çalıştay yapıyor. Bunlar devlet millet bütünlüğümüzü haleldar eder, biz yıkılırız. Böyle bir şeye müsamaha gösteremeyiz asla. Efendim şimdi siyaset bunu nasıl yöneteceğine içeride bakacak. Biz hem içeri hem dışarıya bakıyoruz. GAZZE VATANDIR TURİSTİK ARSA DEĞİL! Amerika Birleşik Devletleri yeni yönetim tarzı aklına gelen ağzına geldi gibi konuşmaya dönmüş. Panama'yı ben almayı düşünüyorum. Gazze'yi turistik arasa zannediyorlar. Gazze vatandır. Kimsenin turistik arası değildir. Efendim Zelenski'ye özür diletiyorum yetmedi. Efendim siz, bizim size verdiğimiz silahların parasını ülkenizin madenleriyle ödeyeceksiniz. Yoksa canınızı okuyacaksınız, anlaşacaksınız. Yunanistan'a istediğimiz kadar üst kurarız. Güney Kıbrıs'ta tatbikat yaparız. NATO hukukunu da çiğneriz. Bu keyfilik içerisinde Türk Devleti'nin yapmak zorunda olduğu şeyler, inisiyatifli şeylerdir. Yani bizim gücümüz, bölgeyi yönetmeye yetmelidir. PYD'ye, verilmiş silahları almaya gitmelidir. Zelenski'yi çağırdığı gibi, PYD'nin kurmaylarını, kurucularını, neyse ne varsa başlarındaki adamlar, teröristleri çağırıp, diyecekler ki biz Türk Devleti'ne söz verdik, elinizdeki bütün silahları Türk Devleti'ne verin, açıklaması yaptıracaksınız. Elinde bir tane silah kalmamış. PKK'ya silah bıraktırma yaparak kudretli devlet olunmaz. Ateşkes diyorlar. Devlet bey bile kızdı. Ateşkesmiş. Şimdi elinde bir tane silah kalmamış. Bırakacağı silah kalmamış. Onlar üzerinden içine düştüğümüz kuyuyu görüyor musunuz? Kudretli devlet şöyle yaptırabilir. Zelenski nasıl çağrılıp azarlanıyorsa bu mazlum Abdi denilen teröristi çağırttıracaksınız. Kudretli devlet böyledir. Diyeceksiniz ki, verin bütün silahların hepsini. Türk Devleti'ne. Böyle yapacaksınız. Nasıl Putin'le yine anlaşmaya mecbur etmeye çalışıyorlar? Belli bölgeler Putin'de kalsın, belli

bölgeler onda kalsın. Siz de bize madenlerinizle tazminat ödeyin. Şimdi bunu yaptırabiliyorsunuz demek ki. İSRAİL’İN GÜVENLİK PROGRAMI TIKIR TIKIR ÇALIŞIYOR! Türk devletinin yaptırmak zorunda olduğu şey PKK'ya değil, PYD'ye silah bıraktırmaktır. PYD'nin elindeki silahları almaktır. 800 noktayı vurmuş İsrail. İsrail Golan Tepelerini işgal etti. İsrail Şam'ın banyolarına girdi. Şimdi bizim dikkatimizi odaklamamız gereken yer şurası. Kerkük'e, 70 kilometre yakında İngilizler üs kuruyorlar. Peşmerge Bakanlığı kuruluyor, 100 bin kişilik ordu kuruyorlar oraya. Irak'ta 100 bin kişilik ordu kuruyorlar. Bu tarafta düzenli bir ordu var. Askeri kurmaylarımızı dinlesin kamuoyu. Bizim sınırımıza bir ordu kurulması gerekiyor diyor kurmaylarımız. Burada büyük bir belaya bulaştırıldığımızı düşünüyorum. İsrail'in güvenlik programının tıkır tıkır çalıştığını düşünüyorum. Devletimizin yöneticilerine akıl diliyorum, izan duygusu diliyorum, feraset diliyorum, kudret diliyorum. 2040’A NE PLANLANIYOR? 99'da mayınlar temizlenirken, ondan 14-15 sene sonra buraya sürülecek Suriyelilerin planı yapılmış. Yani 99'da, 2011'in, 2012'nin, 2013'ün, 2014'ün planları yapılmış. Şimdi ben Türk Devleti'nin cevaplamak zorunda olduğu sorunu şu olduğunu düşünüyorum. 2025'deyiz, 2040'a ne planlanıyor? 2040'a planlanan şeyi engelleyecek kudretiniz ne sizin? Ne yapıyorsunuz siz? Millet bütünlüğünüzü nasıl koruyorsunuz? Devlet millet beraberliğinizi nasıl koruyorsunuz? Ordunuz nerede mevzileniyor? Sınırınızda yaslanmış bu kuralsızlığı nasıl engelleyeceksiniz? Amerika Birleşik Devletleri'nin bu keyfiliğine NATO hukukunu çiğner keyfiliğine nasıl birtakım müeyyidelerle refleks vereceksiniz? Saddaam Hüseyin'i hatırlasınlar. Zaten unutmazlar. Onlardan da zulüm gördüler. Saddam Hüseyin Batı'nın Orta Doğu'daki en büyük partneriydi. Ona verdikleri silahlar, PYD'ye verdikleri silahların yüz katıydı. 8 yıl boyunca İran'a saldırsın diye silah verdiler Saddam Hüseyin'e. Sonra Irak'ı ne hale getirdiler görsünler. Yani bize dünya hep şöyle çalışıyor, ellerine silah verilenler. Kendilerine vaat edilen topraklar için ellerine aldıkları silahlarla kendi milletine ihanet edenler, sonra ettikleri ihanetin rağmına aradan geçen on yıllar sonra ırzı fethi çiğnenenler, vatanları çiğnenenler, toprakları çiğnenenler. Dolayısıyla Kürtlerimizin şuna karar vermesi lazım. Biz Türk milletiyiz. Biz Türk milletinden ayrılmıyoruz. Biz bin yıldır beraberiz, bin yıl daha beraberiz. Hiçbir azgın hesap bizi bu bölgedeki azgın hesaplarına konu edemez. Bizi bu bölgedeki yerleşme planlarının aparatı edemez demeleri lazımdır. BM BOŞA DÜŞMÜŞ Tedbirli olacağız. İlk defa düşman görmüyoruz. İlk defa bu tür hesaplar görmüyoruz. Bozarız. Yeteriz. Bu topraklarda bizim kadar uzun kalabilen başka hiçbir millet yoktur. Çok düşman gördük, çok plan boğduk, çok pusu gördük. Çok hasım gördük. Çok tezgâh gördük. Ama devletimizin başına feraset. Devletimizin başına dirayet. Ordumuzda kuvvet. Ekonomimize, dünyayla rekabet imkanları yönetmek lazım. Yoksa dünya görünüyor ki aslında uluslararası hukuk artık çalışmıyor. Boşa düşmüş. BM boşa düşmüş. Netenyahu denilen adamı durduramadı insanlık. Barış çağrıları yapıldı, ateşkes çağrıları yapıldı, insan hakları örgütleri devreye girdi

durdurulamadı. Amerika Birleşik Devleti de himaye etti. İsrail'i himaye etti, hala ediyor. Yani gözümüzün önünde bir soykırım, insanlık katliamı yapıldı. İSRAİL VE AMERİKA’NIN SENARYOSU Şimdi Suriye topraklarına musallat oldular, Golan Tepeleri falan mevzu ediliyordu. Geçildi, Şam'a yaslandılar, hiç kimse mevzu etmiyor. 800 noktayı vurdu. Mazlum Abdi, helikopterle Irak'a götürülüyor. Barzani ile görüştürülüyor. Bir taraftan da Golan Tepeleri aşılıyor. Bu arada da Suriye'nin bütün askeri kapasitesine operasyon yapılıyor. Peki bu askeri kapasite bitirilirken, PYD'nin elindeki silahlar niye vurulmuyor? Madem bu kadar derdiniz var, şimdi rejimin elindeki silahları, devrimin elindeki silahları neyse ne diyorlarsa bunları vuruyorsunuz. PYD'nin elindeki silahları vuracak mısınız? Dolayısıyla burada görünüyor ki senaryo İsrail'in ve Amerika'nın senaryosu. Masaya oturtanlar, görüşme yaptıranlar, anlaştıranlar, buluşturanların hepsinin arkasında İsrail'in güvenlik programı var. Bölge üzerindeki bu kuralsızlığa Türk Devleti'nin hazır olması lazım. PKK’NIN TERÖR KAPASİTESİ YOK Eski kuvvet komutanlarımızı izliyorum, dinliyorum. Pamukoğlu dahil bunlara. Onların açıklamalarında teyakkuzda olmamız lazım, ordu kurmamız lazım, sınıra artık bir ordu kurulması lazım diyecek kadar önemli uyarılar var. Bu sürecin içerisinde bir federasyon yahut otonomi bölgesi, Türk Devleti'nin razı olacağı bir şey haline gelirse oradaki bütün tezlerimizi kaybederiz deniliyor. Dolayısıyla dikkat edilmesi lazım, kaygılarımız var. Bu kaygılarımız bizim millet devlet bütünlüğümüzü haleldar edecek tehlikelerle ilgili kaygılardır. Türkiye'de şu anda terörü bitirdi. PKK’nın terör kapasitesi yoktur Türkiye'de. Elinde bırakacağı silah bile kalmamıştır. Elinde bırakacağı silah kalmamış olan bir örgütü böyle muhatap almak devlet için siyaset için acziyettir. Meclis için de acziyettir. 99 da yakalandığında kendisini devletin parçalayacağını düşündüğü için korktuğu için Öcalan şöyle demiştir. Ben Türkleri çok severim. Ben Türk Devleti'nin emrindeyim. Ne emrederseniz yapacağım demiştir. Siyasetin cevabını vermek zorunda kalacağı bir soru da odur efendim. Sizin aklınıza bu gelen 26 yıl önce niye gelmedi? Ben devletin emrindeyim. Türkleri de çok severim. Ne emrederseniz de yapacağım dediğinde, yakalandığında, eli kolu bağlı olduğunda ve korktuğunda, yapmadığınız şeyi bu kadar bedel ödedikten sonra, bu kadar evladımızı kaybettikten sonra, terörle bu kadar yıllarımız, evlatlarımız, canlarımız yitip gittikten sonra, size şimdi ne oldu da eli kolu bağlı, bırakacak silahı bile kalmamış bir örgütü bu düzeyli muhatap almaya karar verdiniz. KCK BÜTÜN KAPASİTESİNİ KULLANIYOR Efendim sizin bilmedikleriniz var. Bilmediklerinizi milletinize söyleyeceksiniz. PYD silah bırakmıyor. PKK silah bırakmıyor. Türkiye dışındaki PKK unsurları silah bırakmıyor. Bunların muhataplıkları devam ediyor. Amerika Birleşik Devletleri bizim müttefikimiz ama bizi gözden çıkarmış bir PKK devletine aslında orada silahlı kara kuvveti gibi kullanacağı bir unsur haline getiriyor bölge üzerinde. Amerika'nın kara gücü haline gelmiş bölgede. PYD. Amerika’nın kara gücü haline gelmiş. Bizim hukukumuzu çiğniyorlar. Bize verecekleri silahlar onlara veriyorlar. Siz

neyin görüşmesini yapıyorsunuz? Bu görüşmenin arkasında ne kazandığımızı bize söyleyeceksiniz. Böyle yaparak ne kazandık? Türkiye'de zaten terör yok. Türkiye'de terör kapasitelerini bitirdik. PKK bir strateji olarak şöyle yapılmış. ABD'nin terör listesinde, Avrupa'nın terör listesinde, PKK terör örgütü. PKK'nın bölgedeki dizayn heveslerinin önünde engel olmaması için tasfiye edilmesi lazım. Çünkü PYD terör listesinde değil. PYD bizim için terör listesinde. Dolayısıyla burada açıklamalara falan bakıyoruz, kimse diyor ki bu açıklama bizi bağlamıyor. Bu Türkiye'de PKK'yı bağlar diyor. Bizi bağlamaz diyorlar. Dolayısıyla KCK duruyor. KCK bütün kapasitesini kullanıyor. Şehirlere yerleştiğinde kapasitesiyle devam etmesi engellenecek olan şey KCK. Çünkü PKK zaten yok. ŞEHİTLERİ, GAZİLERİ NİÇİN ÜZÜYORSUNUZ? Daha önce bu kadar bedel ödemiş bir ülke nasıl böyle aymazlık içerisine düşebilir? Nasıl böyle kandırılabilir? Nasıl böyle kanabilir? Nasıl böyle inisiyatifsiz bir yere razı olabilir? Bu nedir bu? Biz ilk defa terör görüyoruz, 40 yıldır terörle mücadele ediyoruz. Ve biz bu mücadelede başarısız olmadık. Biz terörle mücadelemizi kaybetmedik. Niçin şöyle bir propagandanın konusu yapıyorsunuz devletinizi, milletinizi? Şehitlerinizi niçin, gazilerinizi niçin üzüyorsunuz? Siyaseten yapmaya çalıştığınız işin arkasında Amerika'nın kuralsızlığını görüyoruz. İsrail'in heveslerini görüyoruz. Efendim İngiltere'nin bölgedeki planlarını görüyoruz. Bütün bunlar Türk Devleti'nin aleyhine tertipleniyor. Nereye bırakacaklar bunlar silahları? Silah bırakmak ne demek? Birisi bize lütfen bunu türkçeleştirebilir mi? Silahı nereye bırakacaklar? Sınıra mı bırakacaklar? Şilopi’ye mi bırakacaklar? Bize mi teslim edecekler? Gömecekler, gömdükleri yeri bize söyleyecekler, biz onlara imhamı edeceğiz. Ne diyorsunuz siz? YENİ ANAYASA TARTIŞMALARI Anayasa değişikliği hükümetin gündeminde. Anayasa değişikliğinin de merkezinde bir daha seçilme duygusu var. Yani bir daha seçileceğiz. Ona imkân verecek bir süreç mi bu? Yoksa Türkiye'nin hani demokrasiye ihtiyacı var da bu anayasa başımıza bela olmuş gibi. Böyle takdim ediliyor. Ama Türkiye'nin pratikte işleyen mekanizması demokrasiye doğru işlemiyor, görünüyor. Türkiye gittikçe keyfileşen, denetimsizleşen, totaliter bir baskı hissiyatıyla bütünleşen bir siyasal eşiğe geldi. İnsanlar baskı altında yaşadıklarını düşünüyorlarsa buna sebep olan şeyi düzeltmek zorundasınız. Türkiye'de bu iklimi oluşturan şey, hukukun herkesin muhafazasını sağlayabilecek bir merci haline gelmesi lazım. Yani bu memlekette Ankara'da hakimler var, dedirtecek bir mekanizmanın çalışması lazım. Siyaset, bu tecrübe ettiğimiz sisteme bağlı olarak bozulmuş durumda, yani bu sistem yargıyı müstakil davranabilme imkanından mahrum bırakır. Yani bu sistemi İngiltere'de tatbik et, İngiltere'de çöker. Bu partili cumhurbaşkanlığı sistemi ya da sistemsizliği neyse, bu sistem devletin bütün verimlilik kapasitesini kaldırır. Sonuçları itibariyle yargıyı ekonomi, sivil toplumu, basını, hürriyet alanlarımızı, üretim alanlarımızın hepsindeki karne, bu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin karnesidir. 

EN PARLAK KARNE; PARLAMENTER SİSTEMİN İLK 2 DÖNEMİ

Hükümet şimdi konuşuyor, 5'er yıllık dilimlere bölün AK Partiyi 25 yıl sayın. En zayıf oldukları dönem, en kuvvetli olmayı vadettikleri dönemdir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin karnesi, AK Parti'nin 5'er yıllık dilimleri içerisindeki en zayıf karnesi. En güçlü karne de parlamenter sistemindeki karne. Sayın Cumhurbaşkanı'nın en parlak karnesi parlamenter sistemin ilk iki dönemi. Üstelik devlete yeni yönetim imkânı buldukları, çok güçlü olmadıkları, tam hâkim olamadıkları dönemde AK Parti'nin en parlak iki dönemi. Ters değil mi? Değişik ironi var bu işte. Çünkü hükümet şöyle yapsaydı biz konuşamazdık. Derdi ki Tayyip Bey yetkiyi istediğinde, etkiyi göreceğimizi söylediğinde bize gerçekten vaat ettiği etkiyi göstermiş olsaydı biz ne parti kurabilirdik? Biz ne sokağa çıkabilirdik? Ne seçim diyebilirdik? Ne memlekette memleket daha iyi yönetilmeyi hak ediyor diyebilirdik? Millet bize derdi ki memleketimiz abat oldu. Harikulade memleketimiz var. Hazinemiz dolu, ceplerimiz dolu, enflasyon yok, faiz yok, işsizlik yok. Her şey ayakta, şimdi bu karne böyle olmamış. Karne böyle olmadığına göre biz bu karnenin hesabını kime soracağız? Hükümetin vaat ettikleriyle bulduklarımız arasındaki mukayeseye diyoruz ki efendim bu sizin vaat ettiğiniz, bu da bizim bulduğumuz. Bu karnenin mukayesesinde biz kime soracağız bu hesabı? HÜKÜMET SİYASİ TIRNAKÇILIK YAPIYOR Memlekette hakkı yenilmemiş kimse yok gibi herkes bağırıyor. Herkes bağırıyor. Siyaset bu eşliklere gelince değişim zamanı demektir. Siyaset duymaz, görmez, sorun çözemez olunca AK Parti'nin uzun iktidarının parti bünyesini yaşlandırdığını da kabul etmemiz lazım. AK Parti sorun çözemez hale geldi. AK Parti duyamaz, göremez, anlamaz, empati duygusunu yitirmiş bir parti haline geldi. Hükümet siyasi tırnakçılık yapıyor. Yani veriyor zam mı, 3 ay sonra gıda enflasyonu baş edilmez düzeyinde artınca enflasyonla mücadelede en çok ezilen kesin verilen zam mı kaybettiğini fark ediyor. Enflasyon hükümetin aslında bir vergisidir. Deprem oluyor, depreme ek vergi olarak koydukları bütçedeki maliyetimiz iki katı. Yani vatandaşa biz sizin için hazırlık yaptık kötü günlerinize yetecek kadar imkânımız var demesi gerekenler yine vatandaşın cebinden para çekerek bütçeyi disiplin ediyorlar. Dolayısıyla bu süreç ülkenin yönetilemediğini gösteriyor. ERKEN SEÇİM Memleket yönetilemiyorsa muhalefetin isteyeceği şey erken seçimdir. Tayyip Bey’in siyasi pratiği erken seçime dönük değildir ama biz şunu kast ederek bu hassasiyetimizi ifade ediyoruz. Türkiye doğru yönetilmediği için bu sorunları yaşadığımızı düşünüyoruz. Biz ne vaat ediyoruz? Yani biz neyi mümkün görüyoruz? Tayyip Erdoğan'ın yapamadığı neyi yapacaksınız kardeşim siz? Zaten o yapılacak bir şey olsa o yapardı. Onun yapamadığını siz nasıl yapacaksınız sıkışmasına kurban gitti siyaset. Soruların içinde var. Sanki toparlamak mümkün olsa bunu Tayyip Bey yapabilirmiş. Tayyip Bey yapamadığına göre de hiç kimse toparlayamazmış gibi bir kabulün de olduğu soru şekli budur. Efendim bizim memleketimizde şu kadar sorun var, bu kadar sorun var da bu sorunların hiçbirisi dışarıdan kaynaklı değil. Bizim memleketimizdeki sorunların tamamının kaynağı siyaset. Bizim memleketimizin sorunlarının sebebi siyaset. Bizim memleketimizi bu sorunlar yumağı haline getiren şey siyasetin yerinde durmaması. Siyasetin haddini hududunu bilmemesi

DENETİMSİZLİKTEN DEVLET ÇÖKÜYOR Hukukun Nasıl olması gerektiğini Tayyip Bey bilir, Adalet ve Kalkınma Partisi koymuş partisinin ismini. Bu ne demek biliyor musunuz? Bir ülke ancak adaletle kalkınabilir. Sonra yönetimdeki keyfilik şuna dönüyor, şimdi Tayyip Bey'in siyasi pratiği, AK Parti'nin siyasi pratiği şuna dönmüş. Hukuka şunu diyorlar aslında. Biz milleti koruyoruz, siz bizi koruyun. Halbuki hukuk herkesi korumak zorunda olan bağımsız organizasyondur. Bu denetimsizlikten devlet çöküyor. Bu İngiltere'de de çöker. Finlandiya'da da çöker, Kanada'da da çöker. Her yerde çöker. Bizim karşı karşıya olduğumuz şey budur. Biz sistem vaat ediyoruz. Plan yapabilen hesap verebilen devlet vaat ediyoruz. Bu saydıklarımın hepsine aklımız yeter. Kapasitemiz yeter. Bilene soran, bilenlerle yürüyen, bilenlerin söylediğini yapan, yaptığının da hesabını veren bir devlet vaat ediyoruz.”

 


Emeklilerin bayram ikramiyesi ne zaman hesaplara yatacak?

Kamuda çalışan işçilerin ikinci dönem tediye ödeme tarihleri belirlendi! Karar Resmi Gazete'de yayımlandı

Yerlikaya, motosikletliler için yeni çalışmayı duyurdu: Trafik ihlallerinde cezalar artıyor

Başkan Can eş'ten 12 Mart kutlama Mesajı

ERZURUM’UN DÜŞMAN İŞGALİNDEN KURTULUŞUNUN VE İSTİKLAL MARŞININ KABULÜNÜN YIL DÖNÜMÜ KUTLU OLSUN

Meyve ve tatlıyı iftar sonrasına bırakın!

PLASFED Başkanı Ömer Karadeniz: “Üretmeyi çok iyi bilen bir toplumuz” “TÜRKİYE, BİR ÜRETİM ÜSSÜ HALİNE GELEBİLİR”

ERZURUM İL MİLLÎ EĞİTİM MÜDÜRÜMÜZ YAKUP YILDIZ'IN ERZURUM'UN DÜŞMAN İŞGALİNDEN KURTULUŞUNUN 107. YIL DÖNÜMÜ MESAJI

Netaş, 2024 Yıl Sonu Satış Gelirlerini Yüzde 32 Artırarak 9,2 Milyar TL Seviyesinde Gelir Elde Etti

İL MİLLÎ EĞİTİM MÜDÜRÜMÜZ YAKUP YILDIZ'IN 12 MART İSTİKLÂL MARŞI'NIN KABULÜ VE MEHMET AKİF ERSOY'U ANMA GÜNÜ MESAJI

BİLGİ’nin 10 lisans programına Türkiye Yeterlilikler Çerçevesi akreditasyonu

Suna’nın Kızları ve UNICEF, Ergenlik Çağındaki Kız Çocuklar için Güvenli Alanları Güçlendirmek Amacıyla Bir Araya Geliyor

Ramazan Ayında Tüketici Eğilimleri Değişiyor

ÇANAKKALE DENİZ ZAFERİ 110. YILINDA “YÜZ ONUN” TEMASIYLA ANILACAK

TEKNOLOJİDE KADIN GÜCÜ: İBB’NİN KADIN LİDERLERİ BULUŞTU

Görüntülü: Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, İzmir’de “Ben de varım, buradayım” diyen genç kadınlarla buluştu

İMAMOĞLU’NDAN AB MESAJI: “TÜRKİYE'NİN AVRUPA BİRLİĞİ İLE BİRLİKTE GÜÇLÜ BİR TARİH YAZACAĞINA İNANCIM TAM”

ALTIN PORTAKALIN ÜÇ ÖDÜLLÜ FİLMİ ‘GÜLİZAR’ ULUSLARARASI ARENADA YOLCULUĞUNA DEVAM EDİYOR

14 MART’TA SAĞLIK ÇALIŞANLARI İŞ BIRAKARAK TALEPLERİNİ YENİLEYECEK!

Babacan’dan Bahçeli’ye çağrı: “Bir telefon da Sayın Cumhurbaşkanı’na açın ve cesaretlendirin”

KAGİDER ve Sanofi Türkiye, “Geleceğin Kadın Liderleri” Programını ve Etki Analiz Sonuçlarını Birleşmiş Milletler’de Paylaştı

AĞIRALİOĞLU: VEKALETİ BOŞA DÜŞÜRDÜLER

Başkan Kishalı 12 mart bir destanın adıdır !

Yakutiye’den denetimler hız kesmiyor

İYİ Parti Gik üyesi Canan Ucar'dan 12 Mart kutlama Mesajı

‘INSIDER GİRİŞİMCİ BULUŞMASI’ ETKİNLİĞİNDE KONUŞTU

İMAMOĞLU: BİZİ BAŞARIYA GÖTÜRECEK YÖNTEMLER, TARİHİMİZDE DE İNANCIMIZDA DA MEVCUTTUR

Başkan Yılmaz 12 Mart Necip Milletimizin kurtuluşudur !

Başkan UÇAR’DAN 12 MART MESAJI

AĞIRALİOĞLU: İKTİDAR OLABİLME POTANSİYELİ OLAN BİR PARTİDE BERABERİZ

Yükleniyor

Emeklilerin bayram ikramiyesi ne zaman hesaplara yatacak?

Yerlikaya, motosikletliler için yeni çalışmayı duyurdu: Trafik ihlallerinde cezalar artıyor

ERZURUM’UN DÜŞMAN İŞGALİNDEN KURTULUŞUNUN VE İSTİKLAL MARŞININ KABULÜNÜN YIL DÖNÜMÜ KUTLU OLSUN

ERZURUM İL MİLLÎ EĞİTİM MÜDÜRÜMÜZ YAKUP YILDIZ'IN ERZURUM'UN DÜŞMAN İŞGALİNDEN KURTULUŞUNUN 107. YIL DÖNÜMÜ MESAJI

İL MİLLÎ EĞİTİM MÜDÜRÜMÜZ YAKUP YILDIZ'IN 12 MART İSTİKLÂL MARŞI'NIN KABULÜ VE MEHMET AKİF ERSOY'U ANMA GÜNÜ MESAJI

BİLGİ’nin 10 lisans programına Türkiye Yeterlilikler Çerçevesi akreditasyonu

TEKNOLOJİDE KADIN GÜCÜ: İBB’NİN KADIN LİDERLERİ BULUŞTU

Görüntülü: Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, İzmir’de “Ben de varım, buradayım” diyen genç kadınlarla buluştu

İMAMOĞLU’NDAN AB MESAJI: “TÜRKİYE'NİN AVRUPA BİRLİĞİ İLE BİRLİKTE GÜÇLÜ BİR TARİH YAZACAĞINA İNANCIM TAM”

14 MART’TA SAĞLIK ÇALIŞANLARI İŞ BIRAKARAK TALEPLERİNİ YENİLEYECEK!

Başkan Can eş'ten 12 Mart kutlama Mesajı

Babacan’dan Bahçeli’ye çağrı: “Bir telefon da Sayın Cumhurbaşkanı’na açın ve cesaretlendirin”

AĞIRALİOĞLU: VEKALETİ BOŞA DÜŞÜRDÜLER

İYİ Parti Gik üyesi Canan Ucar'dan 12 Mart kutlama Mesajı

Başkan Yılmaz 12 Mart Necip Milletimizin kurtuluşudur !

AĞIRALİOĞLU: İKTİDAR OLABİLME POTANSİYELİ OLAN BİR PARTİDE BERABERİZ

Başkan Ükelge'den12 12 Mart kutlama Mesajı

DEVA Partili Ekmen: Şam, Lazkiye’de yaşanan katliamları aydınlatmak zorundadır

AP LİDERİ VECDET ÖZ: SURİYE’DE KAZANAN ABD VE İSRAİL OLDU

Başkan Uyumaz'ın 12 Mart kutlama Mesajı

Suna’nın Kızları ve UNICEF, Ergenlik Çağındaki Kız Çocuklar için Güvenli Alanları Güçlendirmek Amacıyla Bir Araya Geliyor

ÇANAKKALE DENİZ ZAFERİ 110. YILINDA “YÜZ ONUN” TEMASIYLA ANILACAK

ALTIN PORTAKALIN ÜÇ ÖDÜLLÜ FİLMİ ‘GÜLİZAR’ ULUSLARARASI ARENADA YOLCULUĞUNA DEVAM EDİYOR

SELEN ERDEM “BİR KADIN OLARAK DEĞİL, BİR LİDER OLARAK ANILMAK İÇİN MÜCADELE ETTİM.”

ÜNLÜ MODACI EMRE ERDEMOĞLU’NDAN İLK KADIN KOLEKSİYONU: “BARLAS”

DEMET SABANCI ÇETİNDOĞAN “BAŞARILI BİR KADIN OLABİLMEK İÇİN ÖNCELİKLE KARARLI VE CESUR OLMALISINIZ.”

Ramazan Ayının Ruhunu Tasavvuf Müziğiyle Taçlandıran Özel Bir Konser Gerçekleşti

KÜAD, GELECEĞİN KOZMETİK BİLİMCİLERİNİ DESTEKLEMEYE DEVAM EDİYOR!

Dubai’nin değil “bizim” çikolatamız

Morkomedyen Dünya Tiyatrolar Günü’ne özel gösterisiyle Biletinial Torium Sahne’de

Meyve ve tatlıyı iftar sonrasına bırakın!

BÖBREK TAŞINA KARŞI 8 ETKİLİ YÖNTEM

Ağız ve diş sağlığı için ramazanda asitli içeceklere dikkat

Ramazan’da iftarda hızlı yemek kilo aldırıyor!

Katarakt ile İlgili Yaygın Yanlış Bilgiler

RAMAZAN’DA UYKU SORUNLARINA KARŞI 8 ÖNEMLİ ÖNERİ!

2030 yılında Türk kadınlarının yarısı, erkeklerin ise üçte biri obez olacak

Ramazan’da Kan Şekeri Dengesini Korumak İçin Beslenme Tavsiyeleri

50 YAŞ ÜSTÜNE KRİTİK UYARI: KOLON KANSERİNE KARŞI TARAMA ŞART!

Bilim dünyasından yeni müjde: Yaşlanma tarih oluyor

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 26 21 0 5 37 68
2.Fenerbahçe 25 19 2 4 40 61
3.Samsunspor 26 15 6 5 14 50
4.Beşiktaş 25 12 5 8 14 44
5.Eyüpspor 26 12 7 7 11 43
6.Göztepe 25 10 9 6 10 36
7.İstanbul Başakşehir 25 10 9 6 7 36
8.Gazişehir Gaziantep 25 10 10 5 0 35
9.Rizespor 26 10 13 3 -10 33
10.Antalyaspor 26 9 11 6 -17 33
11.Trabzonspor 25 8 9 8 9 32
12.Kasımpaşa 26 7 8 11 -6 32
13.Alanyaspor 26 8 11 7 -8 31
14.Konyaspor 26 7 12 7 -8 28
15.Sivasspor 26 7 13 6 -11 27
16.Bodrum FK 26 7 13 6 -11 27
17.Kayserispor 25 6 10 9 -18 27
18.Hatayspor 25 3 15 7 -18 16
19.Adana Demirspor 26 2 20 4 -35