10837,30%-0,31
41,97% 0,05
48,66% -0,06
5391,53% 1,74
9006,14% 0,66
62. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali, Cumhuriyet Bayramı’nda takipçilerine çok özel iki gala sundu. Samsun’dan İzmir’e, Cumhuriyet’in kuruluşunun izini süren “Cumhuriyete Giden Yol”, Atatürk Kültür Merkezi (AKM) Perge Salonu’nda seyirci karşısına çıkarken Cumhuriyet döneminin en yetkin sanatçılarından Ferhan Şensoy’u konu alan “Ferhangi Bir Yaşam”, AKM Aspendos Salonu’nda seyirciyle buluştu. “Bu toplumun ayrışmaya değil birleşmeye ihtiyacı var” Gösterimin ardından soruları cevaplayan, “Cumhuriyete Giden Yol” belgeselinin yönetmeni Hacı Mehmet Duranoğlu; çalışmanın, Kocaeli Üniversitesi’nden bir grup öğretim üyesi tarafından Cumhuriyet’in 100. yıldönümü için hazırlandığını söyledi. “Benim, kişisel olarak, başka bir hedefim de vardı bu belgeselle ilgili” diyen Duranoğlu, bunu şöyle açıkladı: “Popüler tarih şöyle yazar: 28 Ekim 1923’te Gazi Hazretleri yakın çalışma arkadaşlarını Çankaya Köşkü’ne davet eder ve ‘Efendiler, yarın Cumhuriyet’i ilan edeceğiz’, der. Ertesi gün de Cumhuriyet ilan edilir. Baktığınızda çok basit bir akşam, Çankaya’da paşaların arasında alınmış bir karar gibi durur. Ama belgeselde gördünüz ki Cumhuriyet, dikensiz gül bahçesi değildir. O yolda bir millet, Mustafa Kemal Paşa’nın arkasına düşmüş, varını yoğunu ortaya koymuş, tarihte kalabilmenin yolunu aramış ve bunu başarmıştır” Türk tarihinde üzerinde en çok uzlaşılan yegâne dönemin Milli Mücadele olduğunu ifade eden yönetmen, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunun altını çizmek istedik; bu toplumun ayrışmaya değil birleşmeye ihtiyacı var. Bu hepimiz için geçerli. Oradaki vekillerin çeşitliliğini hepimiz gördük; sarıklısı da var, camiye gideni de var, Bektaşî’si de var, Mülkiyelisi de var. Biz böyle bir toplumuz, Anadolu böyle bir memleket. Yunus’un dediği gibi; ‘Gelin tanış olalım, işi kolay kılalım’. Memleket için işi kolay kılmanın yolu da ortaklaştığımız tarihler üzerinde durmaktan geçiyor, diye düşünüp bu belgeseli hazırladık” Belgeselde kullanılan çok özel arşiv videolarına nasıl ulaştığı sorulan Duranoğlu; “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin sahip olduğu görüntülerin yüzde doksanını bilirim. Bu benim özel ilgi alanım. Hatta, bir başka arkadaşımızın ortaya çıkardığı bir şeydi ama ben de söyleyeyim; Atatürk’ün en eski görüntüsü, 1910’da Fransa’da çekilmiştir. Pikardi Manevraları için henüz 29 yaşındayken Fransa’ya gitmiştir. O görüntülerde Fransız paşaların arasında gencecik Mustafa Kemal’i görürsünüz. Ona varıncaya kadar haberdarım” diye konuştu Herkesin erişebilmesi için belgeselin, Kocaeli Üniversitesi web sayfasına yüklendiğini dile getiren Duranoğlu, yakında da Atatürk’ün kitaplarla ilişkisi üzerine yeni bir belgeselin çekimlerine başlayacaklarını duyurdu. “Belgeselimizle Ferhan Şensoy gibi turneye çıkacağız” Altın Portakal’da günün çok özel diğer galası, AKM Aspendos Salonu’ndaki “Ferhangi Bir Yaşam”dı. Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan köklü bir geleneğin, ‘Dümbüllü kavuğu’nun da emanetçisi olmuş, usta tiyatrocu ve yazar Ferhan Şensoy’u, bilinmeyen yönleriyle beyazperdeye taşıyan belgeselin gösteriminden sonra yönetmen Selçuk Metin ile Şensoy’un aile üyeleri; Derya Şensoy, Ferhan Şensoy ve Elif Durdu Şensoy, seyircilerin sorularını cevapladı. Söyleşide ilk söz alan Derya Şensoy, “Babamın çok zengin bir arşivi varmış, biz de bunu bu süreçte keşfettik ve hiç değilse bir kısmını, onun özellikle genç kuşakla tanışabileceği bir belge niteliğinde tarihe bıraktığımız için çok mutluyuz” diye konuştu. Elif Durdu Şensoy ise duygularını, “Bu belgeseli izlemek duygusal açıdan zorlayıcı olabiliyor bizler için” sözleriyle ifade etti. Yönetmen Selçuk Metin, belgeselin gösterim programını, Ferhan Şensoy’un, Ses Tiyatrosu’nu kurduğu süreçteki gibi bir turne programı olarak planladıklarını belirtti: “Ferhan Şensoy, Ses Tiyatrosu’nu yaparken nasıl ki bir Anadolu turnesi yaptı bizim de öncelikle Anadolu turnesi planımız var. Bursa, Eskişehir, İzmir; gidebildiğimiz her yere gitmek istiyoruz. Bunun yanı sıra Ses Tiyatrosu’nda bolca gösterim yapmayı planlıyoruz. Her ay en azından bir gösterim olmasını istiyoruz. Çünkü orada izlemenin gerçekten ayrı bir duygusu var. Şimdiye kadar iki gösterim yaptık; özellikle Ses Tiyatrosu’nun inşaat süreci anlatılırken o salonu dolduran insanların başlarını kaldırıp tavana bakması beni çok etkiliyor”