9659,48%0,49
37,93% -0,11
41,03% -0,23
3809,24% 1,10
6070,97% 0,00
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Ramazan Bayramı dolayısıyla yayımladığı mesajında hem bayramın manevi anlamına dikkat çekti hem de gündeme ilişkin sert değerlendirmelerde bulundu. Bahçeli, CHP ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni (İBB) hedef aldığı açıklamasında, yolsuzluk iddialarının üzerine gidilmesi gerektiğini vurgulayarak “Türkiye Cumhuriyeti’nde üstün olan hukuktur” dedi.
BOYKOT ÇAĞRISI SİSTEMLİ BİR KALKIŞMA DENEMESİDİR' Bahçeli'nin mesajının büyük bölümünde CHP’ye ve İBB’ye yönelttiği eleştiriler öne çıktı. Bahçeli, 19-23 Mart tarihleri arasında yaşanan protestoları “dışarıdan tazyikli faşizan bir kalkışma” olarak nitelendirdi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in açıklamalarını hedef alan Bahçeli, “Sokak daveti, boykot çağrısı, yıkın geçin mesajları, bilinçli ve sistemli bir kalkışma denemesidir” dedi. İBB’de yaşanan yolsuzluk iddialarına dikkat çeken Bahçeli, “İstanbul Büyükşehir Belediyesi; yan kesicilerin, yol kesenlerin, haram yiyenlerin eline ve siyasi emellerine hapsolmuştur” sözleriyle tepki gösterdi. Bu iddialarla ilgili olarak 50’ye yakın kişinin tutuklandığını hatırlatan Bahçeli, “Bu skandal ve kanun dışı yolsuzluk bataklığının kurutulması, fail ve mücrimlerden hesap sorulması hukuk devletinin ikamesi ve ihmali olamayacak bir sorumluluğudur” ifadelerini kullandı. Bahçeli, hukuki sürecin sonuna kadar takip edilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Demokrasi ile hukuku çatıştırmak, seçilmiş bahanesiyle çok ciddi suçlamaların odağında yer alan şahısları aklamaya çalışmak anarşiye hizmettir” dedi. "CHP’nin sorunu yine CHP’dir" diyen Bahçeli şu ifadeleri kullandı: CHP Genel Başkanı’nın yabancı ülkelere Türkiye’yi şikayet etmesi, ekonomi yönetimini kötülemesi, terk edilmişlik nevrozuyla İngiltere’den aman dileyecek karanlık bir çukura düşmesi manda ve himaye anlayışının hala canlı bir hücre olarak varlığını göstermiştir. Öyle ki, testide olan ne varsa dışarı sızdırmıştır. Özgür Özel’in nasıl bir çürümüşlüğün pençesine düştüğü berrak olarak anlaşılmıştır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni kapsayan adli süreç turnusol kağıdı gibi CHP yönetiminin gerçek yüzünü, kemiksiz ve kifayetsiz duruşunu deşifre etmiştir. Mandacı CHP teklemiş, tökezlemiş, tükenmiş; dahası müflisliği, müsrifliği ve müstemleke siyaseti birbiri ardına teşekkül eden rezaletler seremonisinin ışıkları altında belgelenmiştir. Gezi Parkı olaylarına da atıf yapan Bahçeli, yaşanan gelişmelerin Türkiye ekonomisini hedef aldığını savundu. “CHP’nin başını çektiği protestolar despotik, tehdit içeriklidir” diyen Bahçeli, bu süreçte 12 farklı örgütün CHP’nin kanatları altına sığındığını, sokak aralarında “zehir ve zillet saçtığını” öne sürdü.
BAKIRHAN'IN AÇIKLAMALARI DEĞERLİ VE TAKDİRE ŞAYAN' DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan’ın “Biz CHP’nin eylemci kitlesi değiliz” sözlerine de mesajında yer veren Bahçeli, bu açıklamaları “değerli ve takdire şayan” olarak nitelendirdi. Mesajının sonunda Türk milletinin Ramazan Bayramı’nı kutlayan Bahçeli, yola çıkacak vatandaşlara trafik kurallarına uymaları yönünde uyarıda bulundu. “Mübarek Ramazan Bayramımız kutlu olsun” diyen Bahçeli, birlik ve beraberlik çağrısını yineledi. Bahçeli'nin bayram mesajı şu şekilde: Mübarek Ramazan ayını müteakiben müşerref ve müyesser olduğumuz bayram günlerine ulaşmanın bir yanda bahtiyarlığını diğer yanda burukluğunu yaşıyoruz. Burukluğunu yaşıyoruz çünkü; başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da cehennem azabından kurtuluş olan on bir ayın sultanı mübarek Ramazan ayını geride bırakıyoruz. Allah’tan niyazım tekrarına eriştirmesidir. Ramazan Bayramı, oruç ibaretinin, daha yerinde bir anlatımla Şehr-i Ramazan’ın maddi ve manevi mükâfatıdır. Bu mükâfata layık ve müstahak olmak hakikatli ve halisane temennimdir. Bayram(lar), barış ve kardeşlik hissiyatının kuvveden fiile geçtiği, kucaklaşma ve kaynaşma ihtiyacının kuvvetlenip filiz filiz gerçekleştiği muazzez dönemlerdir. Dargın gönüllerin, küskün kimselerin, kırık ve kırgın kalplerin tamir ve telif vakti elbette bayram(lar)dır ve böyle de olmalıdır. Bayram; müessir birlik, mütemadi dirlik, muhtevalı iyilik fırsatıdır. Bu fırsatın heba ve heder olması ne Allah indinde ne de millet nezdinde müsamaha ve müsaade görmeyecektir. Barış ve huzur gerek insan, gerek toplum, gerekse de millet nam ve hesabına kalıcı bayram mahiyetindedir. Milli hedefimiz ülkemizi kalıcı olarak bayram yerine dönüştürmek, bu suretle sıkılı yumrukları açarak, önyargıları aşarak, vehimleri atarak muhabbet ve musafaha ortamını işlenmeyi bekleyen bir cevher gibi ortaya çıkarmaktır. Bu mühim ve mümtaz hedef doğası gereğince sabır, samimiyet, güven, dürüstlük, empati, hoşgörü, dikkat ve teenni gerektirmektedir. “Terörsüz Türkiye” olarak somutlaşan ve daha önemlisi büyük Türk milletinde makes bulan söz konusu hedefe inşallah ulaşılacaktır. Yasa dışı kanlı silahların gömülüp demokratik siyasetin görüş menzilini tayin ve tarif ettiği bir Türkiye’nin hızına ve yükseliş hırsına muadil ve muhatap hiçbir ülke yetişemeyecektir. Merhum düşünürümüz Ziya Gökalp’in ifadesiyle, ümitsizlik baykuşu hiçbir insanımızın gönlüne yuva yapamayacaktır. Bayram günlerinin mehabet, merhamet ve memnuniyet iklimiyle terörsüz Türkiye mefhumunun mehtabı, membaı, sosyal ve psikolojik mekanizması inşallah terekküp edecektir.
Niyetimiz halis olduğundan nihai kısmetimiz de hayır olacaktır. Hiçbir tuzak, hiçbir kumpas, hiçbir komplo, hiçbir kumandalı tertip kararlılığımızı sekteye uğratamayacaktır. Elbette terörsüz Türkiye gaye ve gayretinden ürken, korkulu rüyalar gören iç ve dış mihraklar vardır ve bu mayası lekeli güruh son günlerde iyice ayyuka çıkmıştır. Barış, demokrasi ve kardeşlik azmimizi hazmedemeyen, bununla da kalmayıp tarihsel nitelikli gelişmeleri baltalamak ve budamak maksadıyla organize eylem halinde bulunanlar pisliğe konan sinekler gibi ortalığa üşüşmüşlerdir. Terörsüz Türkiye amaç ve arzusunu bulandırmak, hatta belini kırmak için beşinci kol faaliyeti dış bağlantılı şekilde devrededir. Nitekim Rusya ile Ukrayna arasında barış umutlarının yeşerdiği, Suriye Arap Cumhuriyeti’nde tecelli eden pozitif gündem ile siyasi istikrar özlemlerine etap etap erişildiği, aynı zamanda Türkiye’nin bölgesel ve küresel alanda sözü geçen, saygınlığı ve caydırıcılığı yükselen üst bir seviyeye geldiği bir dönemde hukuki bir mesele sokak ve boykot girdabına çekilmiş, iç asayiş ve huzur atmosferi zehirlenmek istenmiştir. Cumhuriyet Halk Partisi maalesef Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı şer ve şiddet cephesi açmıştır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün mirası adeta yağma malına çevrilmiştir. Dış aleminde sade, iç aleminde zengin; aynı şekilde mütedeyyin, muhterem, milli ve manevi hassasiyetleri minare gibi dimdik yükselen her vatandaşımız ülkemize yapılan saldırı ve sabotajları görmüş, melanet oyunları okumuştur. Hukuki bir davayı çarpıtarak sandıkla kutuplaştırmak aymazlıktan öte art niyetliliktir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde tuz kokmuş; yolsuzluk, rüşvet ve hırsızlık iddiaları şüyu vukuundan beter sözünü akıllara düşürmüştür. 19 Mart 2025 ile 23 Mart 2025 tarihleri arasında Türkiye’yi sokaklara sıkıştırmak ve nefes alamaz hale getirmek amacıyla dışarıdan tazyikli faşizan bir kalkışma yaşanmıştır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi; yan kesicilerin, yol kesenlerin, haram yiyenlerin, şehremini vazifesini cebini ve banka hesaplarını doldurmak suretiyle çiğneyenlerin eline ve siyasi emellerine hapsolmuştur. Bu skandal ve kanun dışı yolsuzluk bataklığının kurutulması, fail ve mücrimlerden hesap sorulması hukuk devletinin ikamesi ve ihmali olamayacak bir sorumluluğudur. Türkiye Cumhuriyeti’nde üstün olan hukuktur. Demokrasi ile hukuku çatıştırmak, ihanetle milli iradeyi örtmeye çalışmak, seçilmiş bahanesiyle çok ciddi suçlamaların odağında yer alan şahısları haksızca aklamaya ve arkalamaya çabalamak anarşiye ve asayişsizliğe kati hizmettir. Böylesi bir mesnet ve mezuniyet hiç kimseye verilmemiş, üstelik de verilemeyecektir.
kapsayan adli süreç turnusol kağıdı gibi CHP yönetiminin gerçek yüzünü, kemiksiz ve kifayetsiz duruşunu deşifre etmiştir. Aziz Atatürk’ün onurlu çizgisini karalayarak küresel emperyalizme bağlantı tüneli kazan, el avuç açan CHP zihniyeti tarihi ve siyasi miadını çok kötü bir sonla doldurmuştur. Mandacı CHP teklemiş, tökezlemiş, tükenmiş; dahası müflisliği, müsrifliği ve müstemleke siyaseti birbiri ardına teşekkül eden rezaletler seremonisinin ışıkları altında belgelenmiştir. DEM Eşgenelbaşkanı Tuncer Bakırhan’ın sağduyu ve soğukkanlı açıklamaları, “Biz CHP’nin eylemci kitlesi değiliz” sözleri değerli ve takdire şayandır. CHP’nin suyu bulandırma teşebbüsleri başarısız kalmaya mahkum olup yırtıklarını yamamaya yetmeyecektir. Cumhur İttifakı, Türk ve Türkiye Yüzyılı ülküsüne sahip çıkacak; milli onuru, millet varlığını, istiklal ve istikbal vakarını sonuna kadar müdafaa edecektir. Şuurlu hürriyetperver, uyanık vatansever her vatandaşımız kaos tacirlerinin karşısındadır. Türk gençliğini sokağa dökmek için fırsat kollayanlara, Türk gençliğinin arkasına saklanıp ülkemiz ve milletimiz üzerinde ucuz ve uçuk hesap yapanlara elbette fırsat verilmeyecek, buna en başta geleceğimizin güvenceleri göz yummayacaktır. CHP’nin mandacı azınlığın fiili kayyumuyla daha fazla yol alması mümkün değildir. Türk milleti varlığını, birliğini ve ortak kaderini namusu bilecek, gölge düşürmeyecektir. Cumhur İttifakı, Merhum düşünürümüz Ziya Gökalp’in dile getirdiği şu sözü aynısıyla yüreğinde taşıyacak ve kahramanca temsil edecektir: “Mevdu’dur bugün bize namusu milletin.” Bu duygu ve düşüncelerle doğudan batıya, kuzeyden güneye hayatın çilesini omuzlarına almış vatan ve millet evlatlarını; etnik kökeni, mezhebi, yöresi ve anasının dili ne olursa olsun her kardeşimi, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızı selamların en güzeliyle selamlıyor Ramazan Bayramlarını tebrik ediyorum. Gönül ve kültür coğrafyalarında yaşayan soydaşlarımıza, din kardeşlerimize hayırlı bayramlar diliyorum. Ramazan ayı boyunca tutulan oruçların, yapılan dua ve ibadetlerin kabulünü Rabbim’den niyaz ediyorum. Dokuz günlük bayram tatili boyunca yola çıkacak ve sıla-i rahim hasretini giderecek olan tüm vatandaşlarımızın trafik kurallarına harfiyen uymalarını, sevenlerini, sevdiklerini ve bekleyenlerini derinden yaralamamaları adına hayat memat konusu olarak addediyorum. Mensubiyetinden iftihar ettiğim büyük Türk milletiyle ebedi saadet ve selamet dileklerimi paylaşıyorum. Mübarek Ramazan Bayramımız kutlu olsun diyorum.