Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Milli Savunma Üniversitesi'nde Kara Harp Okulu öğrencileriyle iftar programında bir araya geldi. Buradaki konuşmasında, Ramazan-ı Şerif'in kalpleri yumuşatan huzur, rahmet ve şefkat ikliminde Kara Harp Okulu öğrencileriyle beraber olmanın mutluluğunu yaşadığını ifade eden Erdoğan, içinde bulunulan mukaddes günlerin hayırlar getirmesini yüce Allah'tan niyaz etti. Ülke sınırları içinde ve ötesinde fedakarca görev yapan tüm askerlere selam ve sevgilerini gönderip, her birine vazifelerinde üstün başarılar temenni eden Erdoğan, şöyle konuştu: “Yine bu vesileyle şanlı tarihimizin kilometre taşlarından olan Çanakkale Deniz Zaferi'mizin 110. yıl dönümü kutlu olsun diyorum. Canları ve kanlarıyla hafızalara kazınan direniş kıyamıyla Çanakkale'de destan yazan şehitlerimizin tamamını kemal-i edeple yad ediyorum. Başta Anafartalar kahramanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, müstahkem mevki kumandanı Cevat Paşa'dan Yarbay Selahaddin Adil Paşa'ya kahraman ordumuzun tüm komutanlarını saygıyla anıyorum. Anadolu'nun ve gönül coğrafyamızın dört bir yanından gelerek devrin zalimlerinin karşısına dikilen düvel-i muazzama müstevlilerine geçit vermeyen tüm kahramanlara Rabbimden bir kez daha rahmet diliyorum.”
"Bu zafer milletimize taptaze bir kıyam ve diriliş ümidi aşılamıştır" Mehmet Akif Ersoy'un Çanakkale şehitleri için yazdığı, "Sen ki son ehl-i salibin kırarak savletini; Şarkın en sevgili sultanı Selahaddin'i, Kılıç Arslan gibi iclaline ettin hayran... Sen ki İslam'ı kuşatmış, boğuyorken hüsran; O demir çemberi göğsünde kırıp parçaladın." dizelerini okuyan Erdoğan, şöyle devam etti: "Aziz vatanı düşman çizmelerine çiğnetmeyen, o demir çemberi göğsünde kırıp parçalayan tüm kahramanlarımıza bir kere daha şükranlarımı sunuyorum. Rabbim şehit ve gazilerimizin emanetine hakkıyla sahip çıkmayı, istiklal ve istikbal sancağını bundan sonra da aşkla, şevkle, gururla dalgalandırmayı bizlere de nasip eylesin diyorum." Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çanakkale Zaferi'nin, Balkan Harbi'nden ve üst üste gelen ihanetlerden yorgun düşmüş, işgalci güçlerin "hasta adam" olarak gördükleri bir milletin yeniden şahlanışının ve dirilişinin müjdecisi olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti: “Genciyle, yaşlısıyla, kadını ve erkeğiyle el ele, yürek yüreğe verip zaferle taçlandırdığımız Milli Mücadelenin fitili Çanakkale Zaferi ile ateşlenmiş, bu zafer milletimize taptaze bir kıyam ve diriliş ümidi aşılamıştır. Milletimizin hücrelerine işleyen şehadet bilinci İstiklal Harbi'nde tüm ışıltısıyla bir kez daha parlamış, dünyanın diğer milletleri için mümtaz bir mücadele örneği teşkil etmiştir. Kore'de, Kıbrıs'ta ve daha pek çok yerde Mehmetçik'in sergilediği vakur ve erdemli tavır milli kimliğimizin tarihe düştüğü birer eşsiz not hükmündedir. Merhameti ve merhameti kadar mücadelesiyle de örnek bir ecdadın ahfadı olmaktan hepimiz iftihar ediyoruz. Burada şunu da büyük bir gururla ifade etmek istiyorum, 110 yıl önceki hayasız akınları nasıl bozguna uğratıp vatanımızın birliğini, milletimizin dirlik ve kardeşliğini temin ettiysek bugün de aynı azim ve kararlılıkla mücadelemizi sürdürüyoruz.”
"Bizi kıyasıya eleştirenlerin çoğu şimdi bize hak vermeye başladı" "Ülkemizi hedef alan sinsi planları, hain emelleri, karanlık senaryoları arkasında kim olduğuna bakmadan tek tek yırtıp atıyoruz." ifadelerini kullanan Erdoğan, şunları söyledi: “Devletimizin payidar, milletimizin ebediyen muzaffer ve muvaffak olması için ne yapılması gerekiyorsa onu yapmaktan bir an olsun çekinmiyoruz. Şu gerçeği artık dost düşman fark etmeksizin artık herkes ikrar etmektedir. Türkiye, Avrupa ve Orta Doğu başta olmak üzere dünyayı etkisi altına alan değişim fırtınasını en hazırlıklı karşılayan ülkelerden biridir. Son dönemde uluslararası basında ülkemizle ilgili çıkan değerlendirmeler ülkemizin başarılarını açıkça teyit ve tescil etmektedir. Daha üç beş sene öncesine kadar bizi kıyasıya eleştirenlerin çoğu şimdi bize hak vermeye başladı. Suriye ve Filistin'de takip ettiğimiz insani, vicdani ve onurlu politikaların ne kadar isabetli olduğu bugün herkes tarafından açıkça dillendiriliyor. Rusya-Ukrayna arasındaki savaşta ilk günden beri izlediğimiz dengeli tutumun doğruluğu bugün daha iyi anlaşılıyor. Aynı tabloyu Libya'dan Sudan'a, Somali'den Karabağ'a, Balkanlar'dan Doğu Akdeniz'e pek çok yerde görüyoruz.”
"FETÖ'cü alçaklarla mücadelemiz hız kesmeden devam ediyor" Gazi Mustafa Kemal'in "Yurtta sulh, cihanda sulh" ilkesini "Daha adil bir dünya mümkündür" şiarıyla birleştirerek girişimci bir dış politika tasavvuruyla Türkiye'yi küresel bir oyuncu haline getirdiklerini vurgulayan Erdoğan, "Ülkemiz içindeki bazı çevreler halen kabullenmese de doğru zamanda hayata geçirdiğimiz doğru stratejimiz sayesinde bugün doğu ve batıyla eşit ilişkiler geliştiren, küresel adaletsizliklere korkusuzca tepki veren, milli politikalarını her şart altında kararlılıkla uygulayan, çıkarları ile değerleri arasında tercih yapmak mecburiyetinde kalmayan bir Türkiye gerçeğine kavuştuk." dedi. "Terör belasından kurtulacağız" Erdoğan, Türkiye Yüzyılı'nı adım adım inşa ederken milletin şevkini, azmini ve cehdini kıran engelleri de teker teker kaldırdıklarını belirterek, konuşmasına şöyle devam etti: “15 Temmuz gecesi milletin namusuna emanet ettiği silahlarla devletimizi işgale yeltenen FETÖ'cü alçaklarla mücadelemiz ihanetin üzerinden geçen yaklaşık 9 yıla rağmen hız kesmeden devam ediyor. Finans desteği ve eleman havuzunu önemli ölçüde yitiren bu hain şebeke, Pensilvanya'daki elebaşının ölümü sonrasında çöküş dönemine girmiştir. Tıpkı hain elebaşı gibi örgütün de son nefesini vereceği günler yakındır. Aynı şekilde, 40 yıldır başımıza musallat edilen bölücü terör belasından ilelebet kurtulmak için de yoğun bir çalışmanın içindeyiz. 85 milyon vatandaşımızın tamamının kardeşlik şuurunu perçinleyecek, müreffeh geleceğini güvence altına alacak, iç cephemizi güçlendirecek terörsüz Türkiye hedefimize doğru emin adımlarla ilerliyoruz. Bölgemizin hasretini çektiği kalıcı barış ortamına kavuşmasını sağlayacak bu çalışmaların semeresini inşallah yakında göreceğiz. Bizim gayemiz son iki asırdır kimi zaman etnik, kimi zaman mezhebi fay hatları üzerinden sahnelenen planları tarihin çöp sepetine yollamaktır. Derdimiz huzurdur, kardeşliktir, muhabbettir, kader ve gönül birliğini bu topraklarda ilelebet hakim kılmaktır. Allah'ın izniyle bu amacımızda da muvaffak olacağız.”