9860,29%-8,72
37,81% 3,37
41,25% 3,14
3712,11% 3,70
5898,63% 2,66
Yaşlılık, hayatın doğal bir evresidir ancak sağlık sorunları bir kader değildir. Doğru önlemlerle idrar kaçırma ve menopoz gibi sorunların üstesinden gelmek mümkün. Op. Dr. Mehmet Bekir Şen: “Yaşlanmak doğal bir süreçtir ancak idrar kaçırma ve menopoz gibi sorunlar hayat kalitenizi düşürmek zorunda değil; doğru tedavilerle konforlu bir yaşam mümkündür.” 18-24 Mart Dünya Yaşlılar Haftası kapsamında, yaşlanmayla birlikte ortaya çıkan sağlık sorunlarına dikkat çekilirken, özellikle idrar kaçırma ve menopozun kadın sağlığı üzerindeki etkileri gündeme geliyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Mehmet Bekir Şen, idrar kaçırmanın ve menopoz sürecinin kadınların yaşam kalitesini doğrudan etkilediğini belirterek, bu sorunların doğru yöntemlerle kontrol altına alınabileceğini vurguladı. “İDRAR KAÇIRMA KADER DEĞİL, ÇÖZÜMLERİ VAR” İdrar kaçırma sorununun hem kadınlarda hem de erkeklerde sık görüldüğünü belirten Op. Dr. Mehmet Bekir Şen, “Yaşlanmayla birlikte pelvik taban kaslarının zayıflaması, menopoz sonrası östrojen seviyelerinin düşmesi, kronik hastalıklar ve fazla kilo gibi faktörler idrar kaçırmayı tetikleyebilir. Ancak bu durum yaşlanmanın kaçınılmaz bir sonucu değildir ve çeşitli yöntemlerle kontrol altına alınabilir” dedi. İdrar kaçırmanın önlenmesi ve tedavisinde en önemli adımlardan birinin pelvik taban kaslarını güçlendirmek olduğunu belirten Op. Dr. Şen, “Düzenli olarak yapılan pelvik taban egzersizleri, özellikle kadınlarda mesane kontrolünü artırarak idrar kaçırma problemini önemli ölçüde azaltabilir. Bunun yanı sıra, sağlıklı ve dengeli beslenmek, aşırı kilodan kaçınmak ve sıvı tüketimini gün içinde dengeli bir şekilde dağıtmak da mesane sağlığını korumak için oldukça önemlidir” diye konuştu. İlerlemiş vakalarda tıbbi tedavi seçeneklerine de değinen Op. Dr. Şen, “Menopoz sonrası östrojen seviyelerindeki düşüş idrar kaçırmayı artırabilir. Bu durumda doktor kontrolünde uygulanan hormon destekli tedaviler veya bitkisel içerikli destekler fayda sağlayabilir. Ayrıca, son yıllarda geliştirilen lazer ve radyofrekans uygulamaları ile vajinal dokuların sıkılaştırılması ve mesane desteğinin artırılması mümkün hale gelmiştir. Daha ileri vakalarda ise minimal invaziv cerrahi yöntemler, hasta konforunu bozmadan etkili sonuçlar sunmaktadır” ifadelerini kullandı. “MENOPOZ BİR SON DEĞİL, YENİ BİR BAŞLANGIÇ” Dünya Yaşlılar Haftası kapsamında menopoz sürecinin kadın sağlığı üzerindeki etkilerine de dikkat çeken Op. Dr. Mehmet Bekir Şen, bu dönemin kadınların fiziksel ve psikolojik olarak en çok değişim yaşadığı süreçlerden biri olduğunu belirtti. “Menopoz, kadınların üreme döneminin sona erdiği, ancak hayat kalitesinin düşmesi gerekmediği bir dönemdir. Bu süreçte hormon seviyelerindeki değişimler vajinal kuruluk, idrar yolu enfeksiyonlarında artış, cinsel istekte azalma ve ağrılı ilişki gibi sorunlara yol açabilir. Ancak, bu etkiler doğru yaklaşımlar ile en aza indirilebilir” dedi. Menopoz döneminde kadınların yaşam kalitesini artırmak için bazı önlemler alınması gerektiğini vurgulayan Op. Dr. Şen, “Özellikle bitkisel östrojen içeren besinlerin tüketimi, vajinal dokuların korunmasına yardımcı olabilir. Bunun yanı sıra vajinal nemlendiriciler ve kayganlaştırıcılar, kuruluk problemine karşı etkili çözümler sunar. Ayrıca, düzenli yapılan pelvik taban egzersizleri, hem idrar kaçırma sorununu azaltır hem de cinsel fonksiyonları destekler” şeklinde konuştu. Menopoz sürecinin iyi yönetilmesi gerektiğini belirten Op. Dr. Mehmet Bekir Şen, “Bu dönem, bir son olarak değil, yeni bir başlangıç olarak görülmeli. Günümüzde modern tıbbın sunduğu çözümlerle menopoz sürecinde kadınlar daha sağlıklı, mutlu ve aktif bir yaşam sürdürebilir. Önemli olan bu süreci bilinçli bir şekilde yönetmek ve gerekli durumlarda uzman desteği almaktır” dedi. Dünya Yaşlılar Haftası vesilesiyle, yaşlılık döneminde karşılaşılan sağlık sorunlarına karşı farkındalık oluşturmanın önemine değinen Op. Dr. Mehmet Bekir Şen, “İdrar kaçırma ve menopoz gibi konular toplumda tabu olmaktan çıkmalı. Kadınlar, yaşlandıkça hayat kalitelerinden ödün vermemeli ve kendileri için en doğru çözümleri aramalıdır. Bugün bilinçlenerek atılacak adımlar, ilerleyen yıllarda daha sağlıklı ve konforlu bir yaşamın anahtarı olacaktır” diyerek, tüm bireyleri bilinçlenmeye ve sağlıklarını koruma konusunda adım atmaya davet etti.