11193,88%-0,40
42,60% 0,05
49,64% 0,18
5744,75% -0,39
9292,05% 0,12
Musluğunda daim olsun Ab-ı Zemzem ey Sefa İçire havz-ı Kevserden Bize ol Muhammed Mustafa Su, hayattır. Medeniyetimizde müstesna bir yere sahip olan su, mimariden sanata, temizlikten sağlığa kadar pek çok alanda hayatın merkezinde yer almıştır. Ecdadımız, suyu sadece bir ihtiyaç değil; aynı zamanda bir hayır, bir hizmet, bir medeniyet unsuru olarak görmüştür. İnancımıza göre sadaka-i cariye olan vakıflar, çeşmeler, sebiller ve hamamlarla toplumun her kesimine ulaştırılan su hem maddî hem manevî anlamda bereketin simgesi hâline gelmiştir. Yüzyıllar boyunca çeşitli uygarlıkların ve yerleşim alanlarının kuruluşunda önemli bir yeri olan suyun mimari ile buluştuğu yapılardan olan çeşmelere evlerde, sokaklarda, meydanlarda ya da çeşitli yapı komplekslerinde rastlamak mümkündür. Türk-İslam sanatında İslamiyet’in arınma ve hayır arzusu ile biçimlendirilen çeşme kelimesi köken itibarıyla Farsçada göz anlamına gelen ‘’çeşm’’ kelimesinden türemiştir. Şehrimiz Erzurum geçmişte suların çokluğu ve güzelliği ile adından söz ettiren bir şehir olmuştur. Yolların ve suların kesiştiği şehir olan Erzurum tarihî dokusunda çeşmeler dağ suları ve yer suları olmak üzere iki kaynaktan beslenmektedir. Erzurum çeşmelerinin Palandöken Dağı eteklerinden toplanan suları toprak künklerle 12 farklı güzergâhtan şehre getirilmiş şehir içindeki yer suları ise 31 kaynaktan temin edilerek çeşmelerden akıtılmıştır. Erzurum şehir merkezinde 175 tarihî çeşme tescil edilmiştir. Erzurum çeşmelerinin biri dışında diğerleri 16- 20. yüzyıl Osmanlı yapılarıdır. Çifte Minareli Medresenin cephesinde bulunan 13. yüzyıl sonları 14. yüzyıl başlarına ait olan çeşme ölçülü ve dengeli tasarımı ile köklü bir uygulamanın temsilcisi olup Anadolu Selçuklu dönemine aittir. Abdullah Paşa Çeşmesi (Emir Şeyh Camii Çeşmesi) Tebrizkapı’da, Emir Şeyh Camii’nin bitişiğinde konumlanan çeşme, kemer köşeliğinde yer alan dört satırlık sülüs hatla yazılmış kitabesine göre, 1791 yılında Erzurum Valisi Hacı Abdullah Paşa tarafından inşa ettirilmiştir. Akpınar Çeşmesi Mahallebaşı semtinde, meydanın güneybatı köşesinde yer alan çeşmenin, kitabesinden anlaşıldığı kadarıyla 1745 yılında bir onarım geçirdiği bilinmektedir. Ancak, yapının ilk inşa tarihi ile banisine ilişkin herhangi bir bilgi mevcut değildir. Çeşmenin "Akpınar" olarak adlandırılmasının, suyunun bolluğu ve berraklığı ile ilişkili olduğu düşünülmektedir.
Ali Paşa Camii Çeşmesi Ali Paşa Mahallesi’nde, Ali Paşa Camii'nin avlu duvarına bitişik konumda yer alan çeşme, cami girişinin üzerinde bulunan kitabeye göre 1693 yılında bir onarım geçirmiştir. Yapıda sekiz küçük lüleden su akışı sağlanmaktadır. Cami avlusunun batı bölümünde ve çeşmelerin arkasında konumlanan tuvaletler, özgün yapı özelliklerini büyük ölçüde korumaktadır. Günümüzde de sağlam durumda olan çeşmeden yeraltı suyu akışı devam etmektedir. Bakırcı Camii Çeşmesi Bakırcı Mahallesi’nde, Çeşme Sokak üzerinde yer alan Bakırcı Çeşmesi’nin, aynı alanda bulunan Bakırcı Camii ile birlikte inşa edilmiş olması kuvvetle muhtemeldir. Nitekim cami, 1720 yılında Mustafa Ağa tarafından yaptırılmıştır. Farklı bir mimari düzenlemeye sahip olan çeşmenin sokağa bakan cephesinde iki çeşme nişi bulunmaktadır. Çeşmenin ikinci bölümü cami yönüne bakmakta olup, bu kısımda yer alan yedi lüle, özellikle abdest alma amacıyla tasarlanmıştır. Dizi çeşmeler arasında önemli bir konuma sahip olan Bakırcı Çeşmesi’nin, Şabakhane, Akpınar, Ali Paşa ve Narmanlı çeşmeleri gibi zengin bir su kaynağına sahip olduğu bilinmektedir. Cennet Çeşmesi Kara Köse Mahallesi’nde yer alan bu çeşmenin inşa tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte, Erzurum’un bilinen en eski çeşmelerinden biri olduğu kabul edilmektedir. Hem yerli hem de yabancı seyyahların kaynaklarında yer alan çeşme, özellikle Evliya Çelebi’nin seyahatnamesinde dikkat çekici bir biçimde tasvir edilmiştir. Evliya Çelebi, bu çeşmeyi şu ifadelerle tanımlar: “Üç ay havası gayet latiftir ki adam hayât-ı câvdânî bulur. Suyu zülâl-i hayattır. Ata ve kadınlara suyu gayet faydalıdır. Cennet pınarı denilen sudan Temmuz’da içen (ve minel mâi küllü şey’in hayy) âyetini anlar.” Bu betimleme, çeşmenin yalnızca fiziksel bir yapı olmanın ötesinde, halk arasında sağlık ve maneviyatla ilişkilendirilen bir kültürel unsur olarak da değerlendirildiğini göstermektedir. Cürübe Çeşmesi (Palandöken Meydan Çeşmesi) Emir Şeyh Mahallesi, Palandöken Caddesi üzerinde yer aldığı bilinen çeşme, günümüzde Gürcü Kapı semtindeki Kâbe Şeyh Mescidi (Çotran Mescidi I) yanına taşınmıştır. Yapı, mimari ve süsleme özellikleri bakımından 19. yüzyılın karakteristik izlerini taşımaktadır. Dikdörtgen formda inşa edilen çeşme, biçimsel yapısı ve bezeme unsurlarıyla Erzurum’daki diğer geleneksel çeşmelerden ayrılmakta; özgün tasarımıyla dikkat çekmektedir Çeşme Sokak Çeşmesi Mirza Mehmet Mahallesi, Çeşme Sokak’ta yer alan bu çeşme, mimari özellikleri bakımından 18. yüzyılın izlerini taşımaktadır. Ancak yapı, zaman içerisinde geçirdiği müdahaleler sonucunda özgünlüğünü büyük ölçüde kaybetmiş ve günümüzde sade bir mimari görünüme bürünmüştür. Kesme taştan inşa edilen çeşmeden hâlen yeraltı suyu akışı sağlanmaktadır. Erzurum’un ilk yerleşim alanlarından biri olan Mirza Mehmet Mahallesi, bünyesinde barındırdığı tescilli sivil mimarlık örnekleri ile de kentsel ve kültürel açıdan önemli bir konuma sahiptir. Çeteci Abdullah Paşa Çeşmesi I Aşağı Yoncalık Mahallesi, Çeteci Sokak'ta yer alan bu çeşme, mermer kitabesine göre 1754 yılında Çeteci Abdullah Paşa tarafından inşa ettirilmiştir. Günümüze ulaşmamış olmakla birlikte, yapının bir dönem bronz bir kitâbeye de sahip olduğu bilinmektedir. Çeteci Abdullah Paşa Çeşmesi II Aşağı Yoncalık Mahallesi, Kuloğlu Sokak'ta yer almaktadır. Çeşme üzerindeki sülüs kitabeye göre çeşme 1754 yılında Çeteci Abdullah Paşa tarafından yaptırılmıştır. Çifte Minareli Medrese Çeşmesi Tebriz Kapı’da, Çifte Minareli Medrese’nin doğu cephesinde konumlanan bu çeşme, yapısal ve konumlandırma özellikleri göz önünde bulundurulduğunda, medresenin inşa tarihi olarak kabul edilen 13. yüzyıl sonları ile 14. yüzyıl başlarına tarihlendirilmektedir. Erzurum’daki en eski ve anıtsal nitelik taşıyan çeşmelerden biri olan yapı, taçkapının hemen yanında, cephe çeşmesi olarak inşa edilmiştir. Kesme taş malzeme kullanılarak yapılan çeşme günümüzde suyu akmamaktadır. Çortan Sokak Çeşmesi I Çeşme, daha önce Ayaz Paşa Mahallesi, Çortan Sokak’ta bir konutun bahçe duvarına bitişik olarak konumlanmışken, günümüzde Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi bahçesine taşınmış durumdadır. Önceki yerinde, evin giriş kapısı üzerinde yer alan kitabeye dayanarak, yapının 1825 yılında söz konusu konutla birlikte inşa edilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Çortan Sokak Çeşmesi II Ayazpaşa Mahallesi’nde, eski adı Çortan Sokak olan ve günümüzde 2. Saraçoğlu olarak adlandırılan sokakta konumlanan çeşme, 19. yüzyıla ait mimari özellikler taşımaktadır. Çeşmenin su kaynağı, Ticaret Lisesi’nin kuzeybatı köşesinin yaklaşık 5 metre önünde yer almaktadır. Günümüzde sağlam durumda olan çeşmeden yeraltı suyu akışı devam etmektedir. Çukur Çeşme Hacı Ömer Sokak’ta konumlanan çeşme, 20. yüzyıla ait mimari özellikler sergilemektedir. Orijinalliğini büyük ölçüde kaybetmiş olan yapı, tek blok halinde ve duvara bitişik olarak inşa edilmiştir. Çeşmenin üzerinde bir tas nişi yer almakta olup, yeraltı suyu tek bir lüleden akmaktadır. Dabakhane Çeşmesi Tebriz Kapı semtinde yer alan bu çeşmenin 18. yüzyıla ait olduğu tahmin edilmektedir. Günümüzde Kevelciler Meydanı'nın ortasında konumlanmakta olup, yol seviyesinin yaklaşık 4 metre altında kalmıştır. Duvara bitişik olarak inşa edilen yapı, dikdörtgen formdadır. Dede Ağa Çeşmesi I Ali Paşa Mahallesi Hasır Garajı sınırları içerisinde yer alan çeşme, bölgedeki yeni imar çalışmaları nedeniyle kaldırılmış ve Yakutiye Medresesi bahçesine taşınmıştır. 26. Develer (Gülahmet) Çeşmesi Kemhan Mahallesi, Gülahmet Caddesi üzerinde konumlanan bu çeşmenin, 19. yüzyılın başlarında Gülahmet Ağa tarafından yaptırıldığı belirtilmektedir. Kervanların uğrak noktası olması sebebiyle bu adla anılmıştır. Erzurum çeşmeleri arasında, özgün yol düzenlemesi ve orijinalliğini büyük ölçüde koruyan nadir yapılardan biridir. Dörtgüllü Çeşme Muratpaşa Mahallesi, Saray Bosna Caddesi üzerinde yer alan çeşmenin batı cephesindeki kitabede, yapının 1745 yılında İbrahim Paşa tarafından inşa ettirildiği belirtilmektedir. Çeşmenin güney yüzündeki kitabe ise kısmen tahrip olmuş olup, burada 1855 yılında Ahmet adlı bir şahsın çeşmeyi tamir ettirdiği anlaşılmaktadır. Erzurum’da farklı dönemlerde valilik yapmış olan İbrahim Paşa, Erzurumlu İbrahim Paşa Camii ve Medresesi ile Yazıcızade Çeşmesi’nin yaptırılmasının yanı sıra Zeynel Camii’nin onarımını da gerçekleştirmiştir. Günümüze ulaşan Erzurum’daki dört yüzlü tek çeşme olan bu yapı, bu özelliğiyle İstanbul’daki meydan çeşmelerini andırmaktadır. Eminkurbu Çeşmesi I Önceleri Eminkurbu Mahallesi’nde, Gölbaşı’ndan Karskapı’ya çıkan yolun sol tarafında konumlanan orijinal çeşme, günümüzde Köşk Çay Bahçesi içerisine taşınmıştır. Aynalığında yer alan kitabeye göre, yapı 1798 yılında Hacı İbrahim tarafından yaptırılmıştır. Erzurum çeşmelerinin ihyası projesi kapsamında, 2021 yılında Erzurum İç Kalesi’nin güneyinde bulunan meydana yeni bir çeşme olarak inşa edilmiştir. Esatpaşa Camii Çeşmeleri Esatpaşa Mahallesi’nde, Esat Paşa Camii avlusunda yer alan çeşmeler üzerinde herhangi bir kitabe bulunmamaktadır. Ancak cami üzerindeki kitabeye göre, bu yapılar 1852 yılında Erzurum Valisi Esat Muhlis Paşa tarafından yaptırılmıştır. Büyük blok taşlarla örülmüş duvar formundaki su yapısından günümüzde su akışı sağlanmamaktadır. Muhtemelen, Erzurum Kalesi’nin güney duvarında yer alan Kale Çeşmesi’ne yönlendirilen suyun, buraya da verilmiş olması olasılığı bulunmaktadır. Feyzi Bey Çeşmesi Çeşme üzerindeki kitabeye göre yapı, 1849 yılında inşa edilmiştir. Önceleri Kırmacı Mahallesi’nde, Toprak Tabyası’nın kuzeyinde konumlanan çeşme, Üç Kümbetler ve çevresinde gerçekleştirilen restorasyon çalışmalarında yerinden kaldırılarak, Tarihî Erzurum Çeşmelerinin İhyası Projesi kapsamında İç Kale’nin güneyinde bulunan meydana taşınmıştır. Çeşmenin restorasyonu 2021 yılında tamamlanmıştır. Gümüşgöz Çeşmesi Hasani Basri Mahallesinde bulunmaktadır. 1775 yılında Mustafa Ağa tarafından yaptırılmıştır. Gümüşmasat Çeşmesi Ali Paşa Mahallesi, Kasım Paşa Caddesi üzerinde konumlanan bu çeşmenin, 18. veya 19. yüzyılda inşa edildiği tahmin edilmektedir. Su kaynağı olarak Ali Paşa suları kullanılmaktadır. Çeşmenin çevresinde çok sayıda bıçakçının bulunması nedeniyle halk arasında “Gümüşmasat” olarak adlandırılmıştır. Kesme taş malzeme kullanılarak inşa edilen yapının üst bölümü, gerçekleştirilen başarısız bir onarım sonucunda orijinalliğini kaybetmiştir. Günümüzde çeşmeden yeraltı suyu akışı sağlanmaktadır.
Habip Efendi (Sıvırcık) Çeşmesi Habip Efendi Mahallesi’nde, Habip Efendi Camii’nin yanında yer alan bu çeşme, dönemin önde gelen ilim adamlarından ve hayırseverlerinden Âlim Muhammed Habib Efendi tarafından 1708 yılında inşa ettirilmiştir. Yapı, 18. yüzyıl Osmanlı taş işçiliğinin karakteristik özelliklerini taşımakta olup, bölgedeki dini ve sosyal yaşamın önemli unsurlarından biri olmuştur. Çeşmenin varlığı, hem mahalle sakinlerinin günlük su ihtiyacını karşılamak hem de hayırseverlik geleneğinin bir yansıması olarak dikkat çekmektedir. Âlim Muhammed Habib Efendi’nin bölgeye olan katkıları, sadece bu çeşme ile sınırlı kalmamış; eserleri ve eğitim faaliyetleri ile dönemin entelektüel atmosferine önemli katkılar sağlamıştır. Hacı Cuma Camii Çeşmesi Hacı Cuma Mahallesi, Kevelciler Yokuşu’nda yer alan çeşme, karşısındaki Hacı Cuma Camii ile birlikte kentsel ve sosyal tarih açısından önemli bir yapıdır. Her ne kadar cami üzerinde herhangi bir yapım kitabesi bulunmasa da, Ankara Vakıflar Genel Müdürlüğü’nde muhafaza edilen Erzurum Evkaf Fihrist Defteri’nde caminin vakıf tedavül kayıtları mevcuttur. Bu kayıtlar doğrultusunda, caminin 1630 yılında Karayazıcızâde Abdullah ibn-i Seyyid Ahmed tarafından inşa ettirildiği anlaşılmaktadır. Hacı Cuma Camii ve yanındaki çeşme, dönemin vakıf sistemi çerçevesinde toplumsal ihtiyaçları karşılamak amacıyla hayata geçirilmiş örneklerdir. Vakıfların sosyal yapıda oynadığı önemli rol, su yapıları gibi kamusal hizmetlerin sürdürülebilirliği açısından da büyük önem taşımaktadır. Bu bağlamda, çeşme ve cami birlikte değerlendirildiğinde, 17. yüzyıl Erzurum’unda sosyal dayanışma ve hayır faaliyetlerinin mekânsal yansımaları olarak karşımıza çıkmaktadır. Hacı Halil Sokak Çeşmesi Ayazpaşa Mahallesi, Hacı Halil Sokak’ta konumlanan çeşme, 20. yüzyıla ait mimari özellikler sergilemektedir. Yapı, mevcut yerine taşınarakonarılmıştır. Günümüzde çeşmeden yeraltı suyu akışı sağlanmaktadır. Hacılar Hanı Çesmesi Çeşme, Hacılar Hanı’nın içinde konumlanmaktadır ve 18. yüzyılda inşa edildiği kabul edilen han ile eşzamanlı olarak yaptırılmış olması muhtemeldir. Her ne kadar han ve çeşme üzerinde yapımına dair herhangi bir kitabe bulunmasa da, bu tür yapılar genellikle hanların hizmetine yönelik olarak, ticaret yolları üzerindeki ihtiyaçları karşılamak amacıyla inşa edilmiştir.
Hacılar Hanı ve içindeki çeşme, dönemin ticari hayatında önemli bir yer tutmakla birlikte, hanın misafirlerine ve kervanlara sunduğu sosyal ve fiziksel hizmetlerin bir parçası olmuştur. 18. yüzyıl Osmanlı taş işçiliğinin özelliklerini taşıyan bu yapıların, bölgedeki ekonomik ve sosyal yaşamın mekânsal yansımaları olduğu söylenebilir. Çeşmenin han içerisindeki konumu, su temini açısından merkezi bir noktada yer aldığını göstermektedir. Насı Kurban Cesmesi I Hasani Basri Mahallesi, Hacı Kurban Sokak'ta bulunmaktadır. Çeşme üzerinde bulunan kitabede iki tarih vardır. Bunlardan birinde 1842, diğerinde 1864 tarihleri okunmaktadır. Bu tarihlere göre Çeşme 1842 yılında yaptırılmış, 1864 yılında ise onarılmış olmalıdır. Hacı Kurban Çeşmesi Hasani Basri Mahallesi, Hacı Kurban Sokak'ta bulunmaktadır. 19. yüzyıl özellikleri taşımaktadır. Dikdörtgen blok hâlindeki çeşme, yuvarlak kemerli bir nişe sahiptir. Hacı Mehmet Çeşmesi (Gürcü Kapı Çeşmesi) Gürcükapı Caddesi üzerinde yer alan çeşmenin alınlığında, mermer üzerine sülüs hatla yazılmış on satırlık vakfiye kitabesi bulunmaktadır. Bu kitabe, çeşmenin yapım amacını, vakfeden kişi veya kurumun kimliğini ve çeşmenin işlevini ayrıntılı şekilde belgelemektedir. Sülüs hattı, Osmanlı hat sanatının en zarif ve okunaklı yazı biçimlerinden biri olarak kabul edilir; bu bağlamda kitabenin sanatsal değeri de büyüktür. Sülüs hattının kullanılması, kitabenin hem estetik hem de kurumsal bir işlev taşıdığını göstermektedir. Vakfiye formundaki bu kitabe, Erzurum’daki diğer çeşme kitabeleri arasında eşsiz bir örnek teşkil etmektedir. Bu özgünlük, çeşmenin tarihî ve kültürel önemini artırmakta, aynı zamanda dönemin vakıf sisteminin işleyişi hakkında bilgi sunmaktadır. Vakıflar, Osmanlı toplumunda sosyal hizmetlerin yürütülmesinde merkezi rol oynamış ve su yapıları gibi kamusal hizmetlerin sürdürülebilirliğini sağlamıştır. Hafız Çeşmesi Yeğen Ağa Mahallesi, Cirit Sokak’ta konumlanan çeşmenin üzerindeki kitabede 1883 yılı ibaresi Hafız Hamza Çeşmesi Ali Paşa Mahallesi’nde yer alan çeşmenin kitabesinde, yapım tarihinin 1949 olduğu belirtilmektedir. Halıcı Çeşmesi Palandöken Caddesi üzerinde bulunmaktadır. Çeşme üzerinde yer alan kitabede çeşmenin adının da verilmiş olması pek karşılaşılmayan bir uygulamadır. Bu nedenle Halıcı Çeşmesi'nin ayrı bir yeri vardır. Dört satır hâlindeki yapım kitabesinde Hacı Ahmet Efendioğlu Hacı Mehmet Halıcı tarafından yaptırıldığı kayıtlıdır. Hüseyin Ağa (Hüso Ağa) Çeşmesi Veyis Efendi Mahallesi, Gümüşlü Kümbet Sokak’ta bulunan çeşmenin üzerinde yer alan beş satırlık kitabeye göre, Hüseyin Ağa çeşmeyi 1823 yılında yeniden yaptırmış ve suyunu akıtmıştır. Çeşmenin arkasında yer alan mezarlıkta ise, çeşmeyi yaptıran Hüseyin Ağa medfun bulunmaktadır. İsmail Ağa Çeşmesi Yeğenağa Mahallesi, Cami Sokak’ta konumlanan çeşmenin üzerindeki altı satırlık mermer kitabede 1734 yılı belirtilmiştir. Çeşme, yüksek kalitede işçilik örnekleri sergilemektedir. Kadana Camii Çeşmesi Kadana Mahallesi’nde bulunan Kadana Camii’nin abdesthanesinde yer alan su sistemi, caminin inşa tarihi olan 1751 yılına tarihlenmektedir. Cami, İsmail Efendi’nin babası Kadanazâde İsmail Efendi tarafından yaptırılmıştır ve Akpınar suyu ile beslenmektedir. Günümüzde, Kadana Camii suları herhangi bir sokak çeşmesinden akmamakta; mevcut suyun tamamı, cami avlusunun altına inşa edilen yeni tuvaletler ve abdest alma alanlarına yönlendirilmektedir. Kadıoğlu Çeşmesi Ali Paşa Mahallesi, Gölbaşı Caddesi üzerinde bulunmaktadır. 19. yüzyıl eseri olan çeşme onarım görmüştür. Tekne kısmı toprağa gömülüdür. Kale Çeşmesi Erzurum Kalesi’nin giriş kapısının hemen yanında, kale duvarına bitişik olarak inşa edilmiş olan çeşme, IV. Sultan Mehmed’in hükümdarlık dönemi olan 1681 yılında Kale Ağası Ali Ağa tarafından yaptırılmıştır. Bu yapının, Osmanlı döneminde kale içi su ihtiyacını karşılamak üzere stratejik bir konumda yer aldığı anlaşılmaktadır. Çeşme, 1905 yılında kapsamlı bir onarımdan geçirilmiş olup, günümüze büyük oranda sağlam biçimde ulaşmıştır. Yapının üzerinde bulunan iki kitabe, hem yapım hem de onarım süreçlerine dair tarihî bilgiler sunmakta; aynı zamanda çeşmenin mimari ve sosyal işlevine ışık tutmaktadır. Mimari açıdan, çeşme kesme taştan inşa edilmiş olup, klasik Osmanlı su yapılarının karakteristik özelliklerini taşımaktadır. Yapının hem işlevsel hem de estetik değerleri, dönemin sanat anlayışını ve kamu hizmeti anlayışını yansıtmaktadır. Ketencizade Camii Çeşmesi Camiikebir Mahallesi, Memiş Ağa Sokak’ta konumlanan çeşme, Ketencizade Camii duvarına bitişik şekilde inşa edilmiştir. Yapı, 19. yüzyıl mimari özelliklerini yansıtmaktadır. Tek lüleli ve kemersiz olan çeşme, geçirdiği onarımlar neticesinde orijinal formunda değişikliklere uğramıştır. Bu onarımlar sırasında, çeşmeye bezemeli bir de kurun taşı yerleştirilmiştir. Kırkçeşme Ayazpaşa Mahallesi’nde, Kırkçeşme Hamamı'nın hemen yanında konumlanan bu çeşme, 16. yüzyılda Osmanlı sadrazamı Rüstem Paşa tarafından yaptırılmıştır. Rüstem Paşa’nın adını taşıyan kervansaray inşaatıyla eşzamanlı olarak inşa edildiği düşünülen bu su yapısı, dönemin kentsel altyapı yatırımlarının önemli bir parçasını teşkil etmektedir. Çeşmenin üzerinde herhangi bir kitabe bulunmamakla birlikte, 1698 yılında Caferzâde adlı bir hayırsever tarafından gerçekleştirilen tamiratı kaynaklar aracılığıyla tespit edilmiştir. Bu tamirat, çeşmenin işlevselliğinin sürekliliğini sağlamak amacıyla yapılmıştır ve bu durum, yapıdaki sosyal dayanışma ve hayırseverlik anlayışını yansıtmaktadır. Son yıllarda gerçekleştirilen restorasyon çalışmaları, çeşmenin mimari orijinalliğinin korunması ve yapıdaki işlevselliğin devam ettirilmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Günümüzde çeşmeden sağlanan yeraltı suyu akışı, yapının hâlen kullanıldığını göstermektedir. Korukçu Sokak Çeşmesi I Aşağı Mumcu Mahallesinde Korukçu Sokak'ta bulunmaktadır. Çeşmenin yakınında yıkılmış hâliyle varlığını koruyan bir Erzurum evinin kitabesinde bir kitabede 1815 tarihi bulunmaktadır. Korukçu Sokak Çeşmesi II Lala Paşa Mahallesi Korukçu Sokak'ta bulunmaktadır. Çeşme, 18. yüzyıl sonrası özellikler taşımaktadır. Aşağı Mumcu yer sularına bağlı olan çeşme düzgün kesme taştan inşa edilmiştir. Kurşunlu Camii Çeşmeleri (Feyziye Camii Çeşmeleri) İç Kale’nin kuzeybatı eteklerinde, Kurşunlu Camii Sokağı’nda ve Kurşunlu Camii avlusunda yer alan çeşme, 1700 yılında caminin banisi Feyzullah Efendi tarafından yaptırılmıştır. Çeşme, caminin avlu kısmının batı cephesinde konumlanmaktadır. İki basamaklı merdivenlerle ulaşılan çeşme sahanı, iki kemer aracılığıyla cami girişine açılmaktadır. Yapının batı tarafında üç adet tuvalet, güney ve batı kesimlerinde ise çeşme muslukları sıralanmıştır. Altı lüleden su akışı sağlanan çeşme, düzgün kesme taş malzeme kullanılarak inşa edilmiş ve zamanla yenilenmiştir. Yeraltı suyu ile beslenen bu yapı, Erzurum’da orijinal durumunu büyük ölçüde koruyan tuvalet ve sıra çeşmeler arasında ender örneklerden biri olarak değerlendirilmektedir. Kümbet Çeşmesi Taşmescid Mahallesi, Kümbet Caddesi'nde bulunmaktadır. 19. yüzyıl özelliklerini yansıtmaktadır. Dikdörtgen boyutlardaki çeşme duvara bitişik olarak yapılmıştır. Yuvarlak kemerli olarak düzenlenmiş ve tek lülesi bulunmaktadır. Teknesi tamamen toprak altında kalmıştır. Sağlam olan çeşmenin günümüzde suyu akmamaktadır. Mehdi Efendi Mahallesi (Hacı Ömer Ağa) Çeşmesi Mehdi Efendi Mahallesi Dolanbaş Sokak'ta bulunmaktadır. Çeşme üzerinde yer alan kitabeye göre 1818 yılında Hacı Ömer Ağa tarafından yaptırılmıştır. İki yüzlü olan çeşme bir eski evin bahçe duvarı içerisindedir. Mehmed Emin Ağa (Saksoncubaşı) Çeşmesi Yukarı Mumcu Mahallesi'nde, Yukarı Mumcu Camii müștemilatının doğu duvarına bitişiktir. 1805 yılında Muhammed Emin Ağa tarafından yaptırılmış, 1949 yılında Belediye tarafından onarılmıştır. Mehmet Kethûda Çeşmesi (Gürcü Mehmet Paşa Çeşmesi) Sultan Melik Mahallesi’nde, Üç Kümbetler’in karşısında yer alan bu çeşmenin üzerindeki kitabesinde: “Bu akar sadakayı Mustafa Paşa’Qnın kethüdası Mehmet akıttı. Allah onu her çeşit zaaftan ve kederden uzak ve ihsanlarda bulunmayı nasip etsin” yazılıdır. Ancak bazı araştırmacılar, çeşmenin Gürcü Mehmet Paşa’ya ait olduğunu ifade etmektedir. Gürcü Mehmet Paşa Camii’nin 1648 yılında, Sultan Melik Emir Saltuk tarafından, önceki caminin harap olmasının ardından yeniden inşa ettirildiği bilinmektedir. Bu durum, çeşmenin de cami ile eşzamanlı olarak yaptırılmış olabileceği yönündeki görüşü desteklemektedir. Çeşmenin bu döneme ait olduğu kabul edildiğinde, 17. yüzyıl Osmanlı su mimarisi özelliklerini taşımaktadır. Osmanlı döneminde camilerle birlikte inşa edilen çeşmeler, hem ibadet edenlerin abdest ihtiyacını karşılamak hem de halkın günlük su gereksinimini temin etmek amacıyla önemli kentsel altyapı elemanları olarak işlev görmüştür. Narmanlı Cami Çeşmesi Tebrizkapı Caddesi üzerinde, Narmanlı Camii bahçe duvarına bitişik konumda yer alan çeşme, 1734 yılında Ebubekir Mustafa Ağa tarafından inşa ettirilmiştir. Osman Ağa (Komser) Çeşmesi Kavak Mahallesi, Musalla Sokak’ta, Kavak Camii’nin güneyinde konumlanan çeşme, 1677 yılında Osman adlı bir kişi tarafından yaptırılmıştır. Orijinal kitabesi günümüzde mevcut olmamakla birlikte, 1977 yılında gerçekleştirilen onarım kapsamında, eski kitabenin metni mermer üzerine yazılarak yerine yerleştirilmiştir. Ömer Paşa Çeşmesi Başlangıçta Dere Mahallesi'nde, Dere Mahallesi Camii girişinin hemen yanında konumlanan çeşme, zamanla ortadan kalkmıştır. Çeşmeye ait kitabe, çeşmenin kaldırılmasının ardından cami girişine taşınmıştır. Cami yenileme çalışmaları kapsamında ise, kitabe Erzurum Büyükşehir Belediyesi tarafından inşa edilen yeni çeşmenin üzerine yerleştirilmiştir. Orijinal çeşme, 1675 yılında Ömer Paşa tarafından yaptırılmış olup, günümüzde mevcut değildir. Pervizoğlu Camii Çeşmesi Ayaz Paşa Mahallesi, Yetim Hoca Caddesi üzerinde yer alan çeşme, 20. yüzyıl mimari özelliklerini taşımaktadır. Suyunun kaynağı, tapusu Hadi Erverdi adına kayıtlı alandan sağlanmakta olup, çeşme 1983 yılında Erzurum Belediyesi tarafından yaptırılmıştır. Rabia Hatun (Rabia Ana) Çeşmesi Sultan Melik Mahallesi, Değirmi Sokak’ta konumlanan çeşme, 17. yüzyıl mimari özelliklerini yansıtmaktadır. Bir meydan çeşmesi niteliğinde olan yapı, dikdörtgen formda inşa edilmiştir. Sivri kemerli olan çeşmenin tekne kısmı sade bir görünüme sahiptir. Türbe Deresi Dağ sularını kaynak olarak kullanan bu çeşme, düzgün kesme taş malzemeden yapılmıştır. Rauf Paşa Namazgâh Çeşmesi Yukarı Köşk Mahallesi, Bahçe Sokak’ta yer alan ve 1823 yılında Rauf Paşa tarafından yaptırılan çeşme, Osmanlı döneminin 19. yüzyıl başlarına ait mimari özelliklerini taşımaktadır. Yapı, orijinal formunu kısmen muhafaza etmiş olup, mihrap taşı özgünlüğünü korumaktadır. Erzurum şehir merkezindeki tek namazgah çeşmesi örneğidir. Soğuk Pınar Çeşmesi Rabia Hatun Mahallesi, Soğukçeşme Sokak'ta bulunmaktadır. 18. Yüzyıl Osmanlı dömemi tek lüleli çeşme örneklerindendir. Çeşmenin suyu Türbederesi dağ suyuna bağlıdır. Şabahane Çeşmesi (Şafiiler Çeşmeleri) Taşmağazalar Caddesi’nin başlangıcında, Şafiiler Camii’nin altında konumlanan sıra çeşmelerden, soldan üçüncü sırada yer alan çeşme üzerindeki kitabeye göre 1556 yılında inşa edilmiştir. Kitabede, Kanuni Sultan Süleyman döneminde Yakup adlı bir kişi tarafından yaptırıldığı belirtilmektedir. Bu çeşme, Erzurum’da üzerinde kitabesi günümüze ulaşan en eski Osmanlı eseridir. Şafiiler Camii’nin altında bulunan çeşmelerin su kaynağı, Erzurum İç Kalesi’nin alt kısmından temin edilmektedir. Tüm elemanları düzgün bazalt kesme taştan inşa edilen çeşmeden yeraltı suyu akmaktadır. Şeyhler Camii Çeşmesi Şeyhler Camii avlusunun önünde yer alan çeşmenin, 1767 yılında Habip Mehmet Efendi tarafından yaptırılan mevcut Şeyhler Camii ile eş zamanlı olarak inşa edilmiş olması muhtemeldir. Erzurum’da, ilk yapımı korunarak günümüze ulaşan nadir çeşmelerden biri olarak önem taşımaktadır. Yazıcızâde Çeşmesi Dere Mahallesi, Saray Bosna Caddesi üzerinde yer alan çeşmenin, talik hatla yazılmış yedi satırlık kitabesinde 1750 yılı ve İbrahim Paşa’nın adı geçmektedir. Erzurum’da valilik yaptığı dönemde İbrahim Paşa, Eski Hükûmet Binası’nın üst kısmında bulunan İbrahim Paşa Camii ve medresesi ile birlikte bu çeşmeyi ve yakın konumdaki Dörtgüllü Çeşmeyi yaptırmıştır. Bu yapıların bakımı ve sürekliliği için çok sayıda gayrimenkul vakfedilmiştir. İbrahim Paşa tarafından düzenlenen vakfiye belgesi günümüzde Erzurum Arkeoloji Müzesi’nde muhafaza edilmektedir. Yenilenen çeşmede Yukarı Mumcu Çeşmesi Yukarı Mumcu Mahallesi’nde yer alan çeşme, bulunduğu alana yeni bir bina yapılması sebebiyle sökülerek kaldırılmış ve 1994 yılında Atatürk Üniversitesi Fen Fakültesi önüne taşınarak yeniden inşa edilmiştir. Orijinal yapı, 18. yüzyıl çeşme mimarisi özelliklerini yansıtmaktadır. Zeynel Çeşmesi Ayaz Paşa Mahallesi Kavaflar Çarşısı’nda yer alan çeşme, üzerinde bulunan kitabeye göre 1698 tarihine sahiptir. Cami duvarına bitişik olarak inşa edilen çeşme dikdörtgen formdadır. Kemer alınlığında, kaş kemerli iki tas yuvası bulunmaktadır ve bunların üstünde “Allah” yazılı bir kitabe yer almaktadır. Çeşmeden bol miktarda su iki lüleden akmaktadır. Kırkçeşme sularına bağlı olan çeşmenin su kaynağı, Kırkçeşme Hamamı’nın yaklaşık 10 metre yukarısında yer alan taş malzemeden inşa edilmiş yapıdır. Çeşmeden yer suyu akışı sağlanmaktadır.