10094,76%-6,55
38,82% 6,10
42,46% 6,03
3792,36% 5,94
6014,33% 4,66
KILIÇDAROĞLU 'BEN CHP'NİN CUMHURBAŞKANI ADAYIYIM..' DEMELİDİR..
Eski gelinimiz Dr. Canan Kaftancıoğlu'nun İl Başkanlığın da yıllar sonra da olsa CHP tarafından alınan İstanbul'un Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu'nun diploması iptal edilip, meslektaşım İsmail Saymaz'ın da aralarında olduğu 100 kişiden fazla insanla birlikte gözaltına alınmış.
Yani, 'İstanbul'u kazanan Türkiye'yi kazanır' yada 'Atı alanın Üsküdar'ı geçtiği' söylenen ülkede Cumhurbaşkanı adayı olabilmek için gereken üniversite diploması olan bir vatandaşın diplomasının yıllar sonra yapılan büyük (!) araştırma soruncu sahte olmasa da denkliğe uygun olmadığı gerekçesiyle 'Muhtar bile olamaz' denmezse de iptal edilmiş.. B u yetmemiş gözaltına alınmış.
Evet, bundan sonraki yorumu ve düşünceyi siz okurlara bırakıp, 'GİTTİ, GİDECEK OLAN İMAMOĞLU MAĞDUR ROLÜYLE ..., Kaftancıoğlu ve Kılıçdaroğlu Gönderildi, Sıra İmamoğlu'nda.., KILIÇDAROĞLU KAFTANCIOĞLU GİBİ İMAMOĞLU'NUDA .' gibi bir çok başlıkla bugün yaşananları, yaşanacakları dünden yazan bir gazeteci olarak bu duruma en çok kimin üzüldüğünü, kimlerin sevindiğine bakmak isterim.
Üzülenlerin başında gelen biri olarak şu an cumhurbaşkanı olan Erdoğan'ın da bu yaşananlara üzüldüğüne inanıyorum. Çünkü dün kendisine, 'Muhtar bile olmaz diyenlerin bugün İmamoğlu'na yönelik aynı oyunlar ile kendisinin önünü kesmek istediklerini hatta cumhurbaşkanlığı için gereken diplomasını tartışmaya soktuklarını bir ben değil, kendisi ve 'Demokrasilerde seçme ve seçilme hakkını engelleme olmadığını' söyleyen ve ret eden dünya alem iyi biliyor...
Bu yaşananlardan zar, zor aldığım lise diplomamın da iptal edileceğinden korkmaya başlayan benim ve Erdoğan'ın da aralarında olduğu milyonların bu duruma çok üzüldüğünü düşünürken bu konuda görüşlerimi almak için beni Sinop'tan arayan TEMPO TV'de ki 'Gazetecilerle Gündem' adlı programımın iyi izleyicilerinden olan Sinoplu Selami amcanın 'Fakir bey ben ne düşünüyorum biliyor musun.. O kararı veren proflar, ilgililer bu gece nasıl uyuyacaklar?' diye soruyordu.
Selami amcanın bu merakına karşı bende nedensem birden 'Bilmem amca ama asıl tartışılması gereken diğer bir konu daha var. Oda bizim şu milletvekillerinin diplomaları da masaya yatırılmalı.' diyordum.
Çünkü, Erdoğan'ın kurduğu AK Parti'nin aday olmak isteyenlerin üniversite mezunu olması şartını tüzüğüne koyduğundan bu yana bizim eskileri gibi bir çok yeni milletvekilin, belediye başkanının, meclis üyesinin bu partide ve diğerlerinde aday olabilmek için bir çok siyasinin yurt dışında ki ve merdiven altı denen üniversitelerde al acele ve posta yoluyla üniversite diploması aldıkları da her seçim öncesi tartışılan konuların başında geldiğini de hatırlıyordum.
Neyse 'Lise diplomamı koruma' adına burayı da bırakıp, hızla geçerken 'Bu yaşanan son duruma sevinenlere gelelim..' diyor ve asıl bu işi kurgulayanlara bakmak isterim.
Evet, Erdoğan'ın diploması gibi İmamoğlu'nun diplomasının da tartışılıp, savcıların sorması ardından nasıl diploma aldıkları, nasıl unvan aldıkları da tartışılan ve en önemlisi bizzat Erdoğan'ın, 'Dünyanın kabul ettiği bir tezi bir bilimsel fikri, yorumu olmayanlar' diyerek elleştirdiği proflar tarafından iptal edilmesi gerçekten ayıp, bir o kadar da komedi ve zaten ekonomik kriz altında inim inim inleyen bizleri ağlatıp, 40 lirayı bulan doları güldürürken asıl sevinenin son kongrede arkasından bıçaklandığı söyleyen Kemal Kılıçdaroğlu'ndan çok, genel başkan olur olmaz saraya gittikten sonra 'CHP Genel başkanlığına devam..' karşılığında 'gölge bakanlarla' mevcut iktidarın ortağı olduğunu iddia ettiğim Özgür Özel'i kontrol altına alanların sevindiğini düşünüyorum. Yani, asıl sevinenler, 'CHP'nin kozmik odasındakiler' dediklerimdir.
Çünkü, 'Önce Kaftancıoğlu'nu, ardından İmamoğlu'nu sonra Kılıçdaroğlu'ıu yiyecekler' dediğim iddiamı bir yer değişimi ile devam ettirenlerin CHP'nin kozmik odasındakilerdir. Çünkü bunların derdi kendi krallıklarının devamı için CHP'yi muhalefette tutmak ve 'Biz Mustafa Kemal'in askerleriz' diyerek Atatürk posterinin gölgesine sığınıp, muhalefet yaptıklarını yutturup, aslında ciddi muhalefeti eritip, sermayelerine sermaye katma derdinde olanladır.
Evet, onca hukuksuzduk, haksızlık gibi bu son durumu da kınadığım bu son karara en çok sevinenler, 'Biz değil, iktidar, Erdoğan yapıyor' deyip, aslında pos bıyıkları altında kıs kıs gülen CHP'nin kozmik odasında ki ulusalcı tayfadır..
Ha bu arada bir öneride bulunup, yazımı bitirmek istiyorum.. O da benim ARDAFED başkanlığını yaptığım esnada ilkini yaptığım ve iki milyona yakın insanı sahile dökerek tarih yazdığım ve 1. Ardahan Tanırım Günlerinin yapıldığı, ulusalcı tayfalarca 'Sen niye Mustafa Kemal'in Askeriyim' demiyorsun, denerek yıpratılan Kaftancıoğlu'nun bir gelin edasıyla yollandığı İstanbul Maltepe'de sahil kenarınd aki etkinlik alanına ki yapılacak denen 'İmamoğlu'nu destekleme mitingi'ne bizzat gelmesi ve İmamoğlu'na desteğini açıklaması gereken Kılıldaroğu'nun bu mitingde veya hemen sonrasında, 'CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı benim' diyerek hem iktidara, hem de sözde ön seçime giden CHP'nin içinde ki kozmik odada ki ulusalcı tayfaya meydan okumalıdır.
Neyse 'değişim' deyip, Kılıçdaroğlu'nu yedirdiği ileri sürülen ve kozmik odanın oyununa gelerek, kendisini dayattığı ileri sürülen İmamoğlu'na üzülüp, 'Diploması iptal edilen İmamoğlu dönüp, İstanbul'a sarılmalı' diyeceğim de zor, bela aldığım kendi Lise diplomamdan korkarak, 'Geçmiş olsun İmamoğlu..' deyip, bugünkü yazıma da son vereyim.. diyorum..