Tarih: 27.03.2025 21:51

İBB'ye yönelik soruşturmalara ilişkin eylemlerde 1879 şüpheli gözaltına alındı

Facebook Twitter Linked-in

Bakan Yerlikaya, Ankara'daki basın açıklamasında, 19 Mart'tan itibaren yapılan yasa dışı gösterilerde bugüne kadar 1879 şüphelinin gözaltına alındığını belirtti. Halen gözaltında 662 şüphelinin bulunduğunu aktaran Yerlikaya, şunları kaydetti: "Adalet sokakta değil, mahkeme salonlarında tecelli eder. Sokağa çıkmakla kimse temize çıkamaz. Hukuku sokak eylemleriyle bastırmaya çalışmak, adaleti linç etme kampanyalarıyla susturmaya kalkmak kimseye fayda sağlamaz. Hiçbir algı operasyonu, hiçbir sokak kışkırtması gerçeklerin üzerini örtemez." Türkiye Cumhuriyeti'nin, hukuk devleti ilkesine bağlı, demokrasisi köklü ve kurumları güçlü bir devlet olduğunu vurgulayan Bakan Yerlikaya, "Demokrasi, nefret söyleminin ve şiddetin kalkanı değildir. Bizim demokrasi anlayışımız, suistimal zeminine değil, millet iradesine dayanır. Sokak ve gösteri yürüyüşü hak mıdır? Evet, haktır. Anayasal bir hakkıdır. Hepimizi bağlayan Anayasamızın 34. maddesi: "Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir." diye başlıyor. Bakın, altını çizerek bir kez daha ifade ediyorum: Silahsız ve saldırısız deniyor. Anayasa ve kanunlara uygun her gösterinin başımızın üstünde yeri var. Nitekim geçen yıl, 2023 yılında, Bakanlığımıza toplantı ve gösteri yürüyüşü için 903 başvuru yapıldı. Bunların 863'üne izin verildi." ifadelerini kullandı.

"Boykot çağrısı yapmakla amaçlanan nedir?" Bakan Yerlikaya, açıklamasına şöyle devam etti; Peki, o taşlar, bıçaklar, asitler, baltalar, molotoflar nedir? Demokratik hakların kullanımının sonucu böyle mi olmalı? Biraz önce de ifade ettim. Bakanlık olarak toplantı ve gösteri yürüyüşleri ile ilgili bize yapılan başvuruların yüzde 96'sına zaten izin vermişiz. Ama son yapılan eylemlerde yapılanların özgürlükle, özgürlüğün kullanımıyla açıklanacak bir durumu var mı? İşte pervasızca, önünü ardını düşünmeden sokak çağrısı yapanlar, bu gerçeklerle yüzleştiğinde, bu sokak görüntülerini gördüklerinde ne düşündüler acaba? Boykot çağrısı yapmakla yerli ve milli markalarımızı, çalışanlarını zor durumda bırakmakla amaçlanan nedir? Hele yabancı kanallara çıkıp Türkiye'yi şikayet etmek. Necip Fazıl diyor ya: Sokak lambası gibi olma, kime yandığın belli olsun.

"Eylemlerde 150 polisimiz yaralandı" Bu son yapılan eylemler sonrası 1879 şüpheli gözaltına alındı. Bunların 260'ı tutuklandı, 468'i hakkında adli kontrol kararı verildi. 662'sinin işlemleri devam ediyor, 489'u da serbest bırakıldı. Gözaltına alınanlar arasında 12 farklı terör örgütüyle iltisaklı şüpheliler bulunuyor. Sadece bu kadar mı? Aralarında uyuşturucu, cinsel taciz, hırsızlık, dolandırıcılık, kasten yaralama gibi 17 farklı suçtan adli işlem görenler olduğu tespit edildi. Eylemlerde 150 polisimiz maalesef yaralandı. Yazık değil mi? Günah değil mi? Polisler bu milletin evladı değil mi? Onların da yolunu gözleyen eşleri, evlatları, anaları, babaları yok mu? Polislerimiz, sadece şehirlerimizin değil, o gün, o alanlara gelenlerin de güvenliğini sağlamak için oralarda bulunuyordu. Ben sizlerin huzurunda bir kez daha valilerimizi, emniyet müdürlerimizi tebrik ediyorum. Yapılan tüm provokasyonlara rağmen sağduyusunu kaybetmeyen, sabırla görevini ifa eden tüm kahraman polislerimizle iftihar ediyorum. Aziz milletimizin, bizlerin de duası, kahraman polislerimizle, güvenlik güçlerimizledir. Allah ayaklarına taş değdirmesin.

"Ölümlü kazaların yarısı aşırı hızdan meydana geliyor" Artık mübarek Ramazan-ı Şerif'imizin sonuna geldik. Evlerimizde Ramazan Bayramımızın heyecanı var. Ancak bayram sevincimizin acıya dönüşmemesi, yuvalarımıza ateş düşmemesi en büyük duamız. Zira son 2 yılda Ramazan ve Kurban bayramlarında meydana gelen trafik kazalarında maalesef 744 canımızı yitirdik. Günlük can kaybımız 24. Bu kayıplardan 375'i aşırı hızdan kaynaklanıyordu. Yani neredeyse yarısı. Dünya Sağlık Örgütünün hazırladığı bir rapora göre, ortalama hızdaki yüzde 1'lik artış, ölümlü kaza riskini yüzde 4 artırıyor. Ölümlü trafik kazalarında, aşırı hızdan sonra en önemli etkenlerin başında; şerit izleme-değiştirme, geçiş önceliği, arkadan çarpma, dönüş kuralları ve kırmızı ışık ihlali geliyor. Bayram tatilinde yola çıkacak tüm sürücülerimizi buradan bir kez daha uyarmak istiyorum. Lütfen, trafik kurallarına harfiyen uyalım. Asla aşırı hız yapmayalım. Emniyet kemerimizi mutlaka takalım. Yorgun ve uykusuzken direksiyon başına geçmeyelim. Trafikte göstereceğimiz bir saniyelik sabır, bir ömür mutluluk demektir.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —