9636,12%-0,25
34,64% 0,27
36,31% 0,07
2919,85% 0,08
4880,88% -1,40
İMAMOĞLU: SORUŞTURMA AÇACAKSANIZ, 2016’DA, GÜN-SAAT VERİLEREK, ‘AÇILACAK’ DENİLEN MELEN BARAJI’NA AÇIN
TBB ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Saraçhane’deki tarihi Meclis Salonu’nda 2025 yılı bütçesi sunumunu gerçekleştirdi. İSKİ ve İETT dahil, 2025 yılı konsolide bütçelerinin 564 milyar lira olacağını aktaran İmamoğlu, “36 milyar liradan 564 milyar liraya... Bu değişimin gerçek bir büyümeyi, bolluğu, bereketi ifade etmesini çok ama çok isterdim. Ama maalesef bu rakamların öyle bir anlamı yok. Sadece bu iki rakam bile, Türkiye’ye son beş yılda yaşatılan ekonomik krizin boyutunu kavramamız açısından ibret verici” dedi. İmamoğlu’nun bütçe sunumu sırasında, ‘ahmak davası’ ve ‘kayyım’ konularında tartışmalar yaşandı. İBB’nin 2019’a kadar olan 5 yıllık süreçte 147 kez, kendilerinin göreve geldiği tarihten sonra da 1019 kez denetlendiğini aktaran İmamoğlu, “147 neresi, 1019 neresi? Biz denetlenmekten korkmuyoruz. Yapa yapa 5 yılın sonunda sizin bile güldüğünüz saçma sapan bir mahkemenin dışında ne yapabildiniz Allah aşkına? Adını bile anamıyorum, çünkü utanç verici. Diyeceksiniz ki, ‘Yahu bütçe sunuyorsun, nereden mahkemeye gittin?’ Yahu kardeşim, şu kapıdan çıkarken, belki de siyasetten yasaklı ilan edecek mahkemeyi orada bekletiyorsunuz. Ben demiyorum. Sayın sözcünüz dedi. ‘Hakimi niçin sürdüğümüzü anlatırım’ dedi” ifadelerini kullandı. Hakkında açılan ‘ahmak davası’nı ‘utanç verici’ olarak niteleyen İmamoğlu, “Bakın; ben size soruşturma yapılacak bir konu hatırlatayım: Melen Barajı. 2016’da, gün-saat verilerek, ‘açılacak’ dendi. Bugünkü bedeli o ihalenin, en az 25 milyar lira. Daha kötüsü, 2016’dan bu yana açılmayan Melen Barajı, her sene milyarlarca liralık elektrik üretiyor olacaktı. Bu kürsüden, o dönemde grup başkanvekiliniz, görüştüğünü söyledi, ‘2022’de açılacak’ dendi. Yine yok. Böyle giderse açılamayacak. Ama soruşturma mı açmak istiyor? Buradan duyuruyorum. İhbar ediyorum. Hükümetin bütün yetkililerini ihbar ediyorum. Bana kreşle yazı yetiştireceğine, Şehircilik Bakanı’nı ihbar ediyorum” şeklinde konuştu. Hukuksuz biçimde tutuklanan ve yerine kayyım atanan Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer’i gündemine alan İmamoğlu, “Milletin yüzünü güldüreceğiz kardeşim. Bu saçma sapan davalarınızda değil ama. Görevinizi yapmak mı istiyorsunuz? Prof. Dr. Ahmet Özer'in serbest kalması konusunda açıklama yapmanızı isterim. 65 yaşında bir adamın evini basıyorsun 5’te, alıyorsun. Bu, hanginizin başına gelse hoşunuza gider? Eşinin yanından alıyorsun. Hapse atıyorsun paldır küldür. Planlıyorsun. Sistemi kuruyorsun. Kayyım atıyorsun. İki tane başkan yardımcısı geliyor; tesadüfe bak yani, ikisi de 2 sene önce, 3 sene önce AK Parti'de siyaset yapmış. Ayıp. Kör göze parmak sokmayın yahu. Ayıp. Meclis seçsin. Yok. Niye? Sebep ne?” dedi. AK Parti sıralarındaki Faruk Gökkuş’tan ‘terörist’ seslerini duyan İmamoğlu, tepkisini, “Ne teröristi? Sen kimsin de ‘terörist’ diyorsun adama? Hakimlik mi yapıyorsun? Onun için dayanamadın, ‘Hakimi niye sürdürdüğümüzü anlatayım’ dedin. Ayıp. Zaten bu millete, ‘terörist’ diye diye seçim kazanacağını zannediyorsunuz. Kazanamazsınız. Geç o işi. Senin başına bir şey geldiği zaman, ben seni savunurum, ama sen bunu yapamazsın. Niye biliyor musun? Siyasi esaret bu, siyasi esaret. Sen yapamazsın. Ben yaparım. Memnun musun bu ülkenin ‘ahmak davası’ndan ve bunu savunmaktan. Öyle yok. Millete ‘terörist’ demeyeceksin. İnsanları ‘terörist’ diye diye, böle böle seçim kazanma kültürünü bitireceğiz kardeşim, bitireceğiz. Yok efendim, 15 Temmuz'dan önce terörist değil, on beş Temmuz'dan sonra terörist! Ya da 15 Temmuz'dan önce bir şey yaptıysan suçlu değil, sonra suçlu! Aynen şimdi yaptığınız gibi. İşinize bakın. İki sene sonra başka şeyler söyleyeceksin. Benim arkadaşıma ‘terörist’ demeyecek, diyemez” sözleriyle gösterdi. “Başınıza bir şey gelirse, yarın öbür gün, Allah muhafaza, yerim, konumum ne olursa olsun, sizin hukuka dair başınıza bir şey geldiğinde, en ön sırada sizin için mücadele etmeyen namerttir” diyen İmamoğlu, “Burada net olarak ifade edeyim. Bu içi boş işler, içi boş davalar, içi boş süreçler, millete hizmet etme konusundaki isteğimi, irademi, hevesimi ve bütün enerjimi, bütün çabamı, inanın hiçbir engel tanımazlığımı a-zal-ta-ma-ya-cak. Bu kadar net. Onun için vazgeçin. Bunu göreceksiniz. Bizde şu ahlak yok yani. ‘Bizim başımıza geldi, biz size on katı fazlasını yaparız!’ Ben de diyorum ki, ‘Bizim başımıza ne gelirse gelsin, sizin başınıza gelen kötülüklere karşı mücadele edecek Ekrem İmamoğlu, şimdiden hazır” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE'YE BİR GELENEK KAZANDIRMANIN KEYFİNİ YAŞIYORUM” “Gururla ifade edeyim; Türkiye'ye bir gelenek kazandırmanın da keyfini yaşıyorum. Bu meclisler, halk tarafından seçilen meclislerdi. Bunu naçizane üzerime alıyorum. Çünkü, çok nitelikli ve kaliteli bir biçimde, Beylikdüzü ilçe belediye başkanı iken başlatmış olduğumuz meclisin yayınlanma kültürünü, göreve gelir gelmez -biraz gecikmeli de olsa- başlattığımız ilk mecliste güçlü, kaliteli ve nitelikli bir biçimde halkımıza naklen yayınlayarak, çok gururla bir dönemi başlattık. Burada daha öncesini bilmeyen arkadaşlarımız vardır. Bu çok önemli bir şeydir. Çünkü, görüyorum ki muhalefet yapan arkadaşlarımızın dahi muhalefet dilini bir şekilde geliştiren, bazen de yüzleşmesini en pratik şekilde sağlayan bir icra oluşmuştur. Daha önce bu yoktu. Onun için, sesini buradan duyuran ama iktidar mensubu değerli arkadaşlarım ama muhalefet mensubu değerli arkadaşlarım bizlere dua etsinler. Çünkü, daha önce yoktu.” “İBB MECLİSİ'NE KAZANDIRDIĞIMIZ BU DEMOKRATİK ŞEFFAF KÜLTÜRÜN, BİRÇOK PARTİDE OLMADIĞININ DA ALTINI ÇİZEYİM” “Ben, bu meclis kürsüsünde iki kez belediye başkanı olarak konuştum ilçe belediye başkanı olarak. Bu meclis kürsüsünden yaptığım o iki konuşmamın görüntüsünü alamadım. Bir tanesi bir kentsel dönüşümle ilgili plan teklifi geçecek ve ben teşekkür edeceğim diye düşünürken, o konuşma öncesinde son anda geri çekildi. Ona tepki konuşması için hatta bu kürsüye iki kez çıktım. Tartışma olarak alamadım. Aylar sürdü. Sonra görüntüsünü temin edebildik. İstanbul halkı adına, İBB Meclisi'ne kazandırdığımız bu demokratik şeffaf kültürün, belki de birçok partide de olmadığının da altını çizeyim. Yani bunu tek yanlı, tek yönlü bir eleştiri olarak algılamayın. Ama 2019’da bunun milat bir biçimde başlatılması değerliydi ve bizi şu anda belki de milyonlarca insanımız izleyebiliyorlar. Yurt dışına çıktığımda da biz bu kaliteli mecra biçimiyle bunu sunabilmenin, sunduğumuzu anlattığımda yoğun bir takdir gördüğümü, birçok sözüm ona demokraside çok güçlü ve ileride olduğunu ülkelerden dahi bu denli nitelikli sunumunun olmadığını görmekten ve bunun takdir edilmesini yaşamaktan da çok mutluyum.”
“36 MİLYAR LİRADAN 564 MİLYAR LİRAYA... BU DEĞİŞİMİN GERÇEK BİR BÜYÜMEYİ, BOLLUĞU, BEREKETİ İFADE ETMESİNİ ÇOK İSTERDİM…” Sunumuna, “2025-2029 Stratejik Planını, 2025 yılı bütçesini, performans programını, yatırım ve hizmet programını konuşacağımız toplantıdayız” sözleriyle başlayan İmamoğlu, şunları söyledi: “Beş yıl önce yaptığımız 2020 yılı bütçesini hatırlıyorum. O gün İBB, İETT ve İSKİ için toplam 36 milyar liralık bütçeyi, bu Meclis’e getirdiğimiz dün gibi aklımda. Aradan geçen beş yılın sonunda yine buradayız. Ve size bugün 415 milyar liralık İBB bütçesi, İETT ve İSKİ bütçeleri ile birlikte, toplamda 564 milyar liralık bir konsolide bütçe sunuyoruz. 36 milyar liradan 564 milyar liraya... Bu değişimin gerçek bir büyümeyi, bolluğu, bereketi ifade etmesini çok ama çok isterdim. Ama maalesef bu rakamların öyle bir anlamı yok. Sadece bu iki rakam bile, Türkiye’ye son beş yılda yaşatılan ekonomik krizin boyutunu kavramamız açısından ibret verici. O dönemde 5,5 lira olan Amerikan Doları, bugün tüm baskılara rağmen 35 liraya yaklaşmış durumda. Dolar artmasın diye, bütçeden ‘kur korumalı mevduata’ harcanan para, enflasyonu da dikkate aldığımızda, 4 yıllık toplam İBB bütçesi kadar.” “VATANDAŞA HİZMET İÇİN KULLANILMASI GEREKEN MİLYARLAR, TRİLYONLAR, EKONOMİDE YAPILAN HATALARIN FATURASI OLARAK BİRİLERİNİN CEBİNE AKTARILIYOR” “Bir veri daha paylaşayım: 2025’te hükümetin ödeyeceği sadece faiz gideri, toplam 2 trilyon lira. Bu da 5 yıllık toplam İBB bütçesi kadar. Vatandaşa hizmet için kullanılması gereken milyarlar, trilyonlar, ekonomide yapılan hataların faturası olarak birilerinin cebine aktarılıyor. O birileri, çok fazla insan değil. Vatandaşın bütçesi ise yangın yeri. Biz, 2020 bütçesini onaylarken, ülkede yoksulluk sınırı 6.849 TL imiş; bugün yoksulluk sınırı 66.553 TL’ye yükselmiş durumda. Sadece 5 yılda yoksulluk sınırı 10 kat artmış. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın o dönemde aylık sosyal yardım yaptığı hane sayısı, 2,5 milyonmuş. Bugün sosyal yardım alan hane sayısı, 4 milyona yaklaşmış. 5 yılda 1,5 milyon hane daha sosyal yardıma muhtaç hale getirilmiş. ‘Faiz sebep, enflasyon sonuç’ deneyi, sadece yoksulluğu artırmadı, orta sınıfı da yok etti. Ülke ekonomisinin en dinamik kesimini temsil eden orta sınıf, asgari ücrete yakın bir ücrete mahkum edildi.”
“İBB MECLİS ÜYESİSİNİZ, PATAGONYA MECLİS ÜYESİ DEĞİLSİNİZ” “2019 yılında 14,3 milyon sigortalı çalışanın 5,3 milyonu, asgari ücretle çalışıyordu. Bugün ücretli çalışan 16 milyonun 9 milyonu asgari ücrete talim eder hale getirildi. Ücretli istihdamı, 5 yılda sadece 2 milyona yakın artarken, asgari ücretle yaşamaya mahkum edilen vatandaş sayısı 4 milyon arttı. Ve işin kötü tarafı, hangi muteber ekonomi uzmanıyla 2025 beklentilerini konuşursanız konuşun, hükümetin bozduğu ekonomiyi tamirin faturasını yine vatandaşın ödeyeceğini söylüyor. Bugün bu ülkede yaşayan her vatandaş, dünden daha çok vergi ödüyor, ama daha az tüketiyor. Eline geçen gelir ise sürekli eriyor. Üstelik iktidarın kendi hatalarını düzeltme adına uygulamaya başladığı yeni politikaların, daha büyük bir işsizlik dalgası yaratacağı da görülüyor. Eriyen ücretler bir yana, bu gidişle daha çok yurttaşımızın işsizler ordusuna katılacağı anlaşılıyor. Sizlere, benzer birçok yanlış politika kötü verisi sayabilirim. İşte biz, 2025 bütçesini planlarken, bu makro çerçeveyi dikkate almak zorunda kaldık. Tabii ekonomi bilimini anlamanızı ve idrak etmenizi anlıyorum, içinizi acıtıyor olabilir. Ama Türkiye'deki kamu bütçeleri, Türkiye'deki özel sektör bütçeleri, Türkiye'deki ekonomik koşullar üzerinden yapılır. Tabanı, zemini nedir? Yani 600 milyara yakın bütçenin oluşması, 36 milyardan oraya çıkması ne demektir? Bunu kavramakla yükümlüsünüz. Çünkü siz, dünyanın ekonomi merkezi olan, 20 milyona yakın nüfusu olan İBB Meclis üyesisiniz, Patagonya Meclis üyesi değilsiniz.” “16 MİLYON İSTANBULLUNUN YAŞAM KALİTESİNİ İYİLEŞTİRMEK İÇİN ÇALIŞIYORUZ” “Bir yandan dünyanın göz bebeği İstanbul’umuzun sorunlarına kalıcı çözümler üretecek, uzun vadeli yatırımlara kaynak ayırmak durumdayız; diğer yandan hükümetin yarattığı ekonomik ve toplumsal tahrifatın, vatandaş üzerindeki yükünü hafifletmek zorundayız. O yüzden bu bütçe, sadece bir mali planlama değil, aynı zamanda İstanbul'un geleceğine dair güçlü bir vizyonun ifadesidir. Göreve geldiğimiz günden bu yana adil, şeffaf ve kapsayıcı bir yönetim anlayışıyla, 16 milyon İstanbullunun yaşam kalitesini iyileştirmek için çalışıyoruz. Bugün burada sunacağım İstanbul’un 5 yıllık Stratejik Planı ile 2025 yılı bütçemiz, tam da bu anlayışın yansımasıdır. Bu süreçte 16 milyona söz verdiğimiz vaatlerimizi ve Vizyon 2050 Strateji Belgemizi esas aldık. Bunların üstüne, 31 Mart 2024 yerel seçimlerinden sonra tek tek ziyaret ettiğim 39 ilçe belediye başkanlığından gelen talepleri, vatandaşlarımızdan yansıyan ihtiyaç ve beklentileri ve de STK’lar başta çeşitli kurum ve kuruluşlardan gelen önerileri ekledik. Tüm bunlara çalışanlarımızın görüşleri, İPA ve İstanbul Kent Konseyinin hazırladığı görüş ve önerilerini dikkate alarak örnek, yenilikçi ve katılımcı Stratejik Planımızı hazırladık.”
“KONSOLİDE BÜTÇEMİZİN 280 MİLYAR LİRALIK EN BÜYÜK BÖLÜMÜNÜ YATIRIMLARA AYIRDIK” “’Tam Yol İleri’ şiarıyla oluşturduğumuz 2025-29 yılı Stratejik Planımız, afet ve acil durum yönetiminden ulaşım çözümlerine; sürdürülebilir çevre ve enerji yönetiminden kent ekonomisine yeni değerler eklemeye; sosyal yaşam olanaklarının geliştirilmesinden, sosyal ihtiyaçların eşit ve kapsayıcı bir şekilde karşılanmasına; İstanbul’u yaratıcı sınıflar için bir çekim merkezi yapmaktan olimpiyatları düzenleyen bir spor kenti olmaya; demokratik katılımdan kültürel ve doğal şehir mirasını korumaya kadar pek çok ihtiyaca cevap verebilecek adil, katılımcı ve yenilikçi yönetim anlayışı ile finansal sürdürülebilirliği temin eden bir bakış açısıyla hazırlandı. İSKİ ve İETT dahil, 2025 yılı konsolide bütçemiz, 564 milyar lira olacak. Konsolide bütçemizin 280 milyar liralık en büyük bölümünü yatırımlara ayırdık. Son 5 yılda olduğu gibi, 2025 yılında da bütçemizde ana kalemi yatırımlar oluşturuyor. Bizim asli önceliğimiz, bir yandan halkımızın acil beklentilerine cevap vermek, diğer yandan da on yıllarca ihmal edilmekten kangren olmuş alt yapı sorunlarına kalıcı çözümler sunmaktır. Bu anlayışla, 2025 yılı Yatırım ve Hizmet Programımızda 649 ayrı yatırım ve hizmet proje gerçekleştireceğiz.” “5,5 YILLIK İCRAATLA DOLU BİR DÖNEMİN SONUNDA, TOPU TOPU 0,3 MİLYAR DOLARLIK BİR BORÇ STOKU ARTIŞI SÖZ KONUSUDUR” Göreve geldikleri 2019 yılında İBB’nin, USD/TL kuru 5,75 lira iken, 4,1 milyar dolarlık toplam borç stoku olduğu bilgisini paylaşan İmamoğlu, “2024 Ekim sonu itibariyle borç stokumuz 4,4 milyar dolardır. Bir başka anlatımla; 5,5 yıllık icraatla dolu bir dönemin sonunda, topu topu 0,3 milyar dolarlık bir borç stoku artışı söz konusudur. Üstelik de bizden önceki yönetimden kalan 5,4 milyar liralık iç borç ve 1,3 milyar Euro’luk dış borç anapara ödemesini yaptığımız halde, borç stokumuz, USD/TL kuru 34,12 lira iken 4,4 milyar dolardır. Aynı zamanda 2019-24 yılları arasında, toplamda 86,5 milyar liralık bir kur zararının olduğunun da altını çizmek isterim. Dolar kurunun 5,5 lira olduğu 2019 yılından, bugün 35 liraya yükseldiğini dikkate alırsanız, israfı bitirme stratejimiz ve bütçe yönetimi becerimiz daha net olarak anlaşılır” dedi.
“PARASI 8-10 AYDA BİZDEN KESİLEN 22 KİLOMETRE METRO HATTINI KİME YAZMAMIZ GEREKTİĞİNİ MİLLETİMİZİN VİCDANINA HAVALE EDİYORUM” İmamoğlu, yaptıkları ve yapacakları yatırımları detaylandırdığı sunumunda, özetle şu çarpıcı rakamları ve bilgileri paylaştı: - Bu yıl Çekmeköy–Sancaktepe-Sultanbeyli metro hattının, Çekmeköy-Samandıra Merkez arası 6,5 km’sini tamamlayıp mart ayında hizmete açtık. Aynı zamanda Ataköy-İkitelli metro hattının, Bahariye – Ataköy arası 11,3 km’sini tamamladık ve hizmete açtık. Çok ilginç bir başka hususu da paylaşmak isterim. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'nın, yapımı tamamlanarak işletilmek üzere belediyemize devrettiği, 22 kilometre uzunluğundaki Tavşantepe-Sabiha Gökçen Havalimanı metro hattının, Başakşehir-Kayaşehir metro hattının ve Bakırköy-Kirazlı metro hatlarına ait, toplam bedeli 11,5 milyar lira olan bu rakamı, 8 ila 10 ay arasında bizden direkt kesilerek, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na ödediğimizi de buradan ilan etmek isteriz. Bu daha önce, bu geri ödeme sistemi 20-25 yıla varan bir yöntemle tahsil edilirken, bizim kasamızdan 8 ila 10 ayda geri almıştır. Yani az önce verdiğim rakamların içinde, böyle bir 10 milyar daha kesilmemiş bütçede bir rakam olması gerekirken, bizden kesildiğini, bu 22 kilometreyi de kime yazmamız gerektiğini, Ulaştırma Bakanlığı’na mı, yoksa İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne mi yazmamız gerektiğini milletimizin vicdanına havale ediyorum. 2029 yılı sonuna kadar 77 km raylı sistem hattı inşa edeceğiz ve İBB olarak, inşa edilen toplam hat uzunluğunu 244,3 km’den 321,3 km’ye çıkaracağız. 2025’te halen devam eden projelerimizden bazılarını tamamlamış olacağız. “BİZDEN ÖNCEKİ YÖNETİM, 1,9 MİLYAR DOLAR FİNANSMAN SAĞLAMIŞTI. BİZ İSE, 2019-24 ARASI DÖNEMDE 3,2 MİLYAR DOLARLIK FİNANSMAN SAĞLADIK” - 2014-19 yılları arasında ulaşım projelerinin hayata geçirilmesi için, bizden önceki yönetim, 1,9 milyar dolar finansman sağlamıştı. Biz ise, 2019-24 arası dönemde 3,2 milyar dolarlık finansman sağladık. Bunu yaparken de belediyecilik alanında yeni bir ilke imza attık ve ülkemizde ilk yeşil tahvil ihracıyla 715 milyon doları ülkemize getirdik. Şehrimizde ulaşımın rahatlaması için üç büyük proje yapmak istiyoruz. Bunlardan ilki Sefaköy-Beylikdüzü (TÜYAP) metro hattıdır. Büyükçekmece, Esenyurt, Avcılar, Beylikdüzü, Küçükçekmece ve Bakırköy ilçelerimizden geçecek hat, yaklaşık 3,5 milyon hemşerimize hizmet edecek. 18,5 km uzunluğundaki bu proje, hiçbir raylı sistem yatırımı olmayan İstanbul’un batısına yapılacak ilk metro hattı olacak. Bu hattın ivedilikle hizmete sunulması için Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) ile Yeşil Şehirler Memorandumu’yla ön protokol imzalayarak, dış finansman çalışmamız devam ediyor. Ciddi bir yol almış durumdayız.
“BU MİLLETTEN BİR İMZAYI İMTİNA EDİYOR. BEN, SİYASİ HIRS VE İHTİRASTAN BAŞKA HİÇBİR ŞEY OKUYAMIYORUM BUNUN ALTINDA” - Hattımızın fizibilite ve projelerini, 2022 yılında Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nca onaylandığını da sizlerle paylaşayım. İBB olarak, İstanbul halkı olarak, az önce saydığım Büyükçekmece, Esenyurt, Avcılar, Beylikdüzü, Küçükçekmece ve Bakırköy halkımızla birlikte 2022, 2023, 2024 kamu yatırım programlarına alınması için, tam 5 kere başvuruda bulunduk. Ancak olumlu yanıt alamadığımız için, uluslararası yaptığımız o kredi Anlaşması -ki uzun vadeli bir kredi anlaşmasıdır, Çok düşük faizli bir kredi anlaşmasıdır- Olduğu yerde öylece bekliyor. Yani bunun bir yatırım planına alınmamasının açıklanacak, izah edilecek hiçbir tarafı yoktur. Yazıktır, günahtır. Milletimizin çektiği ızdırabın sebebi nedir? 2022’den beri bekletiyorsunuz. Tekrar söyleyeyim, hemşehrilerimiz duysun: Büyükçekmece, Esenyurt, Avcılar, Beylikdüzü, Küçükçekmece ve Bakırköy… 3,5-4 milyon insanın metro hizmetini almasını, bir imza - -kefalet yok- bir imza. Yatırım programına alınacak. Kredi hazır. Süreci başlayacak. Bir imza! Bu milletten bir imzayı imtina ediyor. Ben, siyasi hırs ve ihtirastan başka hiçbir şey okuyamıyorum bunun altında. “2025’TE TOPLAM 39 MİLYAR LİRA AYIRDIĞIMIZ RAYLI SİSTEMLERİN TOPLU ULAŞIM İÇERİSİNDEKİ PAYINI, 2029 İTİBARİYLE YÜZDE 39,5’E ÇIKARMAYI HEDEFLİYORUZ” - İkinci önemli projemiz, Üsküdar-Kadıköy-Maltepe Tramvayıdır. Bu proje, 21 kilometre uzunluğunda ve 33 duraktan oluşuyor. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ve ÇED onayları aldığımız projemizde, 2025’de ihaleye çıkmayı ve 2028 yılı sonunda açmayı planlıyoruz. Tramvay projemizi, tek başına bir raylı sistem projesi olarak görmüyor, cadde bütününde topyekun bir rehabilitasyonu hedefliyoruz. Üçüncü projemiz ise, İstanbul trafiğini bir baştan bir başa rahatlatacak olan ve ‘yeni nesil ekspres metro’ diye tanımladığımız HIZRAY’dır. Projelendirme çalışmalarını tamamladığımız, finansman görüşmelerini sürdürdüğümüz HIZRAY projesi, 74,5 km uzunluğunda oluşacak. Günde 1,5 milyon, yılda 550 milyon yolcu taşıyacak. Beylikdüzü’nden Sabiha Gökçen’e seyahat süresini 55 dakikaya indirecek bu proje İstanbul’un her noktasına kolay ve konforlu şekilde ulaşma imkanı sunacak. Bunlarla birlikte toplamda, 76,4 km uzunluğuna sahip; Ümraniye-Üsküdar-Beykoz, Hacıosman-Çayırbaşı-Sarıyer, İTÜ-Maslak-Kâğıthane, Üsküdar-Kadıköy ve Ayvansaray-Fenertepe metro hattı, Yenidoğan-Söğütlüçeşme metro hattının Emek-Söğütlüçeşme arası, Bostancı-Kayışdağı ve Laleli-Ayvansaray Tramvay Hattı ile Zincirlikuyu-Ortaköy teleferik hattı projelerimizin ön fizibilite ve güzergâh etüt çalışmalarına devam ediyoruz. 2025’te toplam 39 milyar lira ayırdığımız raylı sistemlerin toplu ulaşım içerisindeki payını, 2029 itibariyle yüzde 39,5’e çıkarmayı hedefliyoruz.”