10576,45%-1,97
42,22% -0,02
48,98% 0,31
5583,77% 0,03
9300,75% 1,37
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, “İmamoğlu çıkar amaçlı suç örgütü” adını verdiği iddianamesini kamuoyuna duyurmasının ardından, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) hakkında Anayasa’nın 69. maddesi uyarınca kapatma davası açılması talebiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na bildirimde bulundu. İddianamede, CHP’ye ait seçmen verilerinin usulsüz biçimde üçüncü kişilere aktarıldığı, bu durumun hem Anayasa ihlali hem de Siyasi Partiler Kanunu’na aykırılık teşkil ettiği ifade edildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından açıklanan 3 bin 900 sayfalık İBB iddianamesinde, CHP hakkında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na bildirimde bulunulacağı açık şekilde yer aldı.
İddianamede, siyasi partilerin kişisel verilerin korunması yükümlülüğüne ilişkin bölümlerde şu ifadeler yer aldı:
“Yine siyasi partiler, başta 2820 sayılı Kanun olmak üzere ilgili kanunlar gereğince kuruluş, üyelik, seçimlerde aday belirleme faaliyetleri, yetkili organlarının seçimi ve bunların ilgili mercilere bildirimi vb. işlemler kapsamında kişisel verileri işlemekte, bu verileri yine ilgili hükümler çerçevesinde aktarabilmekte olup siyasi partiler de Kanun kapsamında veri sorumlusu olduğu anlaşılmıştır.
Bu bağlamda, ‘özel nitelikli kişisel veri’ olan sandık verilerinin örgüt lideri Ekrem İmamoğlu tarafından tanıtımı yapılan ve bir nevi kullanımı zorunlu hale getirilen İBB uygulaması olarak gösterilen ‘İBB HANEM’ uygulaması içerisine işlenmesi ve bunu örgütle bağlantılı olduğu değerlendirilen firmalara sızdırılması, hem Anayasa ihlali hem de 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun ihlali olarak tespit edilmiştir.”

İddianamede, USOM raporu (Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi) verilerine dayanılarak, 11 milyon 360 bin 412 vatandaşın sandık verilerinin usulsüz şekilde temin edilip sızdırıldığı ileri sürüldü.
Metinde ayrıca şu tespitlere yer verildi: “2820 sayılı Kanun uyarınca anılan ‘özel nitelikli kişisel verilerin’ siyasi partilerin tüzel kişilik olarak veri sorumlusu olduğu anlaşılmıştır. Bu kapsamda Yüksek Seçim Kurulunun 24/10/2025 tarihli yazısı ile, 21/9/2023 tarihli ve 2023/1423 sayılı kararı uyarınca güncel yurt içi ve yurt dışı seçmen kütüklerinin Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezi’nin talebiyle ilgili parti genel merkezine gönderildiği anlaşılmıştır.” İddianamede, CHP’nin veri sorumlusu sıfatıyla Yüksek Seçim Kurulu (YSK)’dan temin ettiği seçmen listelerinin, partinin bilgi işlem birimi aracılığıyla üçüncü kişilere sızdırıldığı öne sürüldü. Bu süreçte “etkin pişmanlık” hükümlerinden yararlanan şüpheli Erol Naim Özgüner’in ifadesine de yer verildi. Özgüner’in, 2023 yılı sonbaharında CHP Genel Merkezi Bilgi İşlem Sorumlusu Orhan Erdoğan’dan seçmen verilerini talep ettiği, bu verilerin “.rar dosyası” veya özel bir bağlantı (link) üzerinden gönderildiğini söylediği aktarıldı.
İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NDAN CHP HAKKINDA AÇIKLAMA İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, yürütülen soruşturma kapsamında İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun lideri olduğu öne sürülen “çıkar amaçlı suç örgütü”nün faaliyetleri ve bu kapsamda Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) üzerinden yürütüldüğü iddia edilen mali işlemlerle ilgili yazılı bir açıklama yaptı. Başsavcılıktan yapılan açıklamada, soruşturmanın “mali nitelikli suçlardan elde edilen gelirlerin parti üst yönetiminin bilgisiyle seçim çalışmalarında kullanıldığı” iddialarını içerdiği belirtilerek, şu ifadelere yer verildi: “Cumhuriyet Başsavcılığımızca mali nitelikli suçların işlenmesi yoluyla elde edilen sermayeyle maddi zenginleşmenin yanı sıra örgüt lideri şüpheli Ekrem İmamoğlu’nun mensup olduğu Cumhuriyet Halk Partisi’nin ele geçirilmesi ve sonrasında gerçekleştirilecek olan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde örgüt liderinin aday gösterilmesi için fon oluşturulması amacıyla, 2014 yılı yerel seçimleri sonrasında yapılanmaya başlayan ‘İmamoğlu çıkar amaçlı suç örgütü’ faaliyetlerine yönelik soruşturma yürütülmektedir.”
“11 MİLYON 360 BİN SEÇMEN VERİSİ USULSÜZ ŞEKİLDE KULLANILDI” İDDİASI Basın açıklamasında, seçim çalışmaları için kamu kaynaklarının kötüye kullanıldığı ve elde edilen gelirlerin parti üst yönetiminin onayıyla bir “havuz sistemine” aktarıldığının etkin pişmanlık ifadeleriyle ortaya çıktığı ileri sürüldü. Açıklamada, USOM (Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi) raporuna dayanılarak 11 milyon 360 bin 412 vatandaşın yurt içi ve yurt dışı seçmen kütüğü verilerinin Cumhuriyet Halk Partisi tüzel kişiliği tarafından hukuka aykırı biçimde işlendiğinin tespit edildiği belirtildi. “Bu verilerin Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul İl Örgütü tarafından seçim çalışmalarında kullanıldığı, bu suretle demokratik siyasal hayatın vazgeçilmez unsuru olan seçimlerin manipüle edilmeye çalışıldığı, parti organları tarafından bilinçli, sistematik ve süreklilik arz edecek şekilde yürütüldüğü anlaşılmıştır.” denildi. “ANAYASA’NIN 68 VE 69’UNCU MADDELERİ KAPSAMINDA İŞLEM BAŞLATILDI” Başsavcılık, elde edilen bulgular çerçevesinde Cumhuriyet Halk Partisi’nin ülke genelinde ve yerelde yapılan seçimlerde seçmen iradesini etkilediği yönünde tespitlerde bulunulduğunu açıkladı. Açıklamada, “Seçmen güvenilirliğini, seçmenin iradesini ve demokratik düzeni etkileyen sistematik müdahaleler bulunduğu” ifade edilerek, bu kapsamda Anayasa’nın 68 ve 69’uncu maddeleri ile 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun 101’inci maddesi gereğince, gereğinin takdiri ve ifası için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na bildirimde bulunulduğu duyuruldu. “KAPATMA TALEBİ SÖZ KONUSU DEĞİLDİR” Açıklamanın sonunda, bazı medya organlarında yer alan iddialara değinilerek, “Bir kısım medya organlarında belirtildiği gibi partinin kapatılmasına yönelik bir talep söz konusu değildir” ifadelerine yer verildi. Başsavcılık, yürütülen soruşturmanın “Cumhuriyet Halk Partisi’nin kapatılması” değil, seçim süreçlerinde işlenen iddia edilen usulsüzlüklerin tespiti ve yargıya intikali amacıyla sürdüğünü belirtti.
CHP’nin kapatılmasına yönelik sürecin dayanağı olarak gösterilen Anayasa’nın 69. maddesi, siyasi partilerin faaliyetlerinin demokrasi ilkelerine uygun olması gerektiğini vurguluyor. Maddede, “Siyasi partilerin kapatılması, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının açacağı dava üzerine Anayasa Mahkemesince kesin olarak karara bağlanır” hükmü yer alıyor. Ayrıca, bir siyasi partinin, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasında belirtilen ilkelere aykırı fiillerin “odağı haline geldiğinin” tespiti halinde temelli kapatılabileceği ifade ediliyor. Kapatma yerine devlet yardımından mahrum bırakma kararı verilmesi de yine aynı madde kapsamında mümkün görülüyor. Maddenin son fıkrasında ise, “Yabancı devletlerden, uluslararası kuruluşlardan veya Türk uyruklu olmayan kişi ve kurumlarla maddi ilişki kuran partilerin temelli kapatılacağı” hükme bağlanıyor.