9636,12%-0,25
34,64% 0,27
36,31% 0,07
2919,85% 0,08
4880,88% -1,40
Kadın Dayanışma Komiteleri 2. Kurultay’ı bugün İstanbul’da toplandı. Kurultayın ardından bir de yürüyüş gerçekleşti
Tüm Türkiye’den delegelerin katılımıyla düzenlenen Kadın Dayanışma Komiteleri İkinci Kurultayı İstanbul’da yapıldı. Kurultayın ardından KDK’ların çağrısıyla kadınlar Kadıköy’de polis engeline karşın bir yürüyüş düzenledi. Kadın Dayanışma Komiteleri (KDK) İkinci Kurultayı’nı bugün “Eşitlik ve Özgürlük için: Bugüne Vuralım, Yarını Kuralım!” başlığıyla İstanbul’da Birleşik Metal-İş Salonu’nda gerçekleştirdi. Türkiye genelinden 200’ün üzerinde delegenin katıldığı kurultayın ardından akşam saatlerinde KDK’ların çağrısıyla Kadıköy’de bir araya gelen kadınlar polisin engelleme çabalarına karşın “Düzeniniz batsın kadınlar yaşasın” sloganıyla bir yürüyüş düzenledi. Kadın Dayanışma Komiteleri İkinci Kurultayı sabah erken saatlerde ülke genelindeki Kadın Dayanışma Komiteleri’nden temsilcilerin katılımıyla başladı. Kadınların mücadelesi ve dayanışmasına dair bir manifesto taslağının da yer aldığı 6 karar tasarısının sunulduğu kurultayda delegelerin öneri ve katkılarının ardından karar tasarıları oy birliğiyle kabul edildi. Öneri ve katkılarla kabul edilen manifesto ve kararlar kısa süre içinde kamuoyuna duyurulacak. Kurultayın ilk oturumunda konuşan TKP Merkez Komite üyesi ve KDK sorumlusu Senem Doruk İnam Kadın Dayanışma Komiteleri’nin kurulduğu 2020 yılından bu yana önemli bir yol kat ettiğini ve bu birikimin üzerinde mücadeleyi yükselttiğini söyledi. TKP’nin 14. Kongresi’nde aldığı kararlara değinen İnam, bugün sömürünün en katmerlisine, dinci gericiliğin saldırılarının en ağırına maruz bırakılan, şiddet gören kadınlar içinde güç biriktirmenin ve örgütlenmenin zorunluluk olduğunu söyledi. Liberallerin özgürlükler ve kimlikler üzerinden yürüttüğü siyasetin işçi sınıfında kadınlar arasında bir iz taşıyamayacağını belirten İnam, KDK’ların işyerlerinde, mahallelerde, okullarda ve Kürt kadınlar arasında örgütlenmesi için kolları sıvadıklarını söyledi. Kadınların yalnızca belirli günlerle sınırlı bir mücadeleye değil bu düzeni ve bu hayatı değiştirme mücadelesine örgütleneceklerini ifade eden İnam “Zaman kaybetmeyeceğiz” dedi ve “kadınların yaşaması için ve eşitlikçi bir düzende yaşaması için” mücadele edeceklerini vurguladı. Kurultayda konuşan TKP PM üyesi ve KDK temsilcisi Hande Gündoğdu da kadına yönelik şiddetin çeşitlendiğini, niteliğinin ağırlaştığını ve yaygınlaştığını, sıklığının arttığını dile getirerek bugünkü tablonun bir toplumsal çürüme olduğunu vurguladı. Türkiye’de kamuoyunu çok rahatsız eden ve yetkilileri acz içinde gösterebilecek tüm olaylarda iktidarın kadını ve kadınlık rollerini sorguladığını belirten Gündoğdu kadına yönelik şiddete ilişkin yapılan bu açıklamaların kendisinin kadına şiddet içerdiğine dikkat çekti. Bunu bir strateji olduğunu söyleyen Gündoğdu tepkinin örgütlenip sisteme ya da iktidara yönelmesini engellemenin bir aracı olarak kullanıldığını ifade etti. Kadına yönelik şiddetin tarihsel kaynaklarına işaret etmeye; bu kaynakların ortadan kaldırılıp sınıfsız bir dünya düşlemeye ve bunun için mücadele etmeye devam edeceklerini söyleyen Gündoğdu bunun ertelemecilik değil gerçekçilik olduğunu kaydetti. Gündoğdu KDK’ların bulundukları her yerin kadınları güçlendirmenin ve özgürleştirmenin merkezleri haline gelmesi gerektiğini dile getirdi. TKP PM Üyesi ve KDK temsilcisi Yıldız Koç da kadının gericiliğe ya da cinsiyet ayrımcılığına karşı çıkabilmesi için de yine işçi olarak kimliğinin güçlenmesi gerektiğini belirttiği konuşmasında, işçi sınıfının gericilikle mücadelesi açısından da işçi kadınların örgütlenmesinin özel bir önem taşıdığına dikkat çekti. Kadınların işçi sınıfını ayağa kaldıracak en önemli unsurlarından biri haline gelebileceğine işaret eden Koç bunun da fabrikasından bankasına kapitalizmin kalelerinde örgütlenecek işçi kadınların sınıf mücadelesinde bayrağı yükseltmesiyle olacağını dile getirdi. TKP PM Üyesi ve KDK temsilcisi Eda Mermi de mahallelerde ve semt evlerinde kadın mücadelesine ilişkin bir konuşma yaptı. Bu düzenin kadınları yalnız ve çaresiz hissettirmekte başarılı olduğunu, “kutsal aile ve kutsal annelik” adı altında aslında kadınlara ev içi bakım hizmetlerini, çocuk, yaşlı ve evdeki engelli bakımını ve aynı zamanda evdeki bireylerin psikolojik de dahil olmak üzere bütün ihtiyaçlarını ücretsiz olarak yıktığını söyledi. Kadınların üzerine yıkılan bu işler sayesinde patronlar için asgari ücretin düşük tutulduğuna dikkat çeken Mermi semt evlerinin buna karşı dayanışma ve mücadele merkezleri olacağını kaydetti. TKP PM Üyesi ve KDK temsilcisi Damla Baytekin de konuşmasında gericiliğe teslim edilmiş, aşiret ve tarikatların elinde olan illerde, Kürtlerin siyasi temsiliyetini üstlendiğini iddia eden partilerin dinci gericiliğin bölgedeki etkisini görmezden geldiği bir durumda laiklikte ısrar etmenin mutlak bir zorunluluk olduğunu vurguladı. Baytekin bunun yolunun da Kürt kadınların gerçekten taraf olması, sosyalizmi anlaması ve yoksulluklarının sebeplerini görmesinden geçtiğini dile getirerek KDK’ların bu konudaki sorumluluğuna işaret etti. Kurultayda çok sayıda delege de söz alarak kendi bölgelerinden deneyimlerini aktardı, karar tasarılarına ilişkin değerlendirme, öneri ve katkılarını dile getirdi. Kurultayda dünyadan kadın örgütleri ve temsilcilerinin ilettiği dayanışma mesajları da okundu. Mesaj ileten örgüt ve temsilcileri şöyle: Ada Donno (İtalya Akdeniz Bölgesi Kadın Derneği Başkanı, Uluslararası Demokratik Kadın Federasyonu Avr. Böl. Başkan Yardımcısı), Yunanistan Kadınlar Federasyonu (OGE), İran Demokratik Kadın Hareketi, Elena Linarez (Clara Zetkin Kadın Hareketi Ulusal Koordinatörü), Nisreen Morgus (İsrail’deki Demokratik Kadın Hareketi DWMI-Tandi Genel Sekreteri), Kurultayın sona ermesinin ardından KDK’nın çağrısıyla Kadıköy Mehmet Ayvalıtaş Meydanı’nda yüzlerce kadın “Yutkunmuyoruz, haykırıyoruz!” diyerek bir araya geldi. Polisin kaymakamlık yasağını öne sürerek engel olmaya çalıştığı yürüyüş KDK’ların ve eyleme katılan kadınların kararlılıkları sonucu gerçekleşti. Kadınlar “Katillerden hesabı kadınlar soracak”, “Kadınlar size boyun eğmez”, “Düzeniniz batsın kadınlar yaşasın”, “Boyun eğme yobazlardan hesap sor” sloganlarıyla Bahariye Caddesi’nde bir yürüyüş gerçekleştirdi. Süreyya Operası’nın önünde yapılan basın açıklamasında konuşan TKP MK ve KDK sorumlusu Senem Doruk İnam 25 Kasım’ın Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü olduğunu, kadınların her alanda şiddetle burun buruna yaşadıklarını dile getirdi. Evde, okulda, sokakta, işyerinde kadınların uğradıkları şiddetin sadece fiziksel şiddetle sınırlı olmadığını dile getiren İnam “Emek sömürüsü de bir şiddettir. Kadının sokağa çıkmasının engellenmesi de bir şiddettir. Bugün buradayız, yürümek istedik, siyasi iktidar ve onun mülki amirleri dediler ki yürüyemezsiniz. Bu da kadına yönelik bir şiddettir” dedi. Kadınların her alanda sesinin kesilmeye çalışıldığını söyleyen İnam “Daha fazla sömürüyle, daha fazla çalışın diyerek karşımıza çıkıyorlar. Hamile kadını işten çıkarırız diye karşımıza çıkıyorlar” dedi. Sömürünün ve gericiliğin her yerde kadınları kuşatmış durumda olduğunu ifade eden İnam “Laiklik kadınların yaşamsal bir mücadelesidir. Gericiliğe, tarikatlara, cemaatlere karşı çıkacağız. Çünkü canımıza kastediyorlar. Çünkü karşımıza çıkıp siz dinin kurallarına uymadığınız için öldürülüyorsunuz diyorlar. Yuh olsun onlara” dedi. İçişleri Bakanı Yerlikaya’nın öldürülen kadınlara ilişkin “Kapıyı açtıkları için öldürüldüler” ifadelerini, AKP’li Özlem Zengin’in İzmir’de yanarak ölen çocukların annelerini suçlamasını da hatırlatan İnam bugün siyasi iktidarın ağzını her açtığında kadınlara düşmanlık ettiğini dile getirdi. Türkiye’de kadın cinayetlerindeki artışa dikkat çeken İnam “Kadınların ölmediği bir ülke kuracağımıza söz veriyoruz. Şiddete, sömürüye ve gericiliğe karşı birlikte olacağız, mücadele edeceğiz. Kadınlar korkmayacaklar, sömürülmeyecekler, bu ülkede tarikatlar çocukları istismar edemeyecekler. Böyle bir düzen var. Ne istiyorlar? Susalım yutkunalım. Hayır yutkunmayacağız, haykıracağız. Kadınlar sosyalizm için yürüyecek. Neden? Çünkü sosyalizmde eşit, özgür olacağız, sömürünün ortadan kalktığı, çocukların istismar edilmediği bir düzen kuracağız” dedi. İnam “Biz yoksul yaşamak istemiyoruz, tarikatlara mahkum olmak istemiyoruz. Sermaye sınıfının gözümüzün içine baka baka bizi sömürmesini istemiyoruz. Biz sokaklarda rahat yürümek istiyoruz. Şiddete maruz kalmak istemiyoruz. Bunun için dişimizi sıkmayacağız yumruğumuzu sıkacağız. Yutkunmayacağız haykıracağız. Bunun için eşit ve özgür bir ülkeyi mutlaka ama mutlaka kuracağız” diye konuştu. Basın açıklaması “Eşitlik, özgürlük sosyalizmde”, “Yağma yok sosyalizm var”, Katillerden hesabı kadınlar soracak” sloganlarının atılmasıyla son buldu.