10971,52%1,24
42,03% 0,24
48,46% -0,18
5412,27% -0,31
9047,60% 0,46
Sahiplik mi? Sahipleniyormuş gibi görünmek mi? Erzurum kırmızı çizginiz mi? Yoksa kırmızı halınız mı? Erzurum günlerdir bir tartışmayı izliyor. Bir taraf: “Erzurum’un sahibi biziz” Diğer taraf: “Erzurum kırmızı çizgimiz” İkisi de iktidar. İkisi de Cumhur ittifakı. İkisi de yıllardır bu şehri yönetenler. Bugün birbirlerine yüksek perdeden konuşuyor, aba altından sopa gösteriyorlar. Ve biz soruyoruz: Madem bu şehrin sahibisiniz… Millet soğuktan titrerken neredeydiniz? Bu milletin yükünü ne zaman omuzladınız? Bu şehrin derdine ne zaman ortak oldunuz? Koltuk konuşulunca sesiniz gür… Menfaat bozulunca sesiniz sert… Ama milletimizin sesi yükselirken sessizdiniz. Hastanın feryadı varken yoksunuz, emekçi ezilirken yoksunuz, gece acilde bekleyen insanlar varken yoksunuz… Ama protokolde varsınız. Kamerada varsınız. Lüks sofralarda varsınız. Sahiplik böyle olmaz. Kırmızı çizgi böyle olmaz. Sahiplik, görünmeyen anlarda millete omuz vermektir. Kırmızı çizgi, millete zarar gelmesin diye çekilir. Kırmızı halı, nefislere serilmez. Şehir Hastanesi’ndeki sorunlar yeni değil. Millet yıllarca söyledi, basın yazdı, çalışanlar bağırdı. O zaman sustunuz. Bugün konuşuyorsanız sebebi millet değil, bozulan düzeninizdir. Biz kimsenin kavgasında taraf değiliz. Bizim tarafımız millettir. Kim hak için durursa yanındayız. Kim gücü Allah’tan değil, makamdan zannederse karşısındayız. Erzurum sahip aramıyor; emanete sahip çıkacak yürek arıyor. Allah’tan korkan siyaset, millet için nefes alan yürek, Dadaşın derdine dert olacak evlat arıyor. Biz bu şehre hamasetle değil, sadakatle bağlıyız. Sözümüz koltuk için değil, Rabbimize ve milletimize hizmet içindir. Erzurum’un sahibi Allah’tır, emanetçisi millettir, hizmetkarı vicdan sahibi olanlardır. Ve bilin: Milletin duasıyla gelen, milletin bedduasıyla gider. Gidenleri gördük… Ve yine göreceğiz. Bizim duruşumuz nettir: Bu millet başı dik yaşayacak. Bu şehrin hakkı yerde kalmayacak. Bu memleketin duası kabul olacak. Gerisi fani, geçici, rüzgarda savrulan laftır. Tabelaya değil rızaya talibiz. Koltuk için değil, millete omuz için varız. Esselamünaleyküm.