10082,1%0,05
35,76% -0,06
37,33% 0,27
3211,69% 1,31
5103,50% 0,70
Türkiye ve dünya genelinde sulak alanlar hızla kayboluyor. Bu durum, ekosistemlerin çökmesine, biyolojik çeşitliliğin azalmasına ve iklim krizinin etkilerinin daha da şiddetlenmesine yol açıyor. Sulak alan kayıplarının en büyük
Türkiye ve dünya genelinde sulak alanlar hızla kayboluyor. Bu durum, ekosistemlerin çökmesine, biyolojik çeşitliliğin azalmasına ve iklim krizinin etkilerinin daha da şiddetlenmesine yol açıyor. Sulak alan kayıplarının en büyük nedenleri arasında barajlar, suyun tarımsal amaçla aşırı kullanımı ve kontrolsüz kentleşme yer alıyor.
2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü’nde Doğa Derneği uyarıyor: Türkiye ve dünya genelinde sulak alanlar hızla kayboluyor. Bu durum, ekosistemlerin çökmesine, biyolojik çeşitliliğin azalmasına ve iklim krizinin etkilerinin daha da şiddetlenmesine yol açıyor. Sulak alan kayıplarının en büyük nedenleri arasında barajlar, suyun tarımsal amaçla aşırı kullanımı ve kontrolsüz kentleşme yer alıyor.
Sulak alanlar biyolojik çeşitlilik, iklim değişikliğinin etkilerini azaltma, karbon depolama ve su döngüsünün sürdürülebilirliği için kritik öneme sahip. Dünya yüzeyinin yalnızca yüzde 6’sını kaplayan sulak alanlar küresel biyolojik çeşitliliğin yüzde 40’ına ev sahipliği yapıyor. Ancak sulak alanların kaybı, iklim değişikliğinin etkilerini daha da kötüleştiriyor. Dünya genelinde sulak alanların yüzde 35'i son 50 yılda yok oldu. Bu alanlar, sera gazlarını emme kapasiteleriyle doğal bir "iklim tamponu" görevi görürken, yok olduklarında bu fayda tersine dönüyor. Bu durum her geçen gün daha fazla türün yaşam alanını kaybettiği anlamına da geliyor.
Sulak Alanlar Tehdit Altında
Her yıl 2 Şubat'ta sulak alanların yaşamı desteklemedeki hayati rolüne dikkat çekmek için Dünya Sulak Alanlar Günü kutlanıyor. Ancak bu ekosistemler çeşitli insan faaliyetlerinden dolayı tehdit altında. Sulak alanların yok olmasının nedeni olarak iklim değişikliği gösterilse de tarım ve hayvancılık, bu ekosistemlerin tahrip olmasına ve yaban hayatı için hayati öneme sahip yaşam alanlarının yok olmasına neden oluyor. Sulama ve baraj projeleri, sulak alanlara tatlı su girişini engelleyerek habitatların kurumasına yol açıyor. Özellikle birçok kıyı sulak alanı, yapılaşmaya yer açmak amacıyla kurutuluyor, dolduruluyor. Sulak alanlar, tarımsal, endüstriyel atıklar veya kanalizasyon deşarjından kaynaklanabilen yüksek düzeyde kirliliğe maruz kalıyor. Sürdürülemez balıkçılık uygulamaları, sulak alan ekosistemlerinin ve bu ekosistemlere bağlı türlerin sağlığı üzerinde ciddi olumsuz etkiler yaratıyor.
Sulak Alanları Restore Etme Zamanı
2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü’nde konu ile ilgili açıklama yapan Doğa Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dicle Tuba Kılıç "Sulak alanlar, taşkın suyunu depolayarak erozyonu kontrol etme, su kalitesini iyileştirme ve biyolojik çeşitliliği destekleme gibi birçok kritik işlevi yerine getiriyor. Bu ekosistemler, hem insanlar hem de yaban hayatı için yaşam alanları sağlıyor. Ancak sulak alanların kaybı küresel ölçekte ciddi boyutlara ulaştı. Anadolu’daki sulak alan ekosistemleri ise, eski tarım ve su politikalarının sonucunda hızla yok oluyor.
Küresel bir perspektiften bakıldığında, sulak alanların korunması ve restorasyonu için acil ve etkili adımlar atılması gerekiyor. Doğanın restorasyonu ve korunması yaklaşımı 2024'te Avrupa Birliği'nde Doğa Restorasyonu Yasası ile yasallaştırıldı. Türkiye’de bu konudaki çalışmalar yeni başlıyor. Sınırlı sayıda ve sınırlı imkanlarla gerçekleştirilen restorasyon çalışmaları için sivil toplum, akademi ve karar verici kurumların daha fazla işbirliği yapması gerekiyor.
Doğa Derneği bu yılki 22. Türkiye Kuş Konferansı’nı, 14-15 Haziran 2025’te İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü ortaklığında kaybedilen göllerin ve sulak alanların korunması ile restorasyonuna odaklıyor. "Kuruyan Göller ve Tatlı Su Ekosistemleri" temasıyla İzmir’de düzenlenecek Konferans, Akdeniz Tatlı Su Ekosistemleri için Donörler İnisiyatifi (DIMFE) tarafından destekleniyor. Tüm ilgili paydaşları, bu önemli konuda bilgi ve deneyimlerini paylaşmak üzere Konferansımıza davet ediyoruz.” dedi.