Tarih: 21.11.2024 17:27

Sürdürülebilirliğe Geçişte Verimli Tarım Uygulamaları Şart!

Facebook Twitter Linked-in

Türkiye Gıda Sanayii İşverenleri Sendikası (TÜGİS) ve Sürdürülebilirlik Akademisi’nin iş birliğiyle düzenlenen 10. Sürdürülebilir Gıda Zirvesi’nde “Gıda Sektörü Geleceğe Nasıl Hazırlanıyor?” başlıklı panelde konuşan Ülker Operasyonel Mükemmellik, İSG, Kalite ve Sürdürebilirlik Başkan Yardımcısı Süheyl Aybar, “Verimli tarım uygulamalarına geçişin desteklenmesi, sürdürülebilirliği sağlamak için büyük önem arz ediyor. Dünyada su kaynaklarının yüzde 77’si tarımda kullanılıyor. Ülkemizde de durum farklı değil. Bu doğrultuda toprağın sağlığını korumak için onarıcı tarım uygulamalarını harekete geçirmemiz gerekiyor” dedi. Strateji Danışmanı Ayşe Ayşin Işıkgece   ise “Dünyadaki tüm su kaynaklarını beş litre farz edersek, insanlık olarak kullanabileceğimiz tatlı su miktarı sadece bir tatlı kaşığı miktarında” benzetmesiyle kaynakların sınırlılığına dikkat çekti. Tüm hızıyla devam eden 10. Sürdürülebilir Gıda Zirvesi’nde “Gıda Sektörü Geleceğe Nasıl Hazırlanıyor?” başlıklı panelde konuşan Ülker Operasyonel Mükemmellik, İSG, Kalite ve Sürdürebilirlik Başkan Yardımcısı Süheyl Aybar, sürdürülebilirlikte en önemli faktörün su olduğuna dikkat çekerek, “Birleşmiş Milletler’in Su Kalkınma Raporu’na göre dünyada su kaynaklarının yüzde 77’si tarımda kullanılıyor. Ülkemizde de durum farklı değil. Bu doğrultuda toprağın sağlığını korumak için onarıcı tarım uygulamalarını harekete geçirmemiz gerekiyor.“ dedi. “Salma sulamanın zararlarını uygulamalı olarak test ettik” Konuşmasında sürdürülebilir tarım için yapılması gerekenlere de değinen Aybar, “Verimli tarım uygulamalarıyla ülkemizin tarım alanındaki rekabetini güçlendirmeyi önemsiyoruz. İzlenebilirlik ve ormansızlaştırmayla mücadele gibi verimli tarım uygulamaları çalışmalarımız var. 2030’a kadar 10 bin dekar onarıcı tarım ölçeğine ulaşmayı hedefliyoruz Suyu daha tasarruflu kullanmak için ise Kırşehir’de damla sulama projesi yaptık. Damla sulama yaptğımız alanın yanındaki parselde de klasik sulama olarak salma sulama yöntemi kullandık. Damla sulama yöntemiyle yüzde 75 daha az su kullanarak, yüzde 25 daha çok verim elde ettik. Bu sonuç salma sulama yönteminin topraktaki mineralleri alıp götürmesi sebebiyle ürün kalitesinin ve verimin düştüğünü ispatlamış oldu. Bu da verimli tarım uygulamalarına geçişin desteklenmesinin, sürdürülebilirliği sağlamak için çok önemli olduğunu gösteriyor” ifadelerini kullandı. Ayşe Ayşin Işıkgece: “Artık rekabet yerine “rekaberliği” konuşuyoruz” Panelde söz alan Strateji Danışmanı Ayşe Ayşin Işıkgece de yaptığı konuşmada gıda sektörünün geleceğini belirleyecek başlıklardan bahsetti. Yenilenebilir enerji kaynaklarıyla uyum, planlı ve sözleşmeli üretim, planlı su kullanımı, fonksiyonel gıda ve vegan yaşam gibi başlıklar hakkında bilgi veren Işıkgece, “İsraf ettiğimiz gıda ve su dünyamız için kısıtlı kaynaklar. Dünyadaki tüm su kaynaklarını beş litre farz edersek, insanlık olarak kullanabileceğimiz tatlı su miktarı sadece bir tatlı kaşığı miktarında. Yani tarımsal sulamada kullanılan su, bu tatlı kaşığının yüzde 95’ini oluşturuyor. Pandemiyle birlikte yeni normalimiz değişti; atık azaltma, karbon ayak izini azaltma gibi başlıkları konuştuk. Şimdiyse bu hedefleri gerçekleştirmek üzere rekabet yerine “rekaberliği” konuşuyoruz. Güçlerimizi birleştirerek ve beraber hareket ederek iklim değişikliğine karşı verimliliği artıracak ve israfı azaltacak politikalar geliştirmeliyiz” dedi. Veganlaşma trendinden de bahseden Işıkgece, “Vegan beslenmeye Z kuşağının yoğun bir ilgisi var. Toplam nüfusun yüzde 25’ini oluşturan Z kuşağının hayata bakış açısını ve hayatlarında neyi yapmayı hedeflediklerini anlamak, vegan beslenme gibi geleceğin gıda trendlerini de belirleyecek” şeklinde konuştu.  




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —