Anahtar Parti Genel Başkan Yardımcısı Hakan Tanrıöver, “İstiklâl Marşı'nın Ruhuna Sahip Çıkmazsak, Geleceğimizi Kaybederiz” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Tanrıover, “Geleceğin Türkiye’si, korkular yerine birlikteliğin güçlü umudundan yana olmalıdır. Şu anda İstiklâl Harbi’nin yeniden verilmesine ihtiyaç duyulan şartlar altındayız. Türkiye bölünme tehlikesiyle karşı karşıya bırakılmak isteniyor. Ancak biz Türkiye sevdasından asla ödün vermeyeceğiz” dedi. Anahtar Parti AR-GE ve Parti İçi Eğitim Okulu Başkanlığı tarafından yürütülen 52 Hafta 52 Konu kapsamında çalışmalar devam ediyor. Anahtar Parti, bu haftanın konusunu ‘İstiklâl Marşı'nın Anlamı ve Bağımsızlık Ruhu’ olarak belirledi. Bu çerçevede Anahtar Parti Kültür ve Turizm Politikaları Başkanı Hakan Tanrıöver, ‘İstiklâl Marşı'nın Ruhuna Sahip Çıkmazsak, Geleceğimizi Kaybederiz’ başlıklı bir yazı kaleme aldı. Tanrıover, özetle şu ifadeleri kullandı: TÜRK RUHUNUN TERCÜMANI “İstiklâl Marşı, hem şairine çok yakışan bir şiir hem de Türk ruhunun tercümanıdır. İstiklâl Marşı, dünyaya meydan okuyan bir direnişi destanlaştırır. 104 yıl önce kaleme alınan ve şairi merhum Mehmet Âkif Ersoy tarafından kahraman ordumuza ithaf edilen bu marş, milletimizin tüm fertlerinin aynı heyecan ve imanla verdiği İstiklâl Harbi’nin manifestosudur. Dün olduğu gibi bugün de varlığımıza kasteden tehditler karşısında, nazlı ve şanlı hilalin altında toplanmaya hazır olan milletimizin ortak vicdanı, yüreği ve iradesi İstiklâl Marşı’mızdır” İSTİKLAL MARŞI PUSULAMIZ Mevcut şartlar içinde Türkiye’miz, varlığını koruyabilmek için kendi gücüne dayanarak başkasına meydan okuyacak bir bütünlüğe, bir kenetlenmeye ulaşmak zorundadır. İlk bilmemiz gereken, İstiklâl Marşı’nın, İstiklâl Harbi’mizin kapanış parçası yani tamamlayıcısı olduğudur. Bu nedenle İstiklâl Marşı, dün olduğu gibi bugün de pusulamızdır; zihniyet dünyamızın hayat bulduğu zamanlarda mayamızı yoğurur, varoluş harcımızın tarifini verir ve kimliğimizi inşa eder. Biz, İstiklâl Harbi’ni vererek bu topraklarda can ve mal güvenliği açısından en güvenilir yerin Türk bayrağı olduğunu kanıtladık. TÜM DÜNYAYA GÖSTERDİK İstiklâl Marşı, bu ülkenin insanlarına başkalarının yer tayin etme fikrine bir itirazdır. Biz, kendi yerimizin neresi olacağını İstiklâl Harbi ile tüm dünyaya gösterdik. Eğer İstiklâl Harbi
verilmeseydi, dünyaya Türk bayrağı gölgesinde yaşanan hayatın bağımsızlığını kabul ettiremezdik. Türk milleti güveni ve huzuru ancak ve ancak kendi bayrağının gölgesinde bulmuştur. İstiklâl Marşı, İstiklâl Harbi’mizi anlatır; İstiklâl Marşı’na odaklanmak, İstiklâl Harbi’ne odaklanmayı gerektirir. Eğer odak İstiklâl Harbi olmazsa, Türk vatanının sınırlarını kimlerin belirleyeceğine ve Türk milletine kimlerin dahil edileceğine dair karar, Türk düşmanlarının eline geçmiş olur. BİZİM İTİRAZIMIZ… Bizim itirazımız, günümüzde Türk milletinin gücünü İstiklâl Harbi’mizin öncesine ve sonrasına kaydırmak isteyenleredir. İstiklâl Harbi’yle kazandığımız tüm kazanımları kaybetmemize yol açacak her türlü faaliyete karşı durmaktayız. Ayağımızı basacağımız yer İstiklâl Harbi’dir. Orası başlangıç noktasıdır. Her kazanımı ve kaybı iyi hesap etmek zorundayız. İstiklâl Marşı'nın kahraman ordumuza ithaf edilmesi kesinlikle tesadüf değildir. O dönem, büyük bir yıkım ve yılgınlık yaşanıyordu. Ancak Türk ordusunun yeniden dirilişi, her şeyin toparlanmasını sağladı. İstiklâl Marşı, bize yalnızca İstiklâl Harbi’nin kazanılmasının neden zaruri olduğunu anlatmaz, aynı zamanda İstiklâl Harbi’nin kazanılmasından sonra ne yapmamız gerektiğini de bildirir. Tıpkı kalemin, kılıç yerine geçmesi ve düğümleri çözmesi gibi. Bugün, İstiklâl Marşı tam bir asır sonra, farklı ama derin krizlerin ortasında, tarihte oynadığı role benzer bir misyon üstlenebilir. TÜRKİYE’NİN MEVCUDİYETİ, DÜNYADA VİCDANIN SEMBOLÜ Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak, istiklâl! Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklâl, millet! Verme, dünyaları alsan da bu cennet vatanı, vatan! İstiklâl Marşı’nın temelini oluşturan bu kavramlar, bugün de pusulamızdır. Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var diyor İstiklâl Marşı. Türkiye’nin mevcudiyeti, dünyada vicdanın sembolüdür. BU TERCİHİN MÜCADELESİNİ VERİYORUZ Milletin gönlünde yer almak yerine ayaklarının altında geleceğe hazırlanmak bir tercih meselesidir. Bugün, bu tercihin mücadelesini vermekteyiz. Geleceğin Türkiye’si, korkular yerine birlikteliğin güçlü umudundan yana olmalıdır. Geleceğin Türkiye’si; güveni hiziplere ve ideolojilere değil, topyekûn millete dayandırmalıdır. Geleceğin Türkiye’si; milletin ele ele vermesi, göz göze gelmesi, açık yürekle ve içtenlikle bir arada olmasıdır. Geleceğin Türkiye’si, bu ülkenin evlatlarının tarihin akışına müdahale ederek, bin yılın derinliğinden bugüne taşınan millî değerleri ülke kaderinde tayin edici hale getirmesiyle şekillenecektir. Geleceğin Türkiye’si; kendisini yönetmeye kalkışan, sömüren, yok sayan, ezen, dışarıdan kumanda etmeye çalışan güç odaklarına karşı başlatılan ahlaklı bir isyandır. TÜRKİYE BÖLÜNME TEHLİKESİYLE KARŞI KARŞIYA BIRAKILMAK İSTENİYOR Şu anda İstiklâl Harbi’nin yeniden verilmesine ihtiyaç duyulan şartlar altındayız. Türkiye bölünme tehlikesiyle karşı karşıya bırakılmak isteniyor. Ancak biz Türkiye sevdasından asla ödün vermeyeceğiz. Genel Başkanımız Sayın Yavuz Ağıralioğlu liderliğinde Anahtar Parti Teşkilatları
olarak haykırıyoruz: ‘Sen şehit oğlusun, incitme yazıktır Atanı, verme dünyaları alsan da bu cennet vatanı!’ Ne pahasına olursa olsun var olacağız.”