10924,53%-1,34
42,21% 0,26
48,91% 0,39
5414,10% 0,48
9007,06% 0,59
Erzurum’un Tekman ilçesi, gerek eski Devlet Planlama Teşkilatı’nın (DPT) sosyo-ekonomik gelişmişlik sınıflandırmalarında gerekse TÜİK’in güncel verilerinde Türkiye’nin en geri kalmış ilçeleri arasında gösterilmektedir. İlçenin temel sorunları uzun yıllardır değişmemiştir: Düşük gelir düzeyi, sınırlı istihdam olanakları, eğitimde gerilik, altyapı eksiklikleri ve sürekli göç olgusu, Tekman’ın toplumsal ve ekonomik yapısını belirleyen kronik unsurlardır. Bu tablo, yalnızca dönemsel belediye yönetimlerinin başarısızlığıyla değil, aynı zamanda merkezi kalkınma politikalarının bölgesel adaleti sağlayamamasıyla da yakından ilgilidir.
Bu yapısal tablo içinde son birkaç seçim döneminde Tekman Belediyesi’nin yönetimi, DEM Parti ve onun siyasal çizgisini sürdüren haleflerinin elinde olmuştur. DEM’in yerel yönetim anlayışı, “ekolojik, eşitlikçi ve kadın özgürlükçü belediyecilik” ilkeleri üzerine kuruludur. 2024 yerel seçimlerinde Abdurrahman Sever ve Gülen Şengül’ün eşbaşkanlık modeliyle yönetime gelmeleri, Tekman’da bu anlayışın somut yansımasını temsil etmiştir. Bu dönemde açılan Kadın Kültür Merkezi, Pir Sultan Abdal Kültür Evi ve kadın kooperatifi girişimleri, yalnızca birer sosyal hizmet değil, aynı zamanda toplumsal dönüşümün sembolleri olarak değerlendirilebilir.
Bu çalışmalar, kadınların üretim süreçlerine katılımını teşvik etmiş, kamusal alanda görünürlüklerini artırmış ve kültürel çeşitliliği temsil eden bir yerel kimliğin güçlenmesine katkı sunmuştur. Ancak bütün bu olumlu adımlara rağmen Tekman’ın genel sosyo-ekonomik göstergelerinde belirgin bir iyileşme henüz gözlenmemektedir. Bunun temel nedeni, ilçenin geri kalmışlığının belediye ölçeğini aşan, daha derin ve tarihsel nedenlere dayanmasıdır. Tarımsal üretimin modernleşememesi, sermaye yetersizliği, coğrafi koşulların zorlayıcılığı ve genç nüfusun sürekli göç etmesi, yerel yönetimlerin hareket alanını ciddi biçimde sınırlamaktadır.
DEM yönetiminin kültürel ve toplumsal kapsayıcılık alanında gösterdiği çaba, ekonomik kalkınma açısından aynı ölçüde etkili olamamıştır. Kadın kooperatifleri, küçük ölçekli üretim atölyeleri düşünülmesi e rağmen hayata geçirilememiş , sosyal yardımlar ise mikro düzeyde olumlu sonuçlar doğurmuş olsa da, ilçenin yapısal yoksulluk sorununu çözmek için yetersiz kalmıştır. Buna karşın bu girişimlerin Tekman halkında yarattığı aidiyet duygusu, demokratik katılımı güçlendirmesi ve toplumsal barışa katkı sağlaması, yerel yönetim açısından küçümsenmeyecek kazanımlardır.
Tekman’ın geri kalmışlığını kalıcı biçimde aşabilmesi için, belediye ölçeğini aşan bir bölgesel kalkınma stratejisine ihtiyaç vardır. Tarımın modernizasyonu, hayvancılıkta katma değerli üretim, gençlere yönelik mesleki eğitim programları ve dijital altyapı yatırımları olmadan, yerel yönetimlerin çabası kalıcı bir dönüşüm yaratamayacaktır. Ayrıca merkezi yönetimle yerel yönetim arasındaki siyasal gerilimlerin, kaynak dağılımı ve proje desteği açısından Tekman gibi ilçeleri olumsuz etkilediği de göz ardı edilmemelidir.
Yine de, DEM Parti’nin Tekman’daki yönetim anlayışı, yerel demokrasi, kadın temsili ve kültürel çoğulculuk açısından önemli bir laboratuvar işlevi görmüştür. Pir Sultan Abdal
Kültür Evi girişimi, ilçedeki Alevi nüfusun kamusal görünürlüğünü artırmış; Kadın Kültür Merkezi ve “Jin Kafe” gibi projeler ise kadınların üretim ve sosyal yaşam alanlarına katılımını güçlendirmiştir. Bu yönüyle Tekman’daki DEM belediyeciliği, kısıtlı kaynaklara rağmen ideolojik bir tutarlılık ve toplumsal duyarlılık sergilemiştir.
Tekman hâlâ sosyo-ekonomik göstergeler bakımından Erzurum’un ve hatta Türkiye’nin en geri kalmış bölgelerinden biri olma konumunu korumaktadır. Ancak ilçede son yıllarda uygulanan eşitlikçi ve ekolojik belediyecilik anlayışı, sosyal bağlamda olumlu bir dönüşüm başlatmıştır. Bu çabaların kalıcı hale gelebilmesi için yerel yönetim vizyonunun merkezi kalkınma politikalarıyla desteklenmesi, üretim odaklı yatırımların önceliklendirilmesi ve genç nüfusun yerinde tutulmasına dönük somut adımların atılması gerekmektedir. Tekman örneği, yerel yönetimlerin ideolojik olarak vizyoner ancak yapısal olarak sınırlı gücünü gösteren, Türkiye’nin bölgesel kalkınma eşitsizliğinin küçük ama öğretici bir yansımasıdır.
Harun Değer – Hukukçu / Siyaset Bilimci