TKP'den İstanbul'da kitlesel buluşma: Tebaa olmayı reddenler ayağa kalkmalı

Türkiye Komünist Partisi (TKP) İstanbul İl Başkanı Ahmet Dincel, Tuzla'da gerçekleştirdikleri 'Ülkemizin Uçurumdan Yuvarlanmasına İzin Vermeyeceğiz' başlıklı etkinlikte "Tebaa olmayı reddenler ayağa kalkmalı" dedi. Türkiye Komünist Partisi, İstanbul'da 'Ülkemizin Uçurumdan Yuvarlanmasına İzin Vermeyeceğiz' başlıklı bir buluşma gerçekleştirdi. İstanbul Tuzla Zabıta Parkı'nda gerçekleşen buluşmaya çok sayıda yurttaş katıldı. "ÜLKENİN GELECEĞİNE SAHİP ÇIKMANIN ZEMİNİ CUMHURİYETÇİLERİN BİRLİĞİNDEN GEÇİYOR" Etkinlikte konuşma yapan Türkiye Komünist Partisi (TKP) İstanbul İl Başkanı Ahmet Dincel, "Bugün ülkenin geleceğine sahip çıkmanın zemini Cumhuriyetçilerin birliğinden geçiyor" ifadelerini kullanarak; yüzlerce aydının destek verdiği imza kampanyası metnine değindi. Dincel konuşmasında "Uzun bir süredir Kürt sorunu tartışılıyor. Kürt sorununa da sınıfsal bir bakışla yaklaşmazsak kardeşliği sağlayamayız. Unutmayalım Kürt yurttaşlarımız toprak ağalığının ve tarikatların en güçlü olduğu bölgelerde yaşıyorlar. Bu mesele çözülmedi, biçim değiştirdi. Türkiye’de sınıfsal eşitsizliği ortadan kaldırmaksızın birlikte kurtuluş ve kuruluş nasıl mümkün olacak?" ifadelerini kullandı. "SÜRECİN İÇERİĞİ TÜRKİYE'NİN VARLIĞINI SORGULUYOR" "TKP, 'Süreçten yana mısın, karşıt mısın?' sorusunun kendisine itiraz etmektedir. Bu soru bir kez kabul edildiği durumda, hangi yanıt verilirse verilsin, yanlışa düşülür" diyen Dincel, "Sürecin içeriği Türkiye'nin varlığını sorgulayan, ümmetçi-yeni osmanlıcı, yayılmacı ve ülkemizi riske atan bir çizginin öne çıktığını gösteriyor. Peki bir komünist parti olarak bu toprakların güvenliğiyle, Cumhuriyetin tarumar edilmesiyle neden bu kadar ilgileniyoruz, neden bunun karşısında yer alıyoruz? Çünkü Cumhuriyetçiyiz ve bu tarihte bizim de kanımız, emeğimiz var" sözlerini sarf etti. "AKP'NİN KOMİSYONUNA DAHİL OLANLAR ORANIN KURALLARINA TABİDİR" TBMM'de kurulan komisyona da değinen Dincel, "Orta Doğu'da yaşanan süreçten ne kaparız amacıyla hareket eden AKP, Türk-Kürt-Arap ittifakı diyerek bir süreç başlatacak, Türkiye İmparatorluğu'nda, ümmetçi zeminde buluşalım denilecek; Lozan da anlamını yitirdi, 100 yıllık uykudan uyanalım denilecek, bu tablodan da bu topraklarda yaşayan halklara çözüm çıkacak. Ve fatura da cumhuriyete kesilecek! İşte izin vermeyeceğimiz şey budur. Bu tablo bu ülke halkına ve Orta Doğu'ya karanlıktan başka bir şey getirmez. Buradan demokrasi filan çıkmaz. Ülkenin dört bir yanında kayyımlar atayacaksınız, siyaset yapma alanına, seçme ve seçilme hakkına saldıracaksınız, öte yandan da demokrasi şöleni ilan edip herkesi yanınıza alıp anayasa komisyonu kuracaksınız. Bir oyunun içine giriyorsanız o oyunun oradaki kurallarına tabisiniz demektir. AKP'nin anayasa oyununa, komisyonuna dahil olanlar oranın kurallarına tabidir. Keza daha ilk günden kimi başlıklarda gizlilik kararı alındı ve halka açılmayan bir süreçle başladı" diye konuştu. "TARİKATLARIN VE HOLDİNGLERİN OLDUĞU BİR DÜZENDE CUMHURİYET YAŞAMAZ" Dincel sözlerine şöyle devam etti: “Taraflaşacağız, tarafları yerli yerine koyacağız diyoruz. Elbette herkes bu tarafta yer alırken kimi farklı özellikleri ve yaklaşımları taşıyor olabilir. Bizim çağrımız, Cumhuriyetçilerin birliği içindir. Ama unutmamamız gereken bir şey var, birlikle ayrışma iç içedir. Başkalarından ayrışmadan  birlik olunamaz. Cumhriyetçiler içinde de NATO'cular var, biz buradan da ayrışacağız. TÜSİAD'dan medeniyet bekleyen Cumhuriyetçilerden de ayrışacağız. Onlarla birlik olmaz. Cumhuriyeti çürütenlerden  medet umanlarla birlik olmaz. Cumhuriyetçi birikim kendisini yeniden üretmek zorunda. Tarikatlar ve holdinglerin hakim olduğu bir düzende Cumhuriyet olmaz, yaşayamaz.”

"TEBAA OLMAYI REDDEDENLER AYAĞA KALKMALI" TKP İstanbul İl Başkanı, sözlerini şöyle tamamladı: “Sanki karşımızda bulunan taraf çok güçlüymüş gibi bir fotoğraf ortaya çıkıyor olabilir ancak o kadar kolay değil. Daha birkaç yıl önce dünyada genişleme ihtimali barındıran bir savaşa tanık olduk. Rusya-Ukrayna, Suriye ve Orta Doğu'da süreklileşmiş bir savaş ortamı var, İsrail ile İran arasında yaşanan savaş neredeyse bize sıçrıyordu. Türkiye tarihinin en ağır yoksullaşmasını yaşıyor. Depremler, yangınlar çok ciddi bir ideolojik sarsılma yaratıyor. Karşımızda yönü belirsiz ve dağınık bir ittifak var. Biz kendi ittifakımızın yönünden emin olacağız. Bu proje Menderes-Özal-Demirel çizgisini devam ettirmeye dönük bir mutabakat noktasıdır. Bu iş güle oynaya yapılamaz. Plansız ve burjuva siyaseti içinde iç çatışmaya yol açabilecek bir süreç işliyor. Ve önümüzde Kürt yoksullarını örgütleme görevi duruyor. Bu projenin tutmamasının tek yolu var, tebaa olmayı reddenler ayağa kalkmalı. Cumhuriyetçiler tarihte olduğu gibi yine yan yana gelecek, siyaset yapma hakkını kullanacak ve ülkemizin uçuruma yuvarlanmasına izin vermeyecek.”