11070,66%0,91
42,11% 0,06
48,63% 0,51
5414,44% 0,43
8953,99% 1,15
Yaklaşık 4 gençten biri eğitimde ve istihdamda yok TÜİK verilerine göre eğitimde ve istihdamda olmayan 15-24 yaş grubu gençlerin toplam nüfusa oranı %22.9 oldu.12 yılda nüfus 14 milyon artarken sosyal yardım alanların sayısı ise 7 milyon arttı. Yine TÜİK verilerine göre, 2024 yılında sosyal yardım alan seçmen sayısının 17.6 milyon kişi olduğu ve bu rakamın toplam seçmenin yaklaşık %25’ine denk geldiği görüldü. CHP Genel Başkan Yardımcısı Özgür Karabat TÜİK verileri ışığında şu bilgileri verdi: Eğitimde ve İstihdamda Olmayanlar Eğitimde ve istihdamda olmayan 15-24 yaş arası gençler %22.9 Eğitimde ve istihdamda olmayan 15-24 yaş arası erkekler %16.2 Eğitimde ve istihdamda olmayan 15-24 yaş arası kadınlar %30 En Yüksek ve En Düşük Gelir Sahiplerinin Toplam Gelirdeki Yerleri En yüksek gelire sahip %20, toplam gelirin %48.1'ni alıyor En düşük gelire sahip %20, toplam gelirin %6.3’nü alıyor Genel Sağlık Sigortası Primini Ödeyemediği İçin Devletten Yardım Alanlar 2008’de 4.4 milyon 2024’te 9.4 milyon Artış 5 milyon Sağlık Sigortası Primini Ödeyecek Geliri Olmayanlar 2008 %6.1 2024 %11’i Yaklaşık %5’lik bir artış Sosyal Yardım Alanlar Sosyal yardım alanların sayısı 2012’de 9.7 milyon Sosyal yardım alanların sayısı 2024’de 16.7 milyon 12 yılda nüfus 14 milyon artarken sosyal yardım alanların sayısı 7 milyon arttı. Sosyal Yardım Alan Seçmen Sayısı 2024 yılında sosyal yardım alan seçmen sayısı 17.6 milyon Toplam seçmenin sayısının yaklaşık %25’i Gelir dengesi konusundaki verileri TÜİK bilgilerine dayandırarak değerlendiren CHP Genel Başkan Yardımcısı Özgür Karabat şöyle devam etti: "Yoksullukla mücadele edilmiyor, yoksulluk yönetiliyor" "Hepimizin bildiği gibi ülkemizin en yakıcı sorunlarından birisi şüphesiz yoksulluk ve yoksulluk iktidarın bir yönetim aracı haline gelmiş durumda. Türkiye’de yoksullukla mücadele edilmiyor. Tam tersine yoksulluk bilinçli olarak yönetiliyor. Elimizdeki veriler de bu durumu kanıtlıyor. Ancak yoksulluğun kader olarak sunulmasını da asla kabul etmiyoruz. Yoksulluk derin, insanlar umutsuz, gençler çaresiz. "Bu açık bir manipülasyondur" Ne eğitimde ne de istihdamda olan 15-24 yaş aralığındaki gençlerin oranı %22.9. Erkeklerde bu oran %16.2 iken kadınlarda %30’u bulmuş durumda. Bu aciz tabloyu sizlerle paylaşırken başka bir acı tabloyu da dikkatlerinize sunmak isterim. TÜİK’in 2024 verilerine göre en yüksek gelire sahip %20’lik grup, toplumun en fazla gelir elde eden %20’lik kesimi neredeyse toplam gelirin %48.1’ini alıyor. En düşük gelire sahip %20’lik grup ise sadece %6.3’te kalıyor. Yoksulların sayısında ise dehşet bir artış söz konusu. 2012-2024 arasındaki sosyal yardım verilerine bir bakalım. Genel sağlık sigortası primini ödeyemediği için devletten yardım alanların sayısı 2008’de 4.4 milyon iken 2024’te 9.4 milyonu geçti. Artış tam 5 milyonu buluyor. Toplam nüfusun %11’inin sağlık sigortası primini ödeyecek bir geliri bile yok. 2008’de ise bu oran %6.1’di. Yani %5’lik bir artış söz konusu. "Sosyal yardım alan seçmen sayısı 17.6 milyon" Sosyal yardım alanların sayısı 2012’de 9.7 milyon kişiyken 2024’te bu rakam 16.7 milyona çıktı. 12 yılda nüfus 14 milyon artarken sosyal yardım alanların sayısı 7 milyon arttı. Yani nüfus artışının hemen hemen yarısı kadar bir rakam sosyal yardım desteği almaya başladı. Peki tüm bunlar ne anlama geliyor? Üzerine basa basa söylemek istiyorum. Yoksulluk bitirilmek istenmiyor. Tam tersine yönetiliyor. Diyeceksiniz ki bu verilerin seçimlerle bir alakası var mı? Evet. Aynı zamanda bu yoksulluk haritası bir siyasi haritaya dönüşüyor. "4 seçmenden biri sosyal yardım alıyor" Hesaplamalar gösteriyor ki 2024 yılında sosyal yardım alan seçmen sayısının 17.6 milyon kişi olduğunu ve bu rakamın toplam seçmenin yaklaşık %25’i kadar olduğunu ortaya koyuyor. Dolayısıyla tartışmasız bir gerçek ortaya çıkıyor. Yoksulların kamuoyu yoklamalarını ve seçimleri ne kadar etkilediğini hepimiz biliyoruz. Önce halk yoksullaştırılıyor sonra yardıma muhtaç hale getiriliyor. Devamlı sosyal yardımlara bağımlı kılınıyor. Sonra da önüne seçim sandığı koyuluyor. Elbette bunun bir demokratik yarış olduğunu söyleyemeyiz. Bu açık bir manipülasyondur. İktidar partisi özellikle kırsal bölgelerde ve düşük gelirli mahallelerdeki insanları yardımını keserler diye tehdit propagandası yapıyor. İnsanların temel geçim kaynağını siyasi tercihleri üzerinde bir baskı aracı olarak kullanıyor. Bu seçmenin oyunu satın alabilmek için yoksulluğun bilinçli olarak yönetilmesi gerçeğidir. Böyle bir düzen sağlıklı bir demokrasinin işlemesine elbette imkan vermez. Bu düzende insanların özgür iradesi açlıkla terbiye ediliyor. Hayatta kalma korkusuyla insanlar susturuluyor. "Yoksulluğu tarihten silenlerin safında olacağız" Başka bir deyişle, insanların özgür iradesi boş tencerelerin ve kesilecek yardımların tehdidiyle zincirlenmiş durumda. Değerli milletim, aziz kardeşlerim, yoksulluk sadece bir ekonomik sorun değil aynı zamanda bir demokrasi sorunu haline gelmiş durumda. Yoksulluk bu denli yüksek seçmen kitlesinin doğrudan etkilediği sürece Türkiye’de sağlıklı bir seçimden bahsetmek mümkün değil. Artık yoksulları iktidar için kullanmayı bırakıp onlara balık tutmayı öğretmenin zamanı çoktan gelmiş ve geçmiştir. Biz yoksulluğu yönetenlerin değil, yoksulluğu tarihten silenlerin safında olacağız. Bizim mücadelemiz yoksulluğu yönetmek değil, yoksulluğu tamamen ortadan kaldırmak içindir. Ve bu gidişata dur diyeceğiz."