10484,77%-1,35
42,33% 0,19
49,30% 0,09
5516,99% -2,45
9210,19% -3,00
Türkiye ekonomisinin omurgasını oluşturan aile işletmeleri, artık sadece finansal değil yönetimsel bir kırılma riskiyle karşı karşıya. Verilere göre Türkiye’deki işletmelerin yaklaşık %95’i aile şirketi. Ancak bunların yalnızca çok azı kurumsal yönetim ilkelerini uyguluyor. Yönetim Okulu Kurucusu Şerafettin Özsoy, bu tabloyu yılların akademik ve saha deneyimiyle analiz ederek uyarıyor: “Kurucunun enerjisiyle büyüyen ama sistemini kuramayan her aile işletmesi, bir sonraki nesilde dağılma riski taşır.” Türkiye’de Aile Şirketlerinin Gerçek Tablosu: Güçlü Başlayan, Zayıf Sürdüren Bir Yapı Türkiye ekonomisinin kalbinde aile işletmeleri yer alıyor. Yapılan araştırmalara göre ülkemizdeki işletmelerin yaklaşık %95’i aile şirketi statüsünde. Ancak bu kadar güçlü bir başlangıca rağmen tablo sürdürülebilirlik açısından düşündürücü: bu şirketlerin yalnızca %30’u ikinci nesile, %12’si üçüncü nesile, ve %3’ten azı dördüncü nesile ulaşabiliyor. Ortalama ömür ise 25 ila 34 yıl arasında değişiyor. Bu veriler, aile işletmelerinin büyük bir kısmının kurucusuyla sınırlı kaldığını, kurumsal yönetim eksikliği nedeniyle ikinci kuşakta gücünü kaybettiğini gösteriyor. Kurucunun emeğiyle yükselen birçok şirket, sistemli yapı kurulmadığında mirasın değil, mirasın yükünün devredildiği bir modele dönüşüyor. Sorunun Kalbinde Kurumsallaşamama Var: Duygularla Değil, İlkelerle Yönetmek Türkiye’de aile şirketlerinin en temel sorunu, güçlü kurucuların vizyonlarının yazılı sisteme dönüşmemesi. Birçok aile işletmesi, kurucusunun enerjisi ve kişisel liderliğiyle büyüyor; ancak bu vizyon süreçlere ve kurallara aktarılmadığında, liderin sahneden çekilmesiyle birlikte sistem çökmeye başlıyor. TKYD’nin verileri bu durumu açıkça ortaya koyuyor: Şirketlerin sadece %22’sinde aile üyelerinin görev ve sorumluluklarını belirleyen yazılı kurallar bulunuyor, %46’sı profesyonel yönetim yapısına sahip değil, ve neredeyse yarısı nesil devri planlaması yapmadan faaliyet yürütüyor. Bu tablo, Türkiye’de pek çok başarılı şirketin ikinci kuşakta yönünü kaybetmesinin nedenini açıklıyor. Yönetim Okulu Kurucusu Şerafettin Özsoy bu durumu şöyle özetliyor: “Kurumsallaşma, bir şirketin kişilere değil süreçlere dayanmasıdır. Aile işletmeleri duygularla değil, ilkelerle yönetildiğinde kalıcı hale gelir.” Nesil Geçişi: Aile Şirketlerinin En Kırılgan Dönemi Türkiye’de her yıl binlerce aile şirketi, nesil değişimi sürecini sağlıklı yönetemediği için faaliyetini sonlandırıyor. Kurucunun vefatı veya aktif yönetimden çekilmesiyle birlikte, kurumun yıllarca onun kişisel liderliğiyle ayakta duran yapısı bir anda yönsüz kalıyor. Yeni kuşaklar iyi eğitimli olsa da çoğu zaman şirketin tarihine, kültürüne ve değerlerine yeterince hâkim değil. Bu kopuş beraberinde stratejik yön kaybı, aile içi çatışmalar, finansal istikrarsızlık ve kurumsal hafızanın silinmesi gibi ciddi sonuçlar doğuruyor. Yönetim Okulu Kurucusu Şerafettin Özsoy, bu kritik dönemi şöyle özetliyor: “Kurucu mirasını değil, kurucu vizyonunu devretmek gerekir. Hisse değil, zihniyet aktarımı esastır.” Sürdürülebilir Aile Şirketlerinin Formülü: Bilgi + Sistem + Kültür Üçgeni Şerafettin Özsoy’a göre bir aile işletmesini uzun ömürlü kılan şey sadece sermaye gücü değil, bilgi, sistem ve kültürün dengeli birlikteliğidir. Bilgi; yönetim biliminin güncel ilkelerini esas alarak şirket yapısına rehberlik eder. Sistem; bu ilkelerin sürdürülebilirliğini sağlamak için aile anayasası, yönetim kurulu, devir planı gibi mekanizmaların yazılı hale getirilmesiyle işlerlik kazanır. Kültür ise; şirketin DNA’sını, değerlerini ve liderlik anlayışını nesiller arasında aktararak sürekliliği sağlar. Bu üç unsur bir araya geldiğinde, aile işletmesi kişilere bağlı bir yapı olmaktan çıkar, kurumsal kimliğe sahip yaşayan bir organizmaya dönüşür. Aile İşletmelerinde Kurumsal Süreklilik İçin Uygulama Önerileri Aile Anayasası hazırlayın: Roller, görevler, devir planı, çatışma çözüm mekanizmaları. Profesyonel yönetim kurun: Aile dışı uzmanlardan yararlanın. Yönetim eğitimi alın: Yönetim Okulu gibi kurumlarla stratejik planlama, liderlik ve kurumsal yapı üzerine çalışın. Mentorluk sistemleri geliştirin: Kurucudan sonraki nesli hazırlayın. Sonuç: “Kurumsal Olmadan Kalıcı Olunmaz” Türkiye’de binlerce aile işletmesi, büyük potansiyeline rağmen ikinci nesilde kayboluyor. Oysa çözüm çok açık: bilgiyle kurumsal sistemi birleştirmek. Yönetim Okulu’nun kurucusu Şerafettin Özsoy’un uyarısı bu yüzden net: “Bugün güçlü olmak, yarın sürdürülebilir olacağınız anlamına gelmez. Aile şirketleri için en büyük risk, kendi başarı hikâyelerine fazla güvenmektir.”