Sakarya Meydan Muharebesi (23 Ağustos–13 Eylül 1921), Türk Kurtuluş Savaşı’nın en kritik dönüm noktalarından biridir.
Bu makalede, Sakarya Muharebesi’nin tarihsel arka planı, askerî-stratejik önemi ve sonuçları akademik bir çerçevede ele alınmaktadır. İnceleme, muharebenin yalnızca askerî bir zafer olmadığını; aynı zamanda siyasi, toplumsal ve psikolojik sonuçlarıyla Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinde kurucu bir rol oynadığını ortaya koymaktadır. Giriş
Osmanlı Devleti, I. Dünya Savaşı sonrasında imzalanan 30 Ekim 1918 tarihli Mondros Mütarekesi ile fiilen sona ermiş, Anadolu toprakları işgal edilmeye başlanmıştır.¹ İstanbul Hükûmeti’nin pasif tutumu, işgal karşısında Türk milletini örgütsüz bırakmış, bu boşluğu Mustafa Kemal Paşa’nın 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkarak başlattığı Millî Mücadele hareketi doldurmuştur.
1921 yılına gelindiğinde, Anadolu’nun kaderi belirleyici bir dönemece girmiştir. Eskişehir-Kütahya Muharebeleri’nde alınan yenilgi sonrası Türk ordusu Sakarya Nehri’nin doğusuna çekilmiş, Yunan ordusu Ankara’ya doğru ilerlemeye başlamıştır.² Bu süreçte, Anadolu’nun siyasi ve askerî merkezi olan Ankara’nın düşmesi, Millî Mücadele’nin sona ermesi anlamına gelecekti.
Tarihsel Arka Plan ve Stratejik Önemi
Sakarya Nehri, Anadolu’nun batısından doğusuna uzanan coğrafi engel olması nedeniyle doğal bir savunma hattı işlevi görmüştür. Mustafa Kemal Paşa, 5 Ağustos 1921’de çıkarılan “Başkomutanlık Kanunu” ile TBMM tarafından geniş yetkilerle donatılmıştır.³ Savaş boyunca Mustafa Kemal Paşa’nın geliştirdiği “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır.
O satıh bütün vatandır.” anlayışı, savaş stratejisine yeni bir boyut kazandırmıştır.⁴ Bu ilke, yalnızca belirli bir cephe hattının değil, bütün vatanın savunulması gerektiğini vurgulamış; savaşın halkın seferberliğiyle yürütülmesini sağlamıştır.
Sakarya Zaferi’nin Sonuçları 1. Askerî Sonuçlar Sakarya Meydan Muharebesi, Yunan ordusunun Anadolu içlerine ilerleyişini durdurmuş ve stratejik üstünlüğü Türk tarafına geçirmiştir.⁵ Türk ordusu, savunmadan taarruza geçecek moral ve teşkilat üstünlüğünü kazanmıştır.
2. Siyasi Sonuçlar Zafer, uluslararası alanda TBMM Hükûmeti’nin meşruiyetini güçlendirmiştir. 20 Ekim 1921’de Fransa ile Ankara Antlaşması imzalanmış, Güney Cephesi kapanmış ve TBMM ilk kez Batılı bir devlet tarafından tanınmıştır.⁶ 3. Toplumsal ve Psikolojik Sonuçlar Türk halkının bağımsızlık iradesi güçlenmiş, Millî Mücadele’nin halk tabanı genişlemiştir.
TBMM, 19 Eylül 1921’de Mustafa Kemal Paşa’ya “Mareşal” rütbesi ve “Gazi” unvanı vermiştir.⁷
Bu durum, milletin moral gücünü pekiştirmiştir. Sakarya Meydan Muharebesi, Türk tarihinde yalnızca askerî bir dönemeç değil; aynı zamanda bir zihniyet dönüşümüdür. XIX. yüzyıl boyunca sürekli geri çekilen Osmanlı ordularının aksine, Türk milleti Sakarya’da makûs talihini yenmiş, bağımsızlık yolunda geri dönüşsüz bir irade ortaya koymuştur. Ayrıca bu muharebe, Türk Kurtuluş Savaşı’nın uluslararası boyutunu da etkilemiştir.
Fransa ile yapılan anlaşma, yalnızca bir cepheyi kapatmamış, aynı zamanda Türk milletinin uluslararası diplomaside aktör hâline gelmesine zemin hazırlamıştır. Sakarya Zaferi, Türk Kurtuluş Savaşı’nın kaderini değiştiren bir dönüm noktasıdır. Aylardan Ağustos, günlerden Sakarya denildiğinde, bir milletin yeniden doğuşu, bağımsızlığını koruma kararlılığı ve tarih sahnesine onurlu dönüşü hatırlanmaktadır.
Uğur Akyol