uğur akyol

Tarih: 03.07.2025 20:46

KÜLTÜREL ASİMİLASYON: UKRAYNA KİMLİĞİNİN RUSLAŞTIRILMASI VE SİLİNMESİ

Facebook Twitter Linked-in

Zorla Ruslaştırma ve Ukrayna kimliğinin sistematik biçimde ortadan kaldırılması da bir başka etnik temizlik biçimi olarak ortaya çıkmaktadır. Zorla asimilasyon, uluslararası ceza hukukunda ayrı bir suç olarak sınıflandırılmasa da, buna ilişkin eylemler insanlığa karşı suç ya da soykırım kapsamında değerlendirilebilir. 2024 yılında İnsan Hakları İzleme Örgütü tarafından yayımlanan “İşgal Altında Eğitim: İşgal Altındaki Ukrayna Topraklarında Okul Sisteminin Zorla Ruslaştırılması” başlıklı rapor, bu kapsamda önemli bulgular ortaya koymuştur. Rapor, Rus askerlerinin okullarda Rus marşını zorla söylettirmesi, Rus müfredatını reddeden okul müdürlerinin kaçırılması ve Rusça ders kitaplarının dayatılmasına dair öğretmen ve velilerin tanıklıklarını içermektedir. Ukrayna dili ve edebiyatı müfredatlardan kaldırılmış, kültürel kurumlar işlevsiz hale getirilmiş, medya kuruluşları yasaklanmış ve yerlerine devlet kontrollü Rus yayınları getirilmiştir.

Bu bulgular ışığında, işgal altındaki topraklarda yaşayan Ukraynalıların korunmasına yönelik mekanizmaların oluşturulması, herhangi bir diplomatik çözümün temel unsurlarından biri olmalıdır. Aksi halde, milyonlarca Ukraynalı, dondurulmuş bir çatışma ortamında Rusya Federasyonu’nun potansiyel soykırım politikalarına karşı savunmasız kalacaktır. Dördüncü Cenevre Sözleşmesi (1949) ve BM Güvenlik Konseyi Kararı 1674 (2006), insan haklarının korunmasını çatışma çözüm süreçlerinin merkezine yerleştirmektedir. Bu ilke, tüm müzakere çerçevelerinde mutlaka yer almalıdır. Ayrıca, uluslararası insancıl hukuk, işgalci güçlere sivillerin haklarını koruma yükümlülüğü getirmektedir. Cenevre Sözleşmesi, zorla sınır dışı etmeyi ve yeniden yerleştirmeyi yasaklar, eğitimde ulusal kimliğe saygı gösterilmesini zorunlu kılar ve sivillerin işgalcinin silahlı kuvvetlerine alınmasını yasaklar. Bu hakların uygulanmasına yönelik somut mekanizmalar, Rusya’nın saldırganlığının dondurulmasına dair tüm anlaşmalarda yer almalı ve taraflarca onaylanmalıdır. Rusya’nın 2014–2022 arasında gerçekleştirdiği eylemlerin oluşturduğu emsal dikkate alındığında, TOT’ta insan haklarının güvence altına alınması için en etkili araçlardan biri, Birleşmiş Milletler’in bu bölgelere kalıcı insani yardım misyonları göndermesidir.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —