Bir zamanlar Avrupa’nın ilim, medeniyet ve inanç merkezi olan Endülüs İslam Devleti, Hristiyan ordular tarafından acımasızca yerle bir edildi. Kadını, çocuğu, yaşlısı fark etmeksizin katliama uğrayan Müslümanlar ya kılıçtan geçirildi ya da din değiştirmeye zorlandı. Kimi kurtulmak için isim değiştirdi, kimisi görünürde Müslüman kalıp içten içe farklı inançlara yöneldi. Bu sürecin sonunda, o muazzam medeniyet sessizce yok oldu. Ancak fiziken yok edilen sadece bir medeniyet değil, bir ruh, bir direniş ve cihad şuuruydu. Tarih tekerrürden ibarettir derler. Bugün aynı oyunun farklı bir versiyonunu Anadolu topraklarında görmek mümkün. Dün Endülüs'te inanç kisvesiyle sinsice yayılmış olanlar, bugün aynı taktiklerle, isimlerini ve kimliklerini değiştirerek, milletimizin en hassas damarlarını hedef alıyorlar. Sanki bizden biriymiş gibi görünen ama inancı, hedefi, niyeti farklı olan yapılar eliyle milletimizin değerleri aşındırılıyor. Cihadın bir farz olduğunu unutturan, vatan sevgisini laçkalaştıran, ümmet bilincini törpüleyen bu anlayış; aslında bin yıl süren İslam medeniyetini sabote eden anlayışın devamıdır. Bir başka önemli tarihi kırılma noktası ise, 2. Bayezid döneminde yaşandı. Sabatay Sevi adlı bir hahamın sahte "Mesih" ilan edilmesiyle başlayan süreçte, Osmanlı'nın hoşgörüsü suiistimal edildi. Devlet, baskı gören Yahudilere kucak açtı, Selanik ve Şişli gibi bölgelere yerleştirdi. Ancak bu iyi niyet, zaman içinde ters tepti. Bazı çevreler, dini ve kimliklerini gizleyerek devlet kademelerinde güç kazandı. Ne yazık ki bugün bile etkileri süren bu yapı, toplumumuzun değerlerini içten içe kemiren, aidiyet duygumuzu aşındıran bir hal aldı. Şimdi soralım: Cihadı kim unutturdu? Birlik ruhumuzu kim zayıflattı? Bu topraklarda bir zamanlar 3 kıtaya hükmeden medeniyetimizi kim yok etti? Cevap basittir: Bizden görünen ama biz olmayanlar. İşte bu yüzden her Müslümanın ferasetle bakması, tarihi bilmesi ve asıl düşmanın kılıçla değil, fikirle, medya ile, kültürle geldiğini anlaması gerekir. Unutmayalım ki, ihanetin şekli değişse de özü aynıdır. Ve tarihte olduğu gibi bugün de, uyanık olanlar ayakta kalır; gaflet edenler ise tarihten silinir.
Murat Kılıç