Yok olup gidenleri saymazsak, Erzurum dağlarında irili ufaklı ondan fazla tabya var.
Bunların en bilinenleri ise; Aziziye, Mecidiye ve Kiremitlik’tir.
Tabyaların tamamı, Osmanlı’nın son asrında inşa edildi.
Görevleri, şehri (özellikle Rus) düşman saldırısı ve istilasına karşı savunmaktı.
Öyle de oldu…
Aziziye Destanı bunun en güzel misalidir…
Bu tabyaların çoğu, otuz yıl öncesine kadar askeriyenin kullanımındaydı.
Dolaysıyla korunuyordu.
Askeriye tabyalardan çekildikten sonra olan oldu:
Tabyalar adeta kaderine terkedildi!
Ne ilgili bakanlık ne de yerel birimler gerekli ihtimamı göstermediler.
Öyle ki bu tabyaların en meşhur olanları bile adeta mezbelelik oldu.
Tabyalar şehri Erzurum’da, “^tabyadan çöplükler” oluştu.
Birisinin bu kayıtsızlığa, sorumsuzluğa ve de en önemlisi vefasızlığa artık bir dur demesi gerekiyordu…
İşte o kişi, Vali Mustafa Çiftçi oldu.
Seferberlik başlattı:
“Tabyalarımıza sahip çıkalım.”
Vali Çiftçi’nin bu girişimi ve valilik kararı ile tabyalar, şehirdeki resmi kurumlara sanki de zimmetlendi.
Başta temizlikleri ve bakımı olmak üzere, ilgili kurumlar tabyalardan sorumlu kılındı.
Dün sevgili eğitimci yazar Yavuz Demir’le birlikte Vali Bey’i makamında ziyaret ettik.
Sohbetimiz dönüp dolaşıp tabyalara geldi.
Vali Bey, uygulamanın son derece başarılı bir biçimde sürmesinden ötürü mutluydu.
Kimi ahır, kimisi çöp deposu haline gelen tabyalar, temizlenmiş ve pırıl pırıl olmuştu.
Artık hiç biri sahipsiz değil…
Mustafa Çiftçi, “masa başı” valilerden değil.
Sürekli halkın içinde ve sürekli şehrin dört bir bucağında…
İşte bu sayede, tabyaların içler acısı hali gözler önüne serilmişti.
Vali Bey’in bu güzel çıkışını elbette ayakta alkışlıyoruz.
Lakin tabyaların yeniden harabe duruma dönmemesi için daha kalıcı tedbirler almak gerekir.
Misal:
Bu tabyalar, asıllarına uygun şekilde işletme olarak hizmete sokulsa fena mı olur?
Böylelikle hem çöplük olmaktan kurtarılır hem de sosyal hayata dahil edilir.
Özellikle İstanbul’da, yüzlerce tarihi eser aynı zamanda birer işletmedir.
Vaktiyle Çifte Minareli Medresede olmuştu.
Çok da güzeldi…
Niyeyse sonra bakanlık kararıyla iptal edildi.
Genellikle…
Bakanlık, ( tabya örneğinde olduğu gibi ) ne kendisi sahip çıkıyor ne de bırakıyor ki vatandaş sahip çıksın.
Çürüsün, yıkılsın, çöp deposu olsun!
Vali Mustafa Çiftçi’nin örnek bu çabası, soruna geçici önlemden öteye geçmez ne yazık ki…