Anadolu mutfağının köklü değerlerini koruyarak geleceğe taşımayı hedefleyen gastronomi girişimcisi Serkan Akköse, Erzurum mutfağının coğrafi işaretlerle taçlanan yükselişine dikkat çekti.
Akköse, gastronominin bugün dünyada hızla yayılan bir kültür haline geldiğini belirterek, turizmin ilk ve en güçlü adımının mutfakla atıldığını söyledi. Yemek kültürünün artık şehirlerin tanıtımında belirleyici rol oynadığını ifade eden Akköse, "İnsanlar sadece bir lezzeti tatmak için uçağa biniyor, kilometrelerce yol geliyor. Bunun en bilinen örneklerinden biri Gaziantep. Ancak zamanla Erzurum mutfağının, sahip olduğu tarih, ürün çeşitliliği ve ham madde zenginliğiyle çok daha kıymetli olduğu daha iyi anlaşılacak" dedi. Anneden Miras Bir Lezzet Yolculuğu Yaklaşık 9 yıl önce temelleri atılan bu gastronomi yolculuğunun, Akköse'nin rahmetli annesinden kalan 35 yıllık mutfak emeğine dayandığını belirten Akköse, "Annem mutfağıyla tanınan, yok demeyi bilmeyen, özellikle bayramlarda durmaksızın çalışan bir kadındı. Onun kurduğu düzenin bir müesseseye dönüşmesini istedim. Vefatından sonra bu mirasa sahip çıkmak bana nasip oldu. Yaklaşık 700 yıllık bir lezzet geleneğini yaşatıyoruz. Başarı varsa, bunun nedeni özüne sadık kalmamızdır" diye konuştu. Coğrafi İşaret Mücadelesi Başarıyla Sonuçlandı Su böreğinin özüne sadık kalınarak üretildiğini vurgulayan Akköse, bu lezzetin coğrafi işaret sürecine de öncülük ettiklerini belirtti. Daha önce defalarca sonuçsuz kalan başvuruların ardından, Erzurum su böreğinin ayırt edici özelliklerinin ortaya konduğunu ifade eden Akköse, dönemin Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası yönetimi ve Hakan Oral'ın desteğiyle sürecin başarıyla tamamlandığını söyledi. Bu çalışmayla birlikte su böreğinin ana vatanının Erzurum olduğunun tescillendiğini hatırlatan Akköse, "Biz yeni bir şey icat etmedik. Lezzeti özel kılan, yöresel ürünler ve geleneğe sadakattir" dedi. Börekten Sonra Mantı ve Hingel Coğrafi işaret çalışmalarının su böreğiyle sınırlı kalmadığını vurgulayan Akköse, "Börekten sonra mantının coğrafi işaretini almak için girişimde bulunduk. Bu süreçte hingel'in tescil belgesini de aldık. Bugün Erzurum'un 61 coğrafi işaretli ürünü bulunuyor ve bu sayı ile Türkiye genelinde üçüncü sıradayız" ifadelerini kullandı. İstihdam, Girişimcilik ve Şehir Ekonomisi Erzurum merkezli olarak büyüyen markalarının Türkiye'nin birçok noktasında ve yurt dışında faaliyet gösterdiğini dile getiren Akköse, şehirde yaklaşık 70 kişiye istihdam sağladıklarını belirtti. "Burada kazanıyor, burada kazandırıyoruz. Erzurum ekonomisine katkı sunmak bizim için çok kıymetli" dedi. Akköse, Atatürk Üniversitesi ve Erzurum Teknik Üniversitesi'nde öğrencilerle bir araya gelerek girişimcilik üzerine tecrübelerini paylaştığını da aktardı. Yaklaşık 400 öğrenciye hitap ettiğini belirten Akköse, "Herkes KPSS ile atanmak zorunda değil. Yapılmamış çok iş var. Ticaretin ilk adımı bir problemi fark etmektir. Problem varsa, çözüm ve başarı da vardır" diye konuştu. "Erzurum'un Değerleri Çoğalsın İstiyoruz" Hedeflerinin yalnızca kendi markalarını büyütmek olmadığını vurgulayan Akköse, "Erzurum'da benim dışımda da çok büyük değerler var. Onların da artmasını istiyoruz. Erzurum lezzetlerini 81 ile taşımak en büyük hedefimiz" dedi. Şehrin gelişimi adına yapılan çalışmalara da değinen Akköse, "Siyasi bir duruşum yok ancak Büyükşehir Belediye Başkanımız Mehmet Sekmen'in Erzurum'un gelişimi için ortaya koyduğu çabayı görüyoruz. Bu şehir için herkesin elini taşın altına koyması gerekiyor" ifadelerini kullandı.