Türkiye'de eğitim gören Suriyeli araştırmacı OMRAN Stratejik Araştırmalar Merkezi'nden Fadıl Hancı: "13 Temmuz'da Süveyda'da büyük çatışmalar yaşandı. Bu Şara yönetiminin ilk büyük kaybı oldu. Süveyda rejimin kontrolünde değildi. Yerel silahlı gruplar vardı. Dini liderler ve silahlı gruplar var orada. Dini liderlerin bu farklı silahlı gruplara etkisi de var. Silahlı grupların Şara iktidarına entegre olması bekleniyordu. Böyle olmadı. Burada Hicri ve İsrail faktörleri var. Örneğin Ricalül Karamı silahlı grubu Şam ile anlaştı. Hicri son anda bu anlaşmadan çekildi. Oradaki silahlı gruplar Şam ile görüşmek istiyor ancak Hicri ile karşı karşıya gelmek istemiyorlar. Süveyde'de sadece Dürziler yaşamıyor. Farklı gruplar var. Küçük bir Hristiyan azınlık da var. Şam güvenlik güçleri oradaki grupların saldırısına uğradı. Ardından Şam kapsamlı bir operasyon düzeneledi. Bunun üzerine İsrail müdahale etti ve Hicri İsrail'in yerel vekili haline geldi. Şu an bir ateşkes var ancak kaos devam ediyor. EKOTÜRK'te yayınlanan Feyza Gümüşlüoğlu'nun hazırladığı Saat Farkı programına konuşan Suriyeli Araştırmacı Fadıl Hancı: "İSRAİL olmasaydı Suriye'de yaşananlar yaşanmazdı" Feyza Gümüşlüoğlu: Suriye'de fiilen özerk bölgeler oluşturuluyor algısı var. Suriye'Nin birliği ile ilgili kaygılar var. Süveyda bunlardan birisi olarak gözüküyor. Birliğin sağlanması mümkün mü sizce? Fadıl Hancı: İsrail faktörü olmasaydı Süveyda'da yaşananlar yaşanmazdı. Önce bunun altını çizelim. Feyza Gümüşlüoğlu: OMRAN tarafından yayınlanan yeni bir raporunuz var. "SURİYE'NİN İÇ SİYASETİNDEKİ MEYDA OKUMALAR" raporun sonunda tavsiyeler de var. Bu rapor doğrultusunda örneğin SDG entegrasyonu ile ilgili ne düşünüyorsunuz? Fadıl Hancı: Suriye'de bir rejim inşası süreci var. Devlet kapasitesi çok zayıftı. Memur maaşları Suudi Arabistan ve Katar tarafından karşılanıyor. Bu devlet inşası sürecinde çevre ülkelerle barışık bir devlet hedefleniyor. Uluslararası topluma entegre olması hedefleniyor. Farklı kesimlere açılım hedefleniyor. Güvenlik sağlanmazsa devlet inşasından söz edilemez. DEAŞ ile mücadele, silahlı grupların düzenli orduya entegre edilmesi. Haftada bir hala yeni rejim eski rejim kalıntılarına operasyonlar düzenliyor hala. Eski rejim askerlerine silah bırakmaları karşılığı geçici kimlik veriliyor. Hem silahsızlanma hem entegrasyon süreci işletilmeye çalışılıyor DEAŞ propagandası bir yandan devam ediyor. Hala bir tehdit. Yeni rejim bununla da mücadele ediyor. Merkezi ordunun oluşturulması için çalışılıyor. Silahlı grupları şehirlerin dışına çekerek şehirlere düzenli güvenlik güçleri yerleştirilmeye çalışılıyor. SDG/YPG terör örgütü ile bir anlaşma imzalandı ancak bir ilerleme kaydedilmedi. SDG entegrasyonu üç faktöre bağlı. Birincisi PKK'nın silah bırakma süreci. İkincisi ABD baskısı. Üçüncüsü Şam hükümetinin kapasitesi. Suriye hükümetine yönelik yaptırımlar kalktı. Zaman Suriye hükümeti lehine işliyor. SDG/YPG süreci yanlış okuyor. SDG/YPG entegrasyonu Suriye'nin güvenliği için de çok önemli. PKK Silahsızlanma süreci devam ettikçe, ABD baskısı arttıkça, Şam hükümetinin kapasitesi arttıkça SDG/YPG Şam ile anlaşmak durumunda kalacak. Şam hükümetinin kapasitesinin gelişmesi ile süreç daha sağlıklı ilerleyecektir. Feyza Gümüşlüoğlu : "Siz Türkiye'de eğitim gördünüz, yaşadınız. 8 Aralık 'ta siz de umutlandınız. Ne hissediyorsunuz? Suriye'nin geleceği ile ilgili Kaygılanıyor musunuz? Fadıl Hancı: "Rasyonel yaklaşmaya çalışıyoruz. Kaygıdan ziyade rasyonel bakmaya çalışıyoruz. Suriye'nin geleceği ile ilgili umutluyuz" Farklı ülkelerden ve milletlerden konuklarıyla, Türkiye'nin, bölgenin ve dünyanın meseleleriyle SAAT FARKI her Cuma saat 15.00'de Türkiye'nin Ekonomi Televizyonu Ekotürk'te yayınlanıyor.