Türkiye Açısından: Taviz Değil, Tuzak PKK, geçmişte olduğu gibi bugün de “silah bırakma” yalanını, sahadaki varlığını korumak ve uluslararası meşruiyet kazanmak için kullanıyor. Eğer bu süreç: Suriye kolu YPG’yi, Avrupa’daki propaganda ağlarını, Irak’taki silahlı varlığı dışarıda tutuyorsa, bu silah bırakma değil, mevzi değişimidir. Türkiye açısından tek gerçek çözüm, örgütün lojistik damarlarının kesilmesi, siyasi uzantılarının etkisiz hale getirilmesi ve ideolojik kaynaklarının kurutulmasıdır. 2. İran Açısından: Çifte Oyun İran, kendi topraklarındaki PJAK’ı (PKK’nın İran kolu) baskı altında tutarken, Türkiye’ye karşı “Kürt kartını” daima elinde tutar. PKK’nın Türkiye’ye karşı pasifleşmesi, Tahran’ın bölgesel pazarlık gücünü azaltabilir. Ama İran, eğer bu gelişmeyi İsrail destekli bir “Birleşik Kürt Alanı” projesinin adımı olarak görürse, gizliden bu süreci sabote edecek ve sahada yeni silahlı unsurlar devreye sokacaktır. 3. İsrail Açısından: Kürt Devleti Projesinin Taşları İsrail, uzun süredir Kuzey Irak merkezli bir Kürt yapılanmasını, İran’a karşı ileri karakol olarak görmekte. PKK’nın sahadan çekilmesi, Kürt hareketini daha “uluslararası kabul edilebilir” hale getirir. Bu da: Irak Kürdistanı’nın bağımsızlık hamlelerini hızlandırır, Türkiye’nin güneyinde, İran’ın batısında ve Suriye’nin doğusunda İsrail dostu bir kuşak oluşturur. İsrail’in gözünde bu, “PKK bitti” değil, “PKK gömleğini değiştirip diplomatik masaya oturdu” demektir. 4. Bölgesel Unsurlar: Büyük Oyun ABD: YPG’yi “DEAŞ’a karşı müttefik” kisvesiyle beslemeye devam eder, silah bırakma sürecini meşruiyet zemini olarak kullanır. Rusya: PKK/YPG kartını, Türkiye’yi Şam’la masaya oturtmak için bir baskı unsuru yapar. Körfez Ülkeleri: Türkiye’nin bölgesel etkisini kırmak için bu gelişmeye mesafeli, hatta karşı durabilir. Sonuç: Silahın Susturulması Yetmez, Damar Kurutulmalı Bu “silah bırakma” açıklaması, sahada gerçek bir tasfiye olmadan Türkiye için bir tuzak senaryosudur. Mesele, silahın susması değil, ideolojik ve lojistik damarların kesilmesidir. Aksi halde bu, “kurşunla alamadığını, diplomasi ve propaganda ile alma” planıdır. Türkiye, İran ve İsrail üçgeninde bu oyunu ancak sert güvenlik politikası, keskin diplomatik hamleler ve milli stratejik akıl ile boşa çıkarabilir.